İki ayı aşkındır abluka altındaki Gazze’de devam eden işgal ve soykırım İslam ülkelerinde olduğu gibi başta ABD ve Avrupa’da ciddi siyasi ve toplumsal sarsıntılara sebebiyet veriyor. Katil israil’in hiçbir kural tanımadan hastane, okul ve mülteci kaplarını bombalaması modern dünyanın kabul edeceği bir vahşet değil. Siyonist israil’in anne karnındaki bebekleri dahi kadın ve çocuklara yönelik toplu katliamları batı dünyasının halklarını ürkütüyor. Kendi öğrendikleriyle ters orantılı bu katliamlara destek veren batılı liderlerin tutumları onları daha da ürkütüyor. ABD ve batı ülkelerinin Siyonistleri koşulsuz desteklemesi batı toplumunu derinden rahatsız ediyor. Bu rahatsızlığın en büyük göstergesini sokaklara çıkarak yansıtıyorlar. Avrupa’nın merkezi konumunda olan İngiltere, Fransa ve Almanya halkı olmak üzere Avrupa’nın birçok ülkesinde siyasi ve sosyal depremleri beraberinde getirmiştir. Batılı yöneticilerinin Siyonist israil’e mutlak desteğinin tam tersi bir tabloyla batı halkı, Siyonistlerin işgaline karşı Filistinlilerin haklı cihadını destekliyor. Hatta Reuters haber ajansı tarafından yayınlanan son kamuoyu araştırmasında ABD halkının yüzde yetmişin üzerinde Filistinlilerin yanında olduğunu gösteriyor. Bu tablo şunu net göstermiştir: Katil israil’in vahşeti ve Filistinlilerin haklı mücadelesi vicdan sahibi tüm dünya halklarını harekete geçirmiştir. Bu durumun doğurduğu sonuç ise, halk ile devlet iradesini elinde bulunduran liderler arasını tamamıyla açmıştır.

Evet, Siyonist rejimin akıl almaz katliamları sadece Müslüman halkların vicdanını yaralamıyor. Dünyada vicdan sahibi olan; dini, dili, ırkı, rengi fark etmeksizin herkesi ürkütüyor. Şu anda Gazze’deki katliam, batı liderleri ve batı halkları arasında kalın çizgilerle bir ayrışmaya sebebiyet vermiştir. Hatta Londra’da 14 Ekim’den bu yana her hafta “Filistinlilerle Dayanışma” yürüyüşleri mevcut iktidarları tarafından “Nefret Yürüyüşü” olarak nitelendirilmişlerdir. Bu yürüyüşlere sert bir şekilde karşı çıkmış ve bunu “Teröre Destek” olarak tanımlamıştır. Sadece bu hadise bile iki uçtaki farklı yaklaşımı gösteriyor. Bu ayrışımın sadece Avrupa’nın bazı ülkelerinde değil tüm ülkeleri etkilediğini söyleyebiliriz. Örneğin Gazze katliamı İrlanda kamuoyunu hiç olmadığı kadar politikleştirmiş ve İngiliz karşıtlığını daha da artırmıştır. Diğer taraftan İskoçya, İrlanda, Kanada ve Avustralya gibi bağımsız ülkelerin halkları bile Gazze’de yaşanan vahşetin, medeni dünya anlayışında kabul edilemez olduğunu haykırarak sokaklara dökülüyorlar. Belçika gibi bir devlette Filistin yanlısı gösteriler Müslüman ülkelerden daha fazla karşılık buluyor. Aynı ülke, Siyonist israil’in mallarını boykot ederek onu savaş suçlusu ilan ediyor.

Sonuç olarak; Siyonist israil’in işgal ve katliam süresi uzadıkça ve batılı ülkelerin liderleri onları destekledikçe bu ülkelerin kamuoyunda sorgulanır olmuştur. Siyaset kurumu ve halk arasındaki makas aralığı tam açılmıştır. Aslında Batılı siyasilerin şimdiye kadar işgal ettikleri halkın zihin dünyası Gazze mücadelesiyle prangalardan kurtuluyor. Batılı hükümetlerin Siyonist israil’e verdikleri koşulsuz siyasi, askeri ve ekonomik desteğin batı halklarını öfkelendirdiği ve kendisine sunulan medeniyetin resmini sorgulatıyor. Kendisine sunulan resmin tamamıyla sahte olduğunu öğreniyor. Londra’da, Berlin’de ve New York’a kadar geniş bir yelpazede öfke dolu Filistin yanlısı gösteriler Siyonist israil kadar batılı siyasi liderleri de korkutuyor. Gazze yeni bir tarih yazıyor ve halk ile siyasi liderler arasında tarihi bölünmeyi doğuruyor. Batı kurumlarının milyar dolarlık bütçe medyaları da israil katliamlarını ve batı halkının bakış açısını manipüle etmede başarısız olmuştur. Bu yüzden Siyonist liderler kadar batılı siyasetçiler de kendi halklarının tutumları nedeniyle korku içerisindeler. HAMAS’ın haklı direnişi şunu göstermiştir: Yıllardır batı halkına yutturdukları medeniyetin aslında bir canavar olduğu, ulus devlet olarak tanımladıkları kurumların ve kusursuz olarak zihinlere kazıdıkları medeniyetin yeniden sorgulanmasının kapısını aralamıştır. Bu sel dalgasını engelleyecek hiçbir beşeri güç de yoktur. Filistinlilerin haklı davası tüm dünya dengesini değiştirmiştir/değiştirecektir.

QOSHE - Avrupa’nın Gönül Fatihi: HAMAS! - Abdullah Kavan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Avrupa’nın Gönül Fatihi: HAMAS!

8 0
09.12.2023

İki ayı aşkındır abluka altındaki Gazze’de devam eden işgal ve soykırım İslam ülkelerinde olduğu gibi başta ABD ve Avrupa’da ciddi siyasi ve toplumsal sarsıntılara sebebiyet veriyor. Katil israil’in hiçbir kural tanımadan hastane, okul ve mülteci kaplarını bombalaması modern dünyanın kabul edeceği bir vahşet değil. Siyonist israil’in anne karnındaki bebekleri dahi kadın ve çocuklara yönelik toplu katliamları batı dünyasının halklarını ürkütüyor. Kendi öğrendikleriyle ters orantılı bu katliamlara destek veren batılı liderlerin tutumları onları daha da ürkütüyor. ABD ve batı ülkelerinin Siyonistleri koşulsuz desteklemesi batı toplumunu derinden rahatsız ediyor. Bu rahatsızlığın en büyük göstergesini sokaklara çıkarak yansıtıyorlar. Avrupa’nın merkezi konumunda olan İngiltere, Fransa ve Almanya halkı olmak üzere Avrupa’nın birçok ülkesinde siyasi ve sosyal depremleri beraberinde getirmiştir. Batılı yöneticilerinin Siyonist israil’e mutlak desteğinin tam tersi bir tabloyla batı halkı, Siyonistlerin işgaline karşı Filistinlilerin haklı cihadını destekliyor. Hatta Reuters haber ajansı tarafından yayınlanan son kamuoyu araştırmasında ABD halkının yüzde yetmişin üzerinde Filistinlilerin yanında olduğunu gösteriyor. Bu tablo şunu net göstermiştir: Katil israil’in vahşeti ve Filistinlilerin haklı mücadelesi vicdan sahibi tüm dünya halklarını harekete geçirmiştir. Bu durumun doğurduğu sonuç ise, halk ile devlet........

© Doğruhaber


Get it on Google Play