NİHAYET HÜDA PAR

Bu kadar yalan ve iftiranın arasından geçmek zorundaydık, aksi takdirde bir yalan çokça dillendirildiğinde söyleyenler de inanmaya başlıyormuş.

Analizci meseleyi HÜDA PAR’a ve günümüze kadar getirmiş.

Bakın ne demiş:

“Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Hüda Par’a ilişkin değerlendirmeleri bu ajan oluşumun anlaşılması açısından önemsenmesi gereken bir olguyu ifade etmektedir. Soylu, “Devletin ve Türk siyasetinin son 10 yılda attığı en önemli adım Hüda Par adımıdır. Bu adım, stratejik devlet aklının geliştirdiği bir politikadır. Bunun önemi 10 yıl sonra anlaşılacaktır” demektedir. Süleyman Soylu tartışmasız bir şekilde Hüda Par’ın bir devlet projesi olduğunu ortaya koyarken, tam da saptırılmaya çalışılan bu gerçekliği yerli yerinde bir belirleme ile deşifre etmiş oluyor. Türk generali Arif Doğan’ın söylediği şeyleri daha yalın bir şekilde dile getirmiş oluyor.”

Perinçek ile ilgili söylediklerimizi aynen Soylu için de söyleyebiliriz.

Evet, size göre Soylu ne kadar güvenilirdir ve sözüne ne kadar itibar edilir?

Bu açıklamayı ve bağlamını anlamamak ve yukarıdaki sonucu çıkarmak için ya kamuoyunu geri zekâlı sanmak ya da çok düşük bir zeka seviyesine olmak gerekir.

Biliyoruz ANF’ciler dediklerimizi anlamayacaklar; ama yine de tarihe not düşme anlamında birkaç satır karalayalım.

Soylu’nun açıklaması 2023 cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde söylendi.

Erdoğan, kritik seçim için propagandasını “Muhalefet / Kılıçdaroğlu, PKK ile ittifak halindedir” söylemi üzerine kurmuştu. Meydanlarda Kandil baronlarının Kılıçdaroğlu’na destek açıklamasında bulundukları videoları izletiyordu.

İlk başta bunu önemsemeyen, kazanacağına oldukça emin olan Millet İttifakı bileşenleri, bir süre sonra havanın değişmeye başladığını fark ettiler. Herhalde oturup konuştular ki, hep birlikte AK parti listelerinden seçime giren HÜDA PAR’ı hedef almaya başladılar. O kadar yoğun bir saldırı başladı ki, HÜDA PAR kime cevap yetiştireceğini şaşırdı. Konuştuğu zaman partisine zarar verdiği için konuşmaması istenen Mansur Yavaş bile meydana çıktı ve AK Partiden daha çok HÜDA PAR’ı hedef aldı.

HÜDA PAR’ı hedef alanlar, onu “Devletin birliğine düşman”, “Anayasadaki değişmez maddelere karşı”, “Ülkede federasyon, özerklik isteyerek üniter yapıya karşı” şeklinde suçluyordu. HÜDA PAR ise tek parti döneminin ırkçı-asimilasyoncu politikasının ve Anayasadaki darbe kalıntısı maddelerin değişmesini istediğini gizlemeden söylüyordu.

CHP ve İYİ Parti dışında Zafer Partisinin de HÜDA PAR’ı hedef alması Cumhur İttifakından MHP ve BBP’yi gard almaya itti. Özellikle BBP defalarca doğrudan HÜDA PAR’ı hedef alan açıklamalar yaptı.

HÜDA PAR’dan bazı isimlerin AK Parti listelerinden aday gösterilmesi, Özdağ faşizmini, CHP Kemalizmini rahatsız ettiği gibi odatv gibi karanlık odakları, Kemalist sol grupları da rahatsız etmişti. Kullanılan dil Erdoğan’a oy vermesi beklenen milliyetçi grupları da küstürebilirdi. İşte Soylu’nun açıklaması, bu kesimleri konsolide etme amaçlıydı. Yoksa Soylu’nun görev yaptığı süre boyunca HÜDA PAR tabanında çok da iyi bir izlenim bırakmadığı, etkinliklere sürekli sorunlar çıkardığı bilinen bir şeydi.

KİMLER SERBEST KALDI?

Bazen gerçeğin bir kısmını söylemek ve en önemli kısmını bilinçli olarak gizlemek en büyük yalan ve dezenformasyondur. PKK medyası hiç olmamış şeyleri ortaya atmakta mahir olduğu gibi bu konuda da ders verecek seviyededir.

Mesela 2010 tahliyeleri ile ilgili söyledikleri…

“1990’lı yıllarda yüzlerce Kürt'ü vahşi bir şekilde katleden Hizbulkontracılar, faşist AKP hükümeti aracılığıyla serbest bırakıldı. Bu katil devşirme çevreler yeniden formatlanarak Hüda Par ismiyle tekrar piyasaya sürüldü.”

