Ülke nüfusunun önemli bir kesiminden “Battık, bittik” mesajları geliyor…
Gerçekten de asgari ücretli veya ona yakın maaş alanların durumları iyi değildir…
Kamuda maaşlar yükseldiğinde veya asgari ücret artırıldığında, marketlerdeki fiyatlar daha yüksek oranlarda artıyor…
Öyleyse; ısrarla sürdürülen yöntem doğru değildir…
Sürekli maaş artışı vermek yerine, ülkenin ucuzlamasını sağlayacak adımlar atılmalıdır…
İhtiyaç duyulan gıda maddelerinin ithaline izin verilmeli, rekabet kuralları çalıştırılmalıdır…
Bunu yapmak yerine haksız fiyat artışları altında ezilmek, sonra da “geçinemiyoruz” diyerek tepki göstermek çelişkili bir durumdur…
AB üyesi olan Güney Kıbrıs’ta her türlü ürünün ithali serbesttir…
Kuzey Kıbrıs’ta ise hala yasakçı bir rejim uygulaması vardır…
Adam 5 tane kasap geziyor ve kuzu eti bulamıyorsa, bunun yolu et ithaline ‘geçici olsa da’ izin verilmelidir…
Adam tüm marketleri geziyor ve brokoli bulmuyorsa, yine ithalin önü açılmalıdır…
Kuzeyde açılmıyorsa; insanlar gidip güneyden alacak…

Açık Pazar edebiyatı

Basit kararların dahi alınamadığı bir yerde zaman zaman siyasiler tarafından ortaya atılan ‘Hong Kong’ veya ‘Singapur’ sloganlarına ne demeli?..
Maraş’ı açıp Singapur yapacaklarını söylemişlerdi…
Girne’yi ve diğer yerleri neden Singapur yapamadınız?..
Yapabilir misiniz?..
Asla yapamazsınız…
Mevcut siyasi yapı ve yönetim anlayışıyla bu ülkede hiçbir şey yapamazsınız…
Polisin ihtiyaç duyduğu teknik malzemeleri dahi ‘ihale yasası’ yüzünden ithal edemiyorsanız, burada Singapur veya Hong Kong’tan söz etmeyeceksiniz…

Özal’ın önerisi

Niyet ve cesaret olsaydı; ülkemizi ticaret ve turizmde çekici bir ülke haline getirebilirdik…
Ama bnunu bizler engelledik…
Devletçi bir rejimle ve Türkiye’den çekilecek paralarla kamu ağırlıklı bir modele sarılıp bugünlere geldik…
Türkiye’de Turgut Özal öncesi Marlboro sigara satanlar hapsedilirdi…
İnsanlar ceplerinde bir dolar taşıyamazdı…
Yabancı ülkelerden ithalat çok sınırlıydı…
O yüzden binlerce kişi Kıbrıs’a gelerek bizdeki mağazalardan payrex tabak tencere, buharlı ütü, şemsiye, battaniye satın alıyordu…
Ganimet sonrasında ‘bavul ticareti’ yüzlerce kişinin başını döndürecek kadar para akışına sebep olmuştu…
Özal, Türkiye’de ithalatı serbest bırakınca ‘bavul ticareti’ önemini yitirmişti…
Öyleyse ‘kalkınma için’ bir şeyler yapmalıydık…
Özal, Kıbrıs’ı ziyaretinde ülkemizi yönetenlere ‘Açık Pazar’ önerisi yapmıştı…
“Kıbrıs’ın tamamını açık Pazar yapalım, sıfır gümrükle çekim merkezi haline gelsin” demiş ve ortaya çıkacak gümrük vergisi kaybının tamamını 10 yıl süreyle ödemeyi taahhüt etmişti…
Ne var ki; dönemin koalisyon hükümeti bu öneriyi partilerin Merkez Yönetim Kurullarından geçirememişti…
Mesele bu kadar basit…

QOSHE - Her şey MYK’nın iznine mi bağlı? - Reşat Akar
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Her şey MYK’nın iznine mi bağlı?

38 0
30.04.2024

Ülke nüfusunun önemli bir kesiminden “Battık, bittik” mesajları geliyor…
Gerçekten de asgari ücretli veya ona yakın maaş alanların durumları iyi değildir…
Kamuda maaşlar yükseldiğinde veya asgari ücret artırıldığında, marketlerdeki fiyatlar daha yüksek oranlarda artıyor…
Öyleyse; ısrarla sürdürülen yöntem doğru değildir…
Sürekli maaş artışı vermek yerine, ülkenin ucuzlamasını sağlayacak adımlar atılmalıdır…
İhtiyaç duyulan gıda maddelerinin ithaline izin verilmeli, rekabet kuralları çalıştırılmalıdır…
Bunu yapmak yerine haksız fiyat artışları altında ezilmek, sonra da “geçinemiyoruz” diyerek tepki göstermek çelişkili bir durumdur…
AB üyesi olan Güney Kıbrıs’ta her türlü ürünün ithali serbesttir…
Kuzey Kıbrıs’ta ise hala yasakçı bir rejim uygulaması vardır…
Adam 5 tane kasap geziyor ve kuzu eti bulamıyorsa, bunun yolu et ithaline ‘geçici olsa da’ izin verilmelidir…
Adam tüm marketleri geziyor ve brokoli........

© Diyalog Gazetesi


Get it on Google Play