Gazze’nin bombalanmaya başlandığı ilk günü hatırlıyorum: Gittikçe yükselen küresel tepkinin durmadan arttığı ilk gün. Şimdilerde ise yani iki buçuk ay sonra seslerin yavaş yavaş sönmeye başlamasına şahidiz. Şu ana kadar 6500’ü kadın 8500’ü çocuk olmak üzere 21.000’e yaklaşan şehid sayısının artmasını süreç, uzadıkça normalleştirmeye doğru götürüyor.

Zulüm normalleştiğinde kaybederiz, zulmü normalleştiren her türlü tepkisizlikten uzak durmak birinci görevimiz olmalı. Meydanlara destek için çıkan her bir fert, ne kadar kıymetli bir iş yaptığının farkında olmalı. Meydan demek ses demektir, sokaklar protestolarla inlediğinde direnişe destek demektir.

Her STK veya kurumsal güç, bir şekilde direnişe ses veya muhtelif yardımlarla nefes oluyor. Desteğin sadece sokak veya meydan boyutu yok elbette. Asıl destek, yeri ve göğü harekete geçirebilmektir: Dualar takdire müdahale eden semavi yardımlar olsa da maddi yardımları Rabbimiz bize bırakmış, bize imtihan kılmış.

Ne güzel manzaralardı Batman’da, Van’da ve benzeri birçok yerde kadınlarımızın sıraya girip yüzüklerini, halkalarını ve bileziklerini direniş için UMUT KERVANI VAKFI’na bağışlamaları. Bu güzelliğin Tebük seferinde yaşanan bağış manzaralarını anımsatması daha bir duygu yüklüydü. Toplumun mimarları olan kadınlarımızın, direnişin de mimarlarından olması kaçınılmaz olmuş.

Geçenlerde biri battaniye diğeri gıda dolu olan iki TIR’ı ve iki ambulansı bizzat Mısır’da hazırlatıp Refah sınır kapısından Direnişe yollayan Başkan Cengiz Kurtaran ve yardımcısı Erdal Elibüyük, kurum olarak Gazze’ye yardımın gidebildiğini görsel olarak ispatladılar. Yardımseverlerin güvenini ve sevgisini kazanan bu girişim, Gazze’deki direnişin yalnız olmadığını gösterdi bizlere.

Elbette yardım etmek isteyenlerin aklında bazı şüpheler olabiliyor; lakin UMUT KERVANI’nın bu görsel yardım girişimine sahada şahit olanlar, bu şüpheleri taşımıyorlar. O sebepledir ki sahada yardım faaliyetlerini icra eden kurumları teşvik ve daha fazla yapabilmeleri adına bu suretle taltif etmek lazımdır. Bu, ispattır; gösteriş değil. Bu güvendir, kibir değil.

Bu girişimleri talep eden direnişin önderleridir: Halit Meşal, geçenlerde İstanbul’da yaptığı bir toplantıda iki unsura değinmişti: ‘Meydanları terk etmeyin, nakdi yardımlarınızı eksik etmeyin.’ Elbette bu talep beraberinde nakdi yardımda artışı getirecektir. Çünkü bu yardımlar, direnişe ruh ve güç veren duadan sonraki unsurlardır. Gece yakarışları, farzlardan sonraki dualar, kadınlar ve çocukların yani güçsüz, masum ve mazlumların duaları ret edilen dualar değiller.

Bir elin ses çıkarmaması gibi iki el kadar ses çıkarmak adına hem dua hem yardım birleşince direniş, zaferle neticelenecek inşallah. Yerin ve göğün yardımlarını alanlar da inşallah muzafferdir.

QOSHE - Yeri ve göğü harekete geçirebilmek - Mehmet Ali Gönül
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yeri ve göğü harekete geçirebilmek

12 0
24.12.2023

Gazze’nin bombalanmaya başlandığı ilk günü hatırlıyorum: Gittikçe yükselen küresel tepkinin durmadan arttığı ilk gün. Şimdilerde ise yani iki buçuk ay sonra seslerin yavaş yavaş sönmeye başlamasına şahidiz. Şu ana kadar 6500’ü kadın 8500’ü çocuk olmak üzere 21.000’e yaklaşan şehid sayısının artmasını süreç, uzadıkça normalleştirmeye doğru götürüyor.

Zulüm normalleştiğinde kaybederiz, zulmü normalleştiren her türlü tepkisizlikten uzak durmak birinci görevimiz olmalı. Meydanlara destek için çıkan her bir fert, ne kadar kıymetli bir iş yaptığının farkında olmalı. Meydan demek ses demektir, sokaklar protestolarla inlediğinde direnişe destek demektir.

Her STK veya kurumsal güç, bir şekilde direnişe ses veya muhtelif yardımlarla nefes oluyor. Desteğin sadece sokak veya meydan boyutu yok elbette. Asıl destek, yeri ve göğü harekete geçirebilmektir: Dualar takdire müdahale eden semavi yardımlar olsa da maddi yardımları........

© Doğruhaber


Get it on Google Play