Gazze'den gelen her bir video sadece bizi değil, tüm dünya kamuoyunu etkiliyor.

Onca savaş suçuna maruz kalan bir halk, isyan etmeden tüm yaşananları birlik ve beraberlik içinde sabır ve şükürle karşılıyor.

Gazze'nin duygusu ve motivasyon kaynakları tüm halkları etkiledi.

Bu süreç bazı sorularla insanların zihnine çentik attı. Şimdi bu soruların peşinden gidelim.

Gazze'deki Filistinlileri tek vücut kılan inanç, nasıl ve ne zaman neşvünema buldu?

Filistinliyi parti parti bölen, ideolojik kompartımanlara ayıran siyonist anlayış, Gazze'de nasıl sınıfta kaldı?

Gazze'de üç yaşındaki çocuğundan doksan yaşındaki yaşlı dedesine, kadınından erkeğine herkes ama herkeste yansıma bulan güçlü iman ve dinî yaşam tarzının hikâyesinin izini sürdüğünüzde önemli şahsiyetler karşımıza çıkıyor.

Bu önemli şahsiyetler Filistin'in gündeminde yokken özellikle Gazze bağlamında dine duyarlı ama pratikler bağlamında daha zayıf bir toplum gözlemliyoruz.

Denize kıyı bir bölge olan Gazze'de, alkollü restoranlar ve eğlence anlayışının yaygın olduğu sözlü tarih anlatıcılarından aktarılmakta.

Gazze'deki dinî yaşam pratiğinin gelişmesindeki dönüm noktası, Şeyh Ahmet Yasin'in Filistin Direniş Tarihi'nde sahneye çıkmasıyla başlıyor.

Peki Hamas'ın kurucusu olan Şeyh Ahmet Yasin kimdir?

Filistin savunmasının çehresini değiştiren Ahmet Yasin; faaliyetlerinde eğitim, yardım ve teşkilatlanma konularına odaklanmayı tercih ediyor.

Şahsiyeti tanıma bakımından bazı öz bilgiler vermek gerekirse; 1936'da Filistin'in Askalan şehrinde dünyaya geliyor.

16 yaşındayken bir kaza geçiriyor ve hayatını felçli bir şekilde devam ettiriyor.

Eğitimi bırakmıyor ve bu alanda devam ediyor. İslam şer’i ilimlerinde yüksek tahsiller yapıyor. El-Ezher Üniversitesinden mezun oluyor.

Mısır'daki Müslüman Kardeşler ekolünü benimsiyor ve fakat ondan bağımsız bir şekilde Filistin direnişi kapsamında özgün bir anlayışla Hamas'ı hayata geçiriyor.

Bu süreçlerde kapı kapı ziyaretlerde bulunarak halkı bilinçlendirmek adına çalışmalar yürütülüyor.

İslami bilinç ve yaşam tarzının güçlendirilmesi noktasında eğitim faaliyetleri en önemli ideal olarak formülize ediliyor ve hayata geçiriliyor.

1970'ler Gazze halkı için İslami kimliğin güçlendiği ve pratize edildiği yıllar olarak tarihe geçti.

Hamas'ın kuruluşu 1987 olarak kabul edilmekte.

1990'lar ise Hamas'ın toplumda kök saldığı ve güçlendiği yıllar olarak değerlendirilebilir.

Filistin savunması ve direnişinin kimlik ve kodlar bakımından bu süreçte güç bulduğunu görmekteyiz.

Direnişin yeniden hayat bulması ise İsrail'i oldukça rahatsız etmiştir.

Ve Şeyh Ahmet Yasin, İsrail tarafından hedefe konmuştur.

Pek çok kez suikasta maruz kalmıştır. Felçli hâline rağmen hapsedilmiş ve işkencelere maruz bırakılmıştır.

Şeyh Ahmet Yasin, 22 Mart 2004'te bir sabah namazı çıkışı, İsrail'in üç füzeyle bombalaması sonucu şehit edilmiştir.

Siyonistlere karşı duruşu ve cihadıyla Filistinlilere umut olan Gazze liderini, hürmet ve duayla selamlıyorum.
Ve yazımı, Şeyh Ahmet Yasin'in ümmete mektubuyla bitiriyorum;

"Bırakın savaşçı onuruyla ölelim!

Allah'ım! Ümmetin suskunluğunu sana şikâyet ediyorum!

Ben ki kocamış bir yaşlıyım. Kurumuş iki elim ne kalem tutuyor ne de silah! Sesimle yeri inletecek güçte bir hatip de değilim! Ben ki saçları ağarmış, ömrünün son demlerinde, türlü hastalıkların yıktığı ve üzerinde zamanın belalarının estiği biriyim! Tek isteğim, benim gibi Müslümanların zaaf ve âcizliğinden müteessir olanların yazmasıdır!

Siz ey Müslümanlar!

Suskun ve aciz, helak olmuş ölüler! Hâlâ kalpleriniz sızlamıyor mu, başımıza gelen bu acı felâketler karşısında? Bir halk yok mu? Hiç mi kimse yok; Allah için ve ümmetin namusu için kızacak, şerefli direnişçilerken bizleri katil teröristler olarak ilan edenlere karşı duracak? Bu ümmet utanmaz mı, şerefi çiğnenirken? Omuzlarımıza el verecek ve gözyaşlarımızı silecek bir bakış! Bu ümmetin kurumları, sivil güçleri, partileri, teşkilatları ve bariz şahsiyetleri, Allah için kızmaz mı?

