Bazı şeyleri konuşmak ne kadar kolay ve ne kadar hafif geliyor bir başkasının acısından bahsetmek. Oysa hiçbir şey öyle değil. Hiçbir acı, yaşayanın canı kadar yakmıyor bir başkasını ve bu durum elbette ki normal. Olağan ve doğal olmayan ise bunu bilmiyor gibi davranmak.

Uzaktan bakmak kolay yani; konuşmak kolay, “acını paylaşıyorum” demek kolay ama bir de yaşayana sormak, biraz da onu anlamak ve kendimizi onun yerine koymak; en zor ve en acılı olanı bu sanıyorum.

Dünya gözlerimizin önünde bir cehenneme dönüyor ve biz de bu durumun içinde öyle ya da böyle, bir şekilde yaşıyoruz. Kabul ediyorum Gazze’de olanları; yaşananları içimizde hissediyoruz. Ama bir şey var ve ben bundan korkuyorum; hem de çok korkuyorum ki alışıyoruz. Adamlar aslında tam da bunu istiyor; alışalım istiyorlar, normal sayalım istiyorlar. Fakat hayır; hayır kardeşlerim hayır! Yaşananların hiçbiri normal değil ve biz inatla hiçbir zulme alışmayacağız. Durmadan, bıkmadan ve alışmadan bugün söylediğimiz kadar ve hatta daha yüksek sesle söyleyeceğiz; kahrolsun bu zalimler. Çocukların canına kıyan zalimlere bin lanet olsun.

Darda olanla bölüşülmeyen nimet sahibine zarardır. Bunu biliyorum; hem de çok iyi biliyorum. İşte bu vakit, tam da o vakit. Zira nimetten kastım sadece mal mülk, para pul değil. Asla değil. Bahsettiğim; mazlum için çıkaramadığımız ses, söyleyemediğimiz söz, yazamadığımız satır, gidemediğimiz yol, yapamadığımız ama yapabileceğimiz ne varsa işte onların hepsi. Bizde varsa ve yapmıyorsak vallahi zararı onlara değil, bize. Zira bir gün ya utanarak ve yerin dibine girmeyi isteyerek; ya da gururla “kardeşlerimiz dardayken ben vardım” diye cümleler kuracağız.

Unutmayacağımızı biliyorum. Zira bu milletin her ferdi, kim olursa olsun bu ve benzeri hiçbir zulmü unutmadı.

Hani anlatırlar ya âlimin birinin yanına çok derdi olan, derdinin acısıyla yanan bir genç gelmiş;

“Çok derdim var, çok acı çekiyorum ne yapmalıyım?” diye sormuş.

“Sen şimdi git, kırk gün sonra yine gel” deyivermiş âlim.

“Peki o zaman ne olacak? Unutacak mıyım? Geçecek mi?”

“Yok” demiş âlim, “Geçmeyecek ve unutmayacaksın ama alışacaksın.”

İşte ben tam da bundan korkuyorum. Bu zalimlerin durmayacağını da bizim unutmayacağımızı da biliyorum; ama alışırız diye çok korkuyorum.

QOSHE - Alışırız diye çok korkuyorum - Fatih Duman
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Alışırız diye çok korkuyorum

16 9
05.12.2023

Bazı şeyleri konuşmak ne kadar kolay ve ne kadar hafif geliyor bir başkasının acısından bahsetmek. Oysa hiçbir şey öyle değil. Hiçbir acı, yaşayanın canı kadar yakmıyor bir başkasını ve bu durum elbette ki normal. Olağan ve doğal olmayan ise bunu bilmiyor gibi davranmak.

Uzaktan bakmak kolay yani; konuşmak kolay, “acını paylaşıyorum” demek kolay ama bir de yaşayana sormak, biraz da onu anlamak ve kendimizi onun yerine koymak; en zor ve en acılı olanı bu sanıyorum.

Dünya gözlerimizin önünde bir cehenneme dönüyor ve biz de bu durumun içinde öyle ya da böyle, bir şekilde yaşıyoruz. Kabul ediyorum Gazze’de olanları; yaşananları içimizde hissediyoruz. Ama bir şey var ve ben bundan korkuyorum; hem de çok korkuyorum ki alışıyoruz. Adamlar aslında tam da bunu istiyor;........

© Diriliş Postası


Get it on Google Play