Kriz bir iki değil ki... Çok fazla. Savaşlar, göçler, ekonomik, finansal çöküşler, iklim krizi, pandemiler, yapay zekâ ve teknolojideki büyük ve hızlı gelişmelerin yol açtıkları... Ve bunların birbirleri ile etkileşimleri; sosyal, siyasi, jeopolitik, çevresel bağları... Bundan bir yıl önce Financial Times yılın en popüler sözcüklerinden biri olarak “çoklu krizi” seçmişti. Önceki gün kısa bir söyleşi gerçekleştirdiğim Prof. Dr. Ayşe Zarakol (Rahmi Koç Bilim Ödülü’nün bu yılki kazananı) içinde bulunduğumuz düzensizliğin hâkim olduğu bu dönemin çok uzun süreceğini söylüyor.

Önümde kriz kâhini olarak da tanınan ünlü ekonomist Nouriel Roubini’nin bir yazısı:

“Yalnızca küresel ekonomi değil, aynı zamanda insanlığın hayatta kalması da risk altında. İlk önceliğimiz önümüzdeki birkaç on yıllık istikrarsızlık ve kaostan sağ çıkmak olmalı” uyarısını yapıyor. Ve şunu da ekliyor: Bugünün liderlerinin bu çoğalan riskleri yönetebileceğine inanmak için çok az neden var.

Günlerdir, haftalardır aşırı yağışlar, şiddetli yağışlar, seller ile boğuşuyor Türkiye. Daha önce olmadığı şekilde büyük tahribatlar, can ve mal kayıpları yaşanıyor. Dünyanın farklı bölgeleri de benzer şekilde. İnsan eliyle doğanın bozulan dengesinin sonuçları bunlar. “Aşırılıklar” dönemi. Aşırı sıcaklar, aşırı yağışlar, aşırı soğuklar, yangınlar... Araştırma kuruluşu Climate Central’ın 2023 raporuna göre geçirdiğimiz son 12 ay, sanayi öncesi dönemine göre 1.3 derece üzerinde bir sıcaklık ortalaması ile şimdiye kadar kaydedilen en sıcak dönem oldu. İklim değişikliğinin etkisiyle bu dönemin, yaklaşık 125 bin yılın en sıcak 12 aylık dönemi olması muhtemel. Bu dönemde 170 ülkede 30 yıllık normları aşan sıcaklıklar nedeniyle dünya nüfusunun yüzde 99’unu oluşturan 7.8 milyar insan ortalamanın üzerinde sıcaklığa maruz kaldı.

“Çözüm yerine çözümsüzlüğe odaklı” liderler ordusu yeni bir iklim zirvesi için Dubai’de bir arada. İnsaf... 1992 yılından beri 28 kez düzenlenen bir zirve. Amaç belli küresel ısınmayı 1.5 derecede sabit tutabilmek için yapılması gerekenleri yerine getirmek. Ancak kimse elini taşın altına sokmuyor. İklim değişikliği hem enerji ve gıda güvensizliğini körüklüyor hem de maliyetlerini artırıyor. Adı henüz konmuyor ama büyük bir kitle “iklim göçmenleri”. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) 6. Değerlendirme Raporu küresel sıcaklıklardaki her ilave 1 celsius artış için, zorunlu yer değiştirme riskinin yaklaşık yüzde 50 artmasının beklendiğini ortaya koyuyor. Raporda çeşitli senaryolar da var: Örneğin su sıkıntısı, mahsul kıtlığı ve yükselen deniz seviyeleri gibi yavaş başlayan iklim felaketleri, düşük ısınma senaryosuna göre 2050 yılına kadar 31 ila 72 milyon insanı yerinden edebilir. Yüksek ısınma senaryosunda yerinden edilenlerin sayısı 90-143 milyona çıkabilir.

Her şeyin, her krizin birbirini tetiklediği bir dönem. Beraberinde büyük eşitsizlikleri, büyük adaletsizlikleri ve hukuksuzlukları da getiriyor ne yazık ki... Çözüm “ne kafayı kuma gömmek” ne “Bana bir şey olmaz, başkaları düşünsün” anlayışı. Kısa vadede pabucu kurtarıyor gibi görünürsün ama gemi tek. Uzun vadede döner ve sana da saplanır...

QOSHE - Çoklu krizler dönemi... Nasıl ayakta kalacağız? - Özlem Yüzak
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Çoklu krizler dönemi... Nasıl ayakta kalacağız?

39 4
01.12.2023

Kriz bir iki değil ki... Çok fazla. Savaşlar, göçler, ekonomik, finansal çöküşler, iklim krizi, pandemiler, yapay zekâ ve teknolojideki büyük ve hızlı gelişmelerin yol açtıkları... Ve bunların birbirleri ile etkileşimleri; sosyal, siyasi, jeopolitik, çevresel bağları... Bundan bir yıl önce Financial Times yılın en popüler sözcüklerinden biri olarak “çoklu krizi” seçmişti. Önceki gün kısa bir söyleşi gerçekleştirdiğim Prof. Dr. Ayşe Zarakol (Rahmi Koç Bilim Ödülü’nün bu yılki kazananı) içinde bulunduğumuz düzensizliğin hâkim olduğu bu dönemin çok uzun süreceğini söylüyor.

Önümde kriz kâhini olarak da tanınan ünlü ekonomist Nouriel Roubini’nin bir yazısı:

“Yalnızca küresel ekonomi değil, aynı zamanda insanlığın hayatta kalması da risk altında. İlk önceliğimiz önümüzdeki birkaç on yıllık istikrarsızlık ve kaostan sağ çıkmak olmalı” uyarısını yapıyor. Ve şunu da ekliyor: Bugünün liderlerinin bu çoğalan riskleri yönetebileceğine inanmak için çok az neden var.

Günlerdir, haftalardır aşırı yağışlar, şiddetli........

© Cumhuriyet


Get it on Google Play