H. AYHAN TİNİN

Bu köşeden yıllardır ülkemizin sanat ve kültür hayatı adına yazıyorum.

Özellikle de tiyatro…

Sanatın olduğu yerde aşk her zaman vardır.

Ancak aşkın olduğu her yerde sanat yoktur. Bazen yönünü kaybeder aşk! Sanatçı mı olmak istiyorsun ünlü mü? Karar veremezsin.

Tiyatro sanatına aşık bir kalem sahibi olarak yazmaya başladığım ilk gün karar verdim. Eğer bir oyunla ilgili olumsuz şeyler yazmak zorunda kalırsam, o oyunu yazmaktan vazgeçecektim. Kolektif bir sanat olan ve yoğun emek gerektiren tiyatro sanatında, prodüksiyonun önünde ve arkasında bulunan her kişinin döktüğü alın terine saygımdı bunun nedeni.

Yaptım da…

Tabii ki tartışılası bir tutum. Tamamen öznel bir seçim.

Aşk da böyle değil midir?

Olmayan bir ideal hali yüklediğimiz kişiyi, adeta bir hastalık gibi büyütürüz hayalimizde…

Nerden çıktı?demeyin! Bu hafta Sevgililer Günü…

Ve yine ‘Yazmadığın oyun ile ne ilgisi var? demeyin! Bu hafta biraz da nostalji duygusuyla koşa koşa gittiğim bir oyundan, müthiş bir hayal kırıklığıyla çıktım. Kendine yatırım yapmış bir oyuncuyla, sahneye çıkıyor olmakla yetinen bir oyuncuyu ayırır sahne ışıkları… Tiyatro aşkının uykusundan uyanıverir seyirci!

Sonda söyleyeceklerimden birini başta söyleyeyim.

Aşkınızı Sevgililer Günü felaketinden, sahnenizi Ben oldum diyen oyuncudan koruyun!

Bakmayın öyle yazılan tarihçesine… Orta çağın mucize hikayelerine düşkün cahil insanları tarafından üretilen birçok karmaşık öyküsü olmakla birlikte ‘St Valentine’s Daygünümüzde anlamını çoktan yitirmiş halde… 1920’lerde başlayan ticari yolculuğunu dolu dizgin sürdürüyor.

Anlamı başka yerde arayın.

Bir markanın internet sitesinin sosyal medya yöneticisi yazmış İngilizce tabiriyle Valentine’s Day olarak bilinir.Acaba Türkçe tarafınızdan ne kadar bilinir? Tabiriyle deyişi bir yorumlama belirtir. Dildeki anlatımı kuvvetlendiren bir yorumu ifade eder. Arapça’dan geçmiştir dilimize. İngilizce tabiri diye bir Türkçe olmaz!

Bir başka markanın internet sitesi yazılmış Bir çeşit aşk mektubu’ndan bahsediyor. Yok artık!

Dil bir aşktır. Türkçe de bir aşktır!

Gelelim tiyatro sahnesinde bu hafta izlediğimiz oyuna… Tutamadım kendimi yazdım!

Ülkemizde tiyatro eğitimi kalitesi yazık ki her geçen gün geriye doğru gidiyor.

Özel tiyatrolar yükselen maliyetleri nedeniyle yaşamak için kimi zaman deneyimli bir başrol oyuncusunun yanına sahneyi fiziğiyle dolduracak, ağzı laf yapan iki üç oyuncuyu ekleyerek prodüksiyon yapmaya yöneliyorlar.

Her köşe başında oyunculuk dersleri veren kurslar var. Eğitim içeriklerinin kerameti kendinden menkul. Nasıl düzenlendiği neye göre sertifika verdiği belli olmayan bu –iyi niyetli olsa da– yetersiz eğitim merkezlerinden ‘Ben oyuncu oldum’ diye mezun olan insanlar var.

Tabii ki kastımız sözgelimi Müjdat Gezen Sanat Merkezi gibi bu işin ülkemizdeki yüz akı eğitim kurumları değil.

Deyim yerindeyse derme çatma, oyunculuk aşkı olan insanların heveslerini sömüren yapılardan bahsediyoruz.

Tiyatro sanatı aşktır!

Her aşk gibi tutkuludur!

Ünlü olmak, sosyal medyada 150.000 takipçikasmak için oyuncu olunmaz. Hayata dair, insana dair söyleyecek şeyleri, bu konuda bir derdi olan tutkulu aşıkların sanatıdır tiyatro!

O aşk tiyatro tarihiyle, mitolojiyle, müzikle, sesle-nefesle, beden estetiğiyle-mimle, insan psikolojisiyle, toplumun sosyal psikolojisiyle yatıp kalkmayı gerektirir.

