“Yaşamak zor zanaat” diye bir cümle hatırlıyorum. Yaşamak zor zanaat, gerçekten ve hakikaten öyle. Bu cümleyi kuran adamın, vaktinde nasıl bir derdi vardı ve şikâyeti nedendi bilmiyorum ama bizim yaşadığımız bu vakitte yaşasaydı şayet kurduğu bu cümlenin, söz konusu çağ için çok nazik ve hafif kaldığını kendi de fark ederdi.

Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki yaşamak, ağır gelen bir hâl bu çağda. Bazı durumlarda insan böyle bir dünyada yaşıyor olmanın yükünü taşımaktan yorgun düşüyor. İşte tam öyle bir durumda ve bizim içinde yaşadığımız bu zaman için şöyle bir cümle kuruyorum ben;

“Bu çağda yaşamanın adına taşımak deselermiş ya keşke. Zira hep ve devamlı taşıyoruz; acıyı, derdi ve hüznü…”

Bazen buna, “nasıl sabrediyoruz?” diye düşünüyorum. Bunca acının, bunca kederin olduğu bir dünyanın içinde yaşamanın sadece sabırla alakalı bir durum olduğuna inanıyorum. Yani dediğim gibi yaşamak değil bunun adı, taşımak. Ve biz de tam öyle yapıyoruz. Zira dünyayı kendimize benzetmeye gücümüz yok artık ve bu hâle gelmiş bir dünyaya benzeyecek de değiliz. Ya da en azından gayretimiz bu yönde. Ancak sabrediyoruz işte.

Ama garip bir şey var ve gözlerimizin önünde oluyor. Dünyanın her tarafında; Gazze’de Müslüman kardeşlerimize yapılan zulmü gören, şahit olan ve içinde hâlen vicdanı ve merhameti kalan insanlar sokaklara dökülüyorlar. Bu iblislerin karşısında insanlığı kurtarmak için çırpınanlar her yerde varlar. Ve bir uyanış bu. Uykudan değil, aslında neredeyse bir ölümden uyanmak demek.

Katiller bir avuç Filistinliyi yok etmek isterken bütün dünyayı Filistinli yapıyorlar.

İnsanlığı öldürmek için gayret ederken insanı uyandırıyorlar. Gözümüzün önünde yüzlerce, binlerce belki de on binlerce insan “Neye inanıyorlar da bunca zulme ve bunca acıya sabrediyor bu insanlar?” diyerek şahadet getiriyor ve Müslüman oluyorlar. Gazze’deki kardeşlerimiz ölürken bile Allah’ın dinine hizmet ediyorlar.

Bu zamanda yaşamak zor ve çok acı. Zira gücümüz yetmiyor ve yetmemesi de acı veriyor bizlere. Hem de çok fazla acı. Kudurmuş bir katiller sürüsü insanlığımızı sınıyor ve dünya bunu sadece izliyor. Adına “yaşamak” denmez bu çağda olanın; en fazla “taşımak” denir. Acıyı, kederi ve utancı taşımak.

QOSHE - Bütün dünyayı Filistinli yapıyorlar - Fatih Duman
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bütün dünyayı Filistinli yapıyorlar

15 9
14.11.2023

“Yaşamak zor zanaat” diye bir cümle hatırlıyorum. Yaşamak zor zanaat, gerçekten ve hakikaten öyle. Bu cümleyi kuran adamın, vaktinde nasıl bir derdi vardı ve şikâyeti nedendi bilmiyorum ama bizim yaşadığımız bu vakitte yaşasaydı şayet kurduğu bu cümlenin, söz konusu çağ için çok nazik ve hafif kaldığını kendi de fark ederdi.

Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki yaşamak, ağır gelen bir hâl bu çağda. Bazı durumlarda insan böyle bir dünyada yaşıyor olmanın yükünü taşımaktan yorgun düşüyor. İşte tam öyle bir durumda ve bizim içinde yaşadığımız bu zaman için şöyle bir cümle kuruyorum ben;

“Bu çağda yaşamanın adına taşımak deselermiş ya keşke. Zira hep ve devamlı taşıyoruz; acıyı, derdi ve hüznü…”

Bazen buna, “nasıl........

© Diriliş Postası


Get it on Google Play