Tümü birden sokaklara dökülüp bizim için dua etmeye; "Ey Rabbimiz! Gücümüzü topla, zaafımızı gider ve mümin kullarına yardım et!" diye çağıramaz mı? Buna da mı gücünüz yetmiyor?

Yakında bizim büyük ölümlerimizi duyacaksınız, o zaman alınlarımızda şu yazılacak:

"Bizler direndik! İleri atıldık ve kaçmadık!"

Ve bizimle birlikte çocuklarımız, kadınlarımız, yaşlılarımız ve gençlerimiz ölecek! Onları, bu suspus ve bön ümmete yakıt yapacağız! Bizden teslim olmamızı ve beyaz bayrak dikmemizi beklemeyin! Çünkü biz, bunu yapsak da öleceğimizi biliyoruz. Bırakın savaşçı onuruyla ölelim! Dilerseniz bizimle olun; elinizden geldiğince, öcümüzü sizden her biri boynuna taksın! Dilerseniz bize acıyarak ölümümüzü izleyin! Temennimiz; Allah'ın, emaneti savsaklayan herkesten kısas almasıdır! Umarız bizim aleyhimize olmazsınız!

Allah aşkına, bari aleyhimize olmayın!

Ey ümmetin liderleri, ey ümmetin halkları! Allah'ım, sana şikâyette bulunuyorum!

Gücümün azlığını, imkânımın yetersizliğini ve insanlara karşı zaafımı sana şikâyet ediyorum. Sen mustazafların Rabbisin... Sen bizim Rabbimizsin... Bizi kime bırakıyorsun? Bize cehennem olacak uzaklara mı? Veya düşmana mı?

Allah'ım! Akıtılan kanlar, dokunulan ırzlar, çiğnenen hürmetler, yetim bırakılan çocuklar, oğlunu yitirmiş anneler, dul kalmış kadınlar, yıkılmış evler ve ifsat edilmiş ekinler aşkına sana şikâyette bulunuyorum; sana şikâyette bulunuyorum!

Gücümüz dağıldı... Birliğimiz bozuldu... Yollarımız ayrıldı... Halkımızın zaafını ve ümmetimizin bize yardım edip düşmanı yenmedeki âcizliğini sana şikâyet ediyoruz!

QOSHE - Gazze'nin dindarlaşma hikâyesi - Betül Soysal Bozdoğan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Gazze'nin dindarlaşma hikâyesi

29 3
20.12.2023

Gazze'den gelen her bir video sadece bizi değil, tüm dünya kamuoyunu etkiliyor.

Onca savaş suçuna maruz kalan bir halk, isyan etmeden tüm yaşananları birlik ve beraberlik içinde sabır ve şükürle karşılıyor.

Gazze'nin duygusu ve motivasyon kaynakları tüm halkları etkiledi.

Bu süreç bazı sorularla insanların zihnine çentik attı. Şimdi bu soruların peşinden gidelim.

Gazze'deki Filistinlileri tek vücut kılan inanç, nasıl ve ne zaman neşvünema buldu?

Filistinliyi parti parti bölen, ideolojik kompartımanlara ayıran siyonist anlayış, Gazze'de nasıl sınıfta kaldı?

Gazze'de üç yaşındaki çocuğundan doksan yaşındaki yaşlı dedesine, kadınından erkeğine herkes ama herkeste yansıma bulan güçlü iman ve dinî yaşam tarzının hikâyesinin izini sürdüğünüzde önemli şahsiyetler karşımıza çıkıyor.

Bu önemli şahsiyetler Filistin'in gündeminde yokken özellikle Gazze bağlamında dine duyarlı ama pratikler bağlamında daha zayıf bir toplum gözlemliyoruz.

Denize kıyı bir bölge olan Gazze'de, alkollü restoranlar ve eğlence anlayışının yaygın olduğu sözlü tarih anlatıcılarından aktarılmakta.

Gazze'deki dinî yaşam pratiğinin gelişmesindeki dönüm noktası, Şeyh Ahmet Yasin'in Filistin Direniş Tarihi'nde sahneye çıkmasıyla başlıyor.

Peki Hamas'ın kurucusu olan Şeyh Ahmet Yasin kimdir?

Filistin savunmasının çehresini değiştiren Ahmet Yasin; faaliyetlerinde eğitim, yardım ve teşkilatlanma konularına odaklanmayı tercih ediyor.

Şahsiyeti tanıma bakımından bazı öz bilgiler vermek gerekirse; 1936'da Filistin'in Askalan şehrinde dünyaya geliyor.

16 yaşındayken bir kaza geçiriyor ve hayatını felçli bir şekilde devam ettiriyor.

Eğitimi bırakmıyor ve bu alanda devam ediyor. İslam şer’i ilimlerinde yüksek tahsiller yapıyor. El-Ezher Üniversitesinden mezun oluyor.

Mısır'daki Müslüman Kardeşler ekolünü benimsiyor ve fakat ondan bağımsız bir şekilde Filistin........

© Diriliş Postası


Get it on Google Play