Aksa Tufanı, üçüncü ayını dolduracak.

Siyonist işgal rejiminin Gazze’ye yönelik soykırım saldırıları devam ediyor. 57 ülkesi ve yaklaşık 2 milyar nüfusa sahip olan ümmet, görevini yerine getirmiyor.

Tepki verememenin iki ana sebebi var.

Birincisi, işgal etmiş oldukları başkanlık, krallık ve koltuklarını emperyalistlerin, İslam düşmanlarının vermiş olduğu destek sayesinde devam ettirenler.. (BAE, Ürdün ve benzeri ülkeler buna iyi örnektirler.)

Âdeta onların taşeronu ve sömürge valileri gibidirler. Bunu gönüllü ve isteyerek yaparlar. ABD ve emperyalistlere karşı onurlu bir duruş göstermeleri mümkün değildir. Ekseriyeti kendi halklarıyla ilişkileri sıkıntılı, halklarının inanç ve değerlerine mesafeli ve düşmandırlar.

İkincisi, İşgal rejimi ve emperyalistleri sevmeyen, ama bazı nedenlerden dolayı onların zulmüne karşı duramayanlardır. İktidarlarının ve ülkelerinin ulusal çıkar ve menfaatlerini öncelerler. Türkiye, Pakistan, Malezya gibi ülkeler buna iyi örnektirler.

Ekonomik, sanayi ve askeri noktada emperyalistlere bağımlıdırlar. Bundan dolayı emperyalistlere hedef olmak istemezler. Emperyalistlerin isteklerini kerhen de olsa yerine getirirler. Pratikte birinci sınıftaki idarecilerin yaptıklarını da yaparlar.

Yani birinci sınıftakiler bu uşaklığı isteyerek ve severek yaparken ikinci sınıftakiler bunu istemeyerek yaparlar.

Elbette savaşmak, mücadele etmek, mazlumlar için, hak ve adaletin hakim olması için cihat etmek, zor ve meşakkatli bir iştir. Hele hele ekonomik, askeri ve farklı noktalarda göbekten bağlı olduğun bir güce karşı çıkmak ve savaşmak kolay bir iş değildir.

Bu korku ve endişe, fıtri ve tabii bir durumdur. Bu duruma binaen Allah Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır:

“Savaş, hoşunuza gitmediği halde size farz kılındı. Bazen hoşunuza gitmeyen bir şey hakkınızda hayırlı olabilir, buna karşılık hoşunuza giden bir şey de hakkınızda kötü olabilir. Allah bilir, fakat siz bilmezsiniz.” Bakara, 216

Peki, bu zor ve meşakkatli iş nasıl yapılacak, insanlar buna nasıl ikna edilecek?

Allah Teâlâ bunun da çözüm ve çaresini belirtiyor.

O hoşumuza gitmeyen şeyler, olaylar, gelişmeler, savaş ve mücadele şer gibi gözükse de hakkımızda hayırlara vesile olabilir. O güzel, hakkımızda hayır gibi gözüken şeyler de şer olabilir. Neyin hayır neyin şer olduğunu en iyi bilen Allah’tır.

Peygamber aleyhisselam ve Ashabı, Kureyş Kervanını ele geçirmek için Medine’den yola çıktılar. Ama Allah Teâlâ, zayıf, karlı ve hayır gözüken Kervan yerine tam donanımlı bin kişilik Kureyş ordusunu karşılarına çıkardı. Bu Müslümanların hoşuna gitmedi ama Allah’ın muradı çok farklı idi. Müslümanlara yardım ederek Kureyş’e ağır bir darbe indirdi.

Aksa Tufanı, Gazze’nin yerle bir edilmesi, kadın ve çocukların şehadetleri, hiç kimsenin kabullenebileceği bir durum değildir. Ama bu cihat farziyetinin yerine getirilmeli ve Siyonistlere darbe de vurulmalıydı. Bu adımla Allah, Müslümanlara yardımını gönderdi. Siyonist işgal rejimi Gazze bataklığına saplandı, en seçkin binlerce askerini kaybetti ve bütün karizması yerle bir oldu. Bu da Allah’ın murad ettiğidir.

İşte ikinci sınıftaki ülkeler ve yöneticileri bu ayetten ve tarihten gereken dersi almalılar. Bütün güçlerini birleştirerek Mazlum Gazze halkına gereken yardımı ulaştırmak için üzerlerine düşeni yerine getirmeliler.

QOSHE - Aksa Tufanı ‘şer’ değil ‘hayır’dır - Mehmet Eşin
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Aksa Tufanı ‘şer’ değil ‘hayır’dır

8 0
04.02.2024

Aksa Tufanı, üçüncü ayını dolduracak.

Siyonist işgal rejiminin Gazze’ye yönelik soykırım saldırıları devam ediyor. 57 ülkesi ve yaklaşık 2 milyar nüfusa sahip olan ümmet, görevini yerine getirmiyor.

Tepki verememenin iki ana sebebi var.

Birincisi, işgal etmiş oldukları başkanlık, krallık ve koltuklarını emperyalistlerin, İslam düşmanlarının vermiş olduğu destek sayesinde devam ettirenler.. (BAE, Ürdün ve benzeri ülkeler buna iyi örnektirler.)

Âdeta onların taşeronu ve sömürge valileri gibidirler. Bunu gönüllü ve isteyerek yaparlar. ABD ve emperyalistlere karşı onurlu bir duruş göstermeleri mümkün değildir. Ekseriyeti kendi halklarıyla ilişkileri sıkıntılı, halklarının inanç ve değerlerine mesafeli ve düşmandırlar.

İkincisi, İşgal rejimi ve emperyalistleri sevmeyen, ama bazı nedenlerden dolayı onların zulmüne karşı duramayanlardır. İktidarlarının ve ülkelerinin ulusal çıkar ve menfaatlerini öncelerler. Türkiye, Pakistan, Malezya gibi ülkeler buna iyi örnektirler.

Ekonomik, sanayi ve askeri noktada emperyalistlere bağımlıdırlar. Bundan dolayı emperyalistlere hedef olmak........

© Doğruhaber


Get it on Google Play