Bir davanın başarıya ulaşmasının yolu bütün halka veya kahir ekseriyete mal olmasıdır.

Bu da bu davanın gündemde olması ve toplumun bütün kesimlerinin bundan haberdar olması ve bunun sürekli gündem olmasıyla mümkündür.

Mus’ab b Umeyr, Mekke’den Medine’ye giderek tebliğ işine başlayınca gelişen atmosferi İslam tarihçileri şöyle tarif etmişlerdir.

‘Medine’de İslam’dan konuşulmayan ev kalmamıştı.’

Bütün Medinelilerin, evlerin, pazarın, konuşmaların tek bir gündemi vardı. O da İslam...

Selâhaddîn-i Eyyûbî, Kudüs’ü özgürlüğüne kavuşturmanın yolunun Müslümanlarda Kudüs ve cihad bilincini kazandırmakla mümkün olacağını iyi kavramıştı.

Alimler, hatipler vaizler, konuşmalarında, nasihat ve derslerinde sürekli Kudüs ve cihadı gündemde tutmaya çalışırlardı. Öyle ki bu şuur ve bilinç kadın ve çocuklara kadar ulaşmıştı.

Diyarbakır’ın anneleri ve kadınları bu bilinçlendirme çabalarının bir sonucu olarak Selâhaddîn’e Kudüs’ü temizlemesi için gül yağı dolu şişeler göndermiştir.

Kudüs cihatla, cihat da ancak uzun süreli bir mücadele ve sabırla kazanılırdı. Bu strateji ustalıkla uygulandı ve Kudüs, özgürlüğüne kavuşturuldu.

İbadetlerin en efdali az da olsa sürekli olanıdır, hadisi sabrı ve sürekliliği ifade etmektedir.

‘Aksa Tufanı Operasyonu’ ve ardından Siyonist rejimin Gazze’ye yönelik saldırıları 85. Gününe girdi. Artık yarın, yeni yıl olan 2024’e girmemiz hasebiyle bu olaydan bahsederken ‘geçen yıl’ diye ifade edeceğiz.

Gazze gündem oldukça sadece Müslümanlar değil, aynı zamanda bütün dünya, buradaki zulüm ve soykırımdan haberdar olmaktadır.

Bu durum, Siyonistler ve onları destekleyen güçlerin istemediği bur durumdur.

Bunu tersine çevirmek için bütün yol ve yöntemler denenmektedir.

Türkiye içinde bir cevizin kabuğunu doldurmayacak bir olay ve gelişmenin, anormal bir şekilde basın ve medyada saatlerce, günlerce işlenmesi, bu şeytani planların pratiğe geçirildiğini göstermektedir.

Bize ve bütün dünyaya Gazze’deki işgal ve soykırım, kardeşlerimizin kutlu direnişi ve bizden beklentileri, unutturulmak istenmektedir.

Böylece gözden ırak olan, gönülden de ırak olmaktadır. Gözden ve gönülden ırak olana da bigâne olunmaktadır.

Gazze, salt HAMAS ile işgal rejimi arasındaki bir savaş ve mücadele değildir.

Bu mücadele, hak ile batıl, zalim ile mazlum, iman ile küfür, bütün insanlık ile Siyonizm arasındaki bir savaştır.

Hiç kimsenin hele hele bizlerin buna bigâne kalması mümkün değildir.

Bu zulüm ve soykırıma engel olamıyorsak da bunu dünyaya duyurabilir, dilimizle lanetleyebiliriz.

Sessiz kaldığımız her an bilelim ki orada kardeşlerimiz, evleri, kadın ve çocukları bombalar altında katledilmektedir.

Ne bombardıman bitti ne de direniş bitti. Bombardıman bitse ateşkes sağlansa da bizim işimiz bitmeyecek…

Filistin’de Siyonist işgal tamamen bitinceye ve Kudüs özgürlüğüne kavuşuncaya dek ana gündemimiz Kudüs olsun, Gazze olsun, cihat olsun, direniş olsun… Bunun dışındaki bütün olay ve gelişmeler ayrıntıdır, teferruattır….

Yeni yılın bizlere, ümmete ve bütün dünyaya hayır ve güzellikler getirmesini, hassaten Siyonist işgalin biterek Kudüs’ün özgürlüğe kavuşmasını Allah’tan niyaz ediyorum.

QOSHE - Gazze, Gazze, Gazze… - Mehmet Eşin
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Gazze, Gazze, Gazze…

4 5
31.12.2023

Bir davanın başarıya ulaşmasının yolu bütün halka veya kahir ekseriyete mal olmasıdır.

Bu da bu davanın gündemde olması ve toplumun bütün kesimlerinin bundan haberdar olması ve bunun sürekli gündem olmasıyla mümkündür.

Mus’ab b Umeyr, Mekke’den Medine’ye giderek tebliğ işine başlayınca gelişen atmosferi İslam tarihçileri şöyle tarif etmişlerdir.

‘Medine’de İslam’dan konuşulmayan ev kalmamıştı.’

Bütün Medinelilerin, evlerin, pazarın, konuşmaların tek bir gündemi vardı. O da İslam...

Selâhaddîn-i Eyyûbî, Kudüs’ü özgürlüğüne kavuşturmanın yolunun Müslümanlarda Kudüs ve cihad bilincini kazandırmakla mümkün olacağını iyi kavramıştı.

Alimler, hatipler vaizler, konuşmalarında, nasihat ve derslerinde sürekli Kudüs ve cihadı gündemde tutmaya çalışırlardı. Öyle ki bu şuur ve bilinç kadın ve çocuklara kadar ulaşmıştı.

Diyarbakır’ın anneleri ve kadınları bu bilinçlendirme çabalarının bir sonucu olarak Selâhaddîn’e Kudüs’ü temizlemesi için gül yağı dolu şişeler göndermiştir.

Kudüs cihatla, cihat da ancak uzun........

© Doğruhaber


Get it on Google Play