Oyuncu her gün çalışır. Her gün okur.

Beden yalan söylemez. Sahnedeki mizanseni neden yaptığını bilmeyen oyunculuklar izledik. Jest ve mimiklerin neye hizmet ettiğinin farkında olmayan oyuncu olur mu?

Üç yaşındaki çocuğaÇirkin ol dersin, yüzünü buruşturur, gülersin. Ama sahnede kötü adamı canlandırmak için aynı mimiği suratına taşıyan oyuncu, çok rahatsız edici bir durum yaratır.

Bir karakter değişir, dönüşür sahnede… Fakat bu çizgi filmdeki gibi Hop hop değiş tonton diye olmaz.

Sahneye yıllarını vermiş, o saygıdeğer hanımefendi sanatçımızı çıkarsanız sahneden, neredeyse oyunun dekoru bile toz toprak kaldırarak çökecek.

Yazık değil mi?

Özel üniversitelerin sahne sanatları bölümleri, pandemiden bu yana aynı eğitim kadrosunu iki yıl üst üste koruyamıyor. Öyle değerli sanatçılara öyle eğitmen ücretleri teklif ediliyor ki, ayıp! O üniversitenin bölüm başkanları, eğitmenleri birlikte eğitim içeriği hazırlamak konusunda çalışabiliyor mu? Holistik, bütüncül bir eğitim içeriği; güncel gelişmeleri ve kuşak farklılıklarını da dikkate alarak yapılandırılıyor mu?

İyisi mi siz aşkınızı Sevgililer Günü felaketinden koruyup, sevginizi baş tacı yapın.

Bu ülkenin hakiki tiyatro sanatçıları da oyuncu yetiştirecek, hakiki eğitim kurumları oluşturacak temelleri atsın.

Cesur ve kararlı aşıklar aranıyor!

Önemli not: Bu ülkenin sanat ve tiyatro dünyasına çok uzun yıllardır bitip tükenmeyen bir aşkla hizmet eden Zeynep Oral hanımefendi 15 Şubat günü yeni yaşını kutlayacak; daha nice sağlıklı ve üretken yıllar dileriz.

QOSHE - Aşk ve Tiyatro - Ayhan Tinin
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Aşk ve Tiyatro

8 0
11.02.2024

H. AYHAN TİNİN

Bu köşeden yıllardır ülkemizin sanat ve kültür hayatı adına yazıyorum.

Özellikle de tiyatro…

Sanatın olduğu yerde aşk her zaman vardır.

Ancak aşkın olduğu her yerde sanat yoktur. Bazen yönünü kaybeder aşk! Sanatçı mı olmak istiyorsun ünlü mü? Karar veremezsin.

Tiyatro sanatına aşık bir kalem sahibi olarak yazmaya başladığım ilk gün karar verdim. Eğer bir oyunla ilgili olumsuz şeyler yazmak zorunda kalırsam, o oyunu yazmaktan vazgeçecektim. Kolektif bir sanat olan ve yoğun emek gerektiren tiyatro sanatında, prodüksiyonun önünde ve arkasında bulunan her kişinin döktüğü alın terine saygımdı bunun nedeni.

Yaptım da…

Tabii ki tartışılası bir tutum. Tamamen öznel bir seçim.

Aşk da böyle değil midir?

Olmayan bir ideal hali yüklediğimiz kişiyi, adeta bir hastalık gibi büyütürüz hayalimizde…

Nerden çıktı?demeyin! Bu hafta Sevgililer Günü…

Ve yine ‘Yazmadığın oyun ile ne ilgisi var? demeyin! Bu hafta biraz da nostalji duygusuyla koşa koşa gittiğim bir oyundan, müthiş bir hayal kırıklığıyla çıktım. Kendine yatırım yapmış bir oyuncuyla, sahneye çıkıyor olmakla yetinen bir oyuncuyu ayırır sahne ışıkları… Tiyatro aşkının uykusundan uyanıverir seyirci!

Sonda söyleyeceklerimden birini başta söyleyeyim.

Aşkınızı Sevgililer Günü felaketinden, sahnenizi Ben oldum diyen oyuncudan koruyun!

Bakmayın öyle yazılan tarihçesine… Orta çağın mucize hikayelerine düşkün cahil insanları tarafından üretilen birçok karmaşık öyküsü olmakla birlikte ‘St Valentine’s Daygünümüzde anlamını çoktan yitirmiş halde… 1920’lerde başlayan ticari yolculuğunu dolu dizgin........

© Diken


Get it on Google Play