H. AYHAN TİNİN

Geçmişte kaybettiğimiz bir düşü, gelecekte gerçeklik içinde yaşarsak, bugün içinde yaşadığımızın olasılıklarına nasıl anlam vereceğiz?

Bütün ilişkiler ölür ve yeniden doğar.

Çoğu zaman tuhaf ve maceralı bir yolculuktur bu…

Biz “Pek seviyorlardı birbirlerini“, “Davul bile dengi dengine“, “Adamın gözü dışardaydı zaten!” “Kadın da biraz kadınlığını bilmeli…” gibi sıradan, sığ, vasat cümlelerle yüzeysel tanımlarken bir ilişkiyi, bir ihtimalin daha yaşanabileceğini fark etmeden uzaklaşırız konudan…

Oysa ilişkinin iki salıncağında bir kez daha düşten geçer bütün olasılıklar!

Takımyıldızları’ oyunundan bahsediyoruz.

Bu hafta yolum HannSahne’ye düştü.

Zekice yazılmış bir metinle keyifli bir 75 dakika geçirmek isterseniz değecek bir oyun ‘Takımyıldızları‘.

Bir kadın. Bir adam. Ve bir ilişki.

Oyun adamı ve kadını değil, ilişkiyi anlatıyor.

“Burada ne yapıyoruz ki zaten? Bir daha görüşmek istemezsen, görüşmeyiz.”

Sayısız ilişkiyi başlatan bu sıradan cümlelerle gelişen bir aşkın sonu nereye varır? Her yere! Her yere varabilir. Fizikçi araştırmacı-akademisyen bir kadın ile sıradan basit bir adam…

Bir sabah uyandığınızda bütün hayatınız değişebilir. Bu doğru. Ya her sabah uyandığınızda değişme ihtimali varsa hayatınızın? Biz mi yaşıyoruz gerçekten, yoksa başkalarının yaşadığına tanıklık mı ediyoruz? Sonsuz olasılık içinde değerlendirmek bir ilişkiyi, kolektif bilinçaltımızın bir sıçraması mı yoksa?

Bu ve benzer sorularla oyunu izleyerek geçirdiğiniz süre içinde dalıp gitmeye hiç zamanınız kalmıyor. Zihniniz sürekli aktif bir biçimde sahne ile hayat arasında gelip gidiyor.

Oyunun yazarı Nick Payne. Çevirmeni ise sahnede ‘adam’ı oynayan Kemal Kayaoğlu. Pırıl pırıl bir Türkçeyle çevirmiş metni… Sahnede ‘kadın’ı oynayan Özge Erdem ise aynı zamanda oyunun yönetmeni. İkili başarılı bir çalışmaya imza atmışlar. Kutlarım.

Paralel evrenlerde bir ilişkinin sayısız olasılığının izdüşümlerini anlatan oyun, adeta zihin açıyor.

Bazen olanlar, olmasını istediklerimiz ya da istemediklerimiz, ama istediğimizi bilmediklerimiz mi?

Şu anınız, geleceğiniz ve geçmişinizde dolaşarak ilişkinizi yaşamak ister miydiniz? Üstelik kuantum sıçramasından, sicim dolanıklığına kadar fiziksel kuramların eşliğinde…

Oyunda yardımcı yönetmen Aslı Ceren Bozatlı aynı zamanda dramaturg sorumluluğunu da üstlenmiş. Sıla Karakaya sahne tasarımında, Kemal Yiğitcan ışık tasarımında; her biri son derece iyi işler çıkartmışlar. Burada ismini sayamadığımız diğer katkı sağlayanların da işini hakkıyla yaptığını düşünüyorum. Çünkü tiyatro iyi olan her şeyin arkasında kollektif bir çalışmaya ihtiyaç duyan bir sanat…

HannSahne’ye gelince… Ben tiyatro fuayesinin biraz daha klasik olmasına alışkın bir kuşaktan geldiğim halde, kitap raflarıyla dolu bekleme alanından çok rahatsız olmadım. Salonun da yeni nesil tiyatro salonları içinde, yüz akı mekanlardan biri olduğunu düşünüyorum.

Kendinizi, diğerini ve ilişkinizi kaybedip, her birine yeniden hikâyenin başka bir tarafından bakmak sizi korkutmayacaksa ‘Takımyıldızları’ oyununu izlemek size iyi gelecektir.

Khaled Hosseini, güzelim ‘Uçurtma Avcısı’ kitabında “Bu kadar mutlu olmana ancak, senden bir şey almaya hazırlandıkları zaman izin verirler” der. Her olasılık, yapılan veya yapılmayan her seçim; kaybetmekle kazanmak arasında bir ihtimali gerçekliğe taşır. Her kaybettiğin başka bir kazandığındır, kaybederek yenileneceğin…

‘Takımyıldızları’ seyirciye sahnedeki sihirbazın sandukasında, kimsenin görmediği gizli bölmeleri göstermeyi vaat ediyor.

Peki bunu görmek, hayat denen oyunu çözmenize yeter mi?

Belki gerçeği fark edebilirsiniz, ancak hakikatle baş edemezsiniz!

QOSHE - Zihnimde bir tuhaflık… - Ayhan Tinin
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Zihnimde bir tuhaflık…

10 1
04.03.2024

H. AYHAN TİNİN

Geçmişte kaybettiğimiz bir düşü, gelecekte gerçeklik içinde yaşarsak, bugün içinde yaşadığımızın olasılıklarına nasıl anlam vereceğiz?

Bütün ilişkiler ölür ve yeniden doğar.

Çoğu zaman tuhaf ve maceralı bir yolculuktur bu…

Biz “Pek seviyorlardı birbirlerini“, “Davul bile dengi dengine“, “Adamın gözü dışardaydı zaten!” “Kadın da biraz kadınlığını bilmeli…” gibi sıradan, sığ, vasat cümlelerle yüzeysel tanımlarken bir ilişkiyi, bir ihtimalin daha yaşanabileceğini fark etmeden uzaklaşırız konudan…

Oysa ilişkinin iki salıncağında bir kez daha düşten geçer bütün olasılıklar!

Takımyıldızları’ oyunundan bahsediyoruz.

Bu hafta yolum HannSahne’ye düştü.

Zekice yazılmış bir metinle keyifli bir 75 dakika geçirmek isterseniz değecek bir oyun ‘Takımyıldızları‘.

Bir kadın. Bir adam. Ve bir ilişki.

Oyun adamı ve kadını değil, ilişkiyi anlatıyor.

“Burada ne yapıyoruz ki zaten? Bir daha görüşmek istemezsen, görüşmeyiz.”

Sayısız ilişkiyi başlatan bu sıradan cümlelerle gelişen bir aşkın sonu nereye varır? Her yere! Her yere varabilir. Fizikçi araştırmacı-akademisyen bir kadın ile sıradan basit bir adam…

Bir sabah........

© Diken


Get it on Google Play