Önce dikkatinizi çekmek istediğimiz yer ilk cümlede geçen kelimeler…

PKK’nin yaptığı saldırılar sonrası Hizbullah da kendini savunmak için karşılık verdi evet. Ama öyle PKK’nin yaptığı gibi bombalamalara, mayınlara, kitlesel katliamlara hiçbir zaman yönelmedi. Ortadaki garabet ise bırakın öldürülen kadınları, çocukları, sivilleri, öğretmen ve işçileri; sadece iç infazlarda 15 binden fazla Kürd’ü katleden örgütün utanmadan Hizbullah için “Yüzlerce Kürt’ü katleden” diye bir ifade kullanması…

Asıl konuya gelirsek…

PKK medyası gerçekleri tersyüz ederek hukuki bir düzenlemeden siyasi bir sonuç çıkarmaya çalışıyor.

Meseleyi kısaca özetleyelim.

2004’te çıkarılan ama 2 defa ertelendiği için yürürlüğe girmeyen CMUK (Ceza Muhakemeleri Usul kanunu) 102. Madde etrafında bir tartışma yürütüldü.

Bu madde gereği cezaevlerinde tutuklu bulunup da adli vakalarda beş (5) diğer konularda ise on (10) yıl cezaevinde kalıp davaları hükme bağlanamayanlar serbest bırakıldılar.

Bu serbest bırakılanlar arasında Hizbullah davası tutukluları da vardı.

Resmi rakamlara 950’den fazla kişi bu madde kapsamında “uzun yargılamadan” dolayı tahliye edilmişken neden mesele sadece toplam rakamın onda biri bile olmayan Hizbullah tutukluları üzerinden konuşuldu?

Serbest bırakılanların içinde yüzlerce PKK’li, uyuşturucu suçluları, organize suç örgütleri mensupları bulunuyordu. Hatta “uzun yargılamaya” özellikle itiraz edenler Ergenekon Davası avukatlarıydı ve o davadan yargılananlar da serbest bırakılmıştı.

Ortada bir kanun maddesi vardı ve o maddeye göre mahkumiyet kararı verilmemiş olan “tutukluların” tutukluluk sürelerine göre “tutuksuz yargılanmaları” kararıydı uygulanan.

Şimdi böyle bir düzenlemeyi hedef alarak “Faşist AKP hükümeti aracılığıyla serbest bırakıldılar” demek meseleyi bilerek saptırmak, yalanlar üzerine analitik aptallıklar serpiştirmek değil de nedir?

Devam edecek..

QOSHE - Yazı Dizisi | HÜDA PAR Neden Hedefte?-5 | Nihayet HÜDA PAR - Hüseyin Kaya (2)
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yazı Dizisi | HÜDA PAR Neden Hedefte?-5 | Nihayet HÜDA PAR

11 7
22.03.2024

NİHAYET HÜDA PAR

Bu kadar yalan ve iftiranın arasından geçmek zorundaydık, aksi takdirde bir yalan çokça dillendirildiğinde söyleyenler de inanmaya başlıyormuş.

Analizci meseleyi HÜDA PAR’a ve günümüze kadar getirmiş.

Bakın ne demiş:

“Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Hüda Par’a ilişkin değerlendirmeleri bu ajan oluşumun anlaşılması açısından önemsenmesi gereken bir olguyu ifade etmektedir. Soylu, “Devletin ve Türk siyasetinin son 10 yılda attığı en önemli adım Hüda Par adımıdır. Bu adım, stratejik devlet aklının geliştirdiği bir politikadır. Bunun önemi 10 yıl sonra anlaşılacaktır” demektedir. Süleyman Soylu tartışmasız bir şekilde Hüda Par’ın bir devlet projesi olduğunu ortaya koyarken, tam da saptırılmaya çalışılan bu gerçekliği yerli yerinde bir belirleme ile deşifre etmiş oluyor. Türk generali Arif Doğan’ın söylediği şeyleri daha yalın bir şekilde dile getirmiş oluyor.”

Perinçek ile ilgili söylediklerimizi aynen Soylu için de söyleyebiliriz.

Evet, size göre Soylu ne kadar güvenilirdir ve sözüne ne kadar itibar edilir?

Bu açıklamayı ve bağlamını anlamamak ve yukarıdaki sonucu çıkarmak için ya kamuoyunu geri zekâlı sanmak ya da çok düşük bir zeka seviyesine olmak gerekir.

Biliyoruz ANF’ciler dediklerimizi anlamayacaklar; ama yine de tarihe not düşme anlamında birkaç satır karalayalım.

Soylu’nun açıklaması 2023 cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde söylendi.

Erdoğan, kritik seçim için propagandasını “Muhalefet / Kılıçdaroğlu, PKK ile ittifak halindedir” söylemi üzerine kurmuştu. Meydanlarda Kandil baronlarının Kılıçdaroğlu’na destek açıklamasında bulundukları videoları izletiyordu.

İlk başta bunu önemsemeyen, kazanacağına oldukça emin olan Millet İttifakı bileşenleri, bir süre sonra havanın değişmeye başladığını fark ettiler. Herhalde oturup konuştular ki, hep birlikte AK parti listelerinden seçime giren........

© Doğruhaber


Get it on Google Play