Yabancı dil öğrenmek kişilerin dünya vatandaşı olması yolunda önemli bir eşik. “Bir lisan bir insan” anlayışı, yabancı dil öğrenmenin önemine binaen söylenmiş sözlerdendir. Türkçe, 10. yüzyılda İslamiyet’in Türk devletinin dini olarak kabul edilmesinden sonra Arapçanın etkisine girmiştir. Arapça ile birlikte Farsça, özellikle edebiyat ve sanat dili olarak Türkçeyi gölgede bırakmıştır.

Tarihî süreç içerisinde Arapça özellikle din uleması tarafından müstakil bir dil olarak öğrenilmiş ve İslami ilimlerin tahsil edilmesinde medreselerde belirleyici bir konuma yükselmiştir. Farsça ise müstakil bir dil olarak yaygın bir ilgiye mazhar olamamış, kelime aktarımı şeklinde Türkçenin içerisinde yerini almıştır.

Osmanlı’nın son 150 yılında Fransızca etkili olmuş ve kalem ehli hemen herkes yabancı mürebbiyelerin de devreye girmesiyle Fransızca tahsili yapmıştır. Jön Türkler ve Batı’yı kurtuluş mecrası olarak gören herkes Fransızca öğrenmeye çalışmış, Fransız eserler Türkçeye çevrilmiş, Fransız gazeteler İstanbul’da neşredilmeye başlanmıştır.

Cumhuriyetle birlikte yeni yüzyılın ve yeni dünyanın dili İngilizce olmuştur. Yeni kurulan cumhuriyet ve yönetim kadrosu, bir proje olarak Arapçanın etkisini azaltmış hatta Arapça öğrenmeyi gelişememenin sebeplerinden biri olarak kabul etmişlerdir. Bu arada Batılılaşmanın gereği, muasır medeniyetler seviyesine ulaşacak pozitif bilimlerin dili olan İngilizce, okullarda 1918 yılından itibaren ders olarak okutulmaya başlanmıştır. Anadolu liselerinin açılmasıyla yabancı dil, zorunlu ders olarak müfredattaki yerini almıştır. Yani 100 yıldır okullarımızda haftada ortalama beş saat İngilizce eğitimi verilmektedir.

Neden yabancı dil öğretemiyoruz?

2023 yılı itibarıyla ilkokul ikinci sınıftan itibaren İngilizce öğretimi yapılmaktadır. İlköğretim kademesinde üç yıl, ortaokul kademesinde dört yıl ve lise kademesinde dört yıl olmak üzere 11 yıl öğrencilerimize İngilizce eğitimi verilmektedir. Yapılan bir araştırmaya göre, bin 400 saat İngilizce eğitimi alan öğrencilerin yüzde 90’ı hâlâ başlangıç düzey İngilizce bilgisine sahiptir.

11 yıl İngilizce eğitimi gören fakat 11 cümle kuramadan ilk ve ortaöğrenimini tamamlayan milyonlarca genç, yabancı dil özürlüsü olarak dünya vatandaşı olmanın yolunu aramaktadır. Türkçenin zenginliklerini ortaya çıkarma adına tüm ülke ve tüm kurumlar var gücüyle çalışmalıdır fakat yabancı dilleri öğrenmenin de yolunu bulmalıdır gençlerimiz.

Bir yabancı dil öğrenmenin yetersiz kaldığı günümüzde, Türk insanı yabancı dil öğrenme konusunda dünya sıralamasında en sonlarda yer almaktadır. Hindistan, Pakistan, Uzak Doğu ülkeleri, Afrika ve Avrupa ülkeleri birden fazla dil konuşan insanlar yetiştirmektedir.

Yabancı dil öğretilememesinin nedenleri arasında nitelikli öğretmen eksiği, teknolojiden yeteri kadar faydalanamama, derslerin teori olarak anlatılması ve pratiğe dökülememesi, yabancı dil öğrenmenin gerekliliğine inanmayış, yabancı filmler ve kitapların orijinalinden takip edilememesi gibi faktörler sayılmaktadır.

Avrupa Dil Portfolyosu planına uyarak gramer öğretimi yerine okuma, yazma, dinleme ve konuşma gibi dört beceriyi merkeze alan dil öğretimi modeline geçilmelidir. Kendi dilimizi ihmal etmeden çocuklarımıza yabancı dilleri öğretmek zorundayız.

QOSHE - 11 yılda kaç cümle yabancı dil öğrendiniz? - Hacı Sarı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

11 yılda kaç cümle yabancı dil öğrendiniz?

25 1
21.11.2023

Yabancı dil öğrenmek kişilerin dünya vatandaşı olması yolunda önemli bir eşik. “Bir lisan bir insan” anlayışı, yabancı dil öğrenmenin önemine binaen söylenmiş sözlerdendir. Türkçe, 10. yüzyılda İslamiyet’in Türk devletinin dini olarak kabul edilmesinden sonra Arapçanın etkisine girmiştir. Arapça ile birlikte Farsça, özellikle edebiyat ve sanat dili olarak Türkçeyi gölgede bırakmıştır.

Tarihî süreç içerisinde Arapça özellikle din uleması tarafından müstakil bir dil olarak öğrenilmiş ve İslami ilimlerin tahsil edilmesinde medreselerde belirleyici bir konuma yükselmiştir. Farsça ise müstakil bir dil olarak yaygın bir ilgiye mazhar olamamış, kelime aktarımı şeklinde Türkçenin içerisinde yerini almıştır.

Osmanlı’nın son 150 yılında Fransızca etkili olmuş ve kalem ehli hemen herkes yabancı mürebbiyelerin de devreye girmesiyle Fransızca tahsili yapmıştır. Jön Türkler ve Batı’yı kurtuluş mecrası olarak gören herkes Fransızca öğrenmeye çalışmış, Fransız eserler Türkçeye çevrilmiş, Fransız gazeteler İstanbul’da neşredilmeye başlanmıştır.

Cumhuriyetle birlikte........

© Diriliş Postası


Get it on Google Play