Gazze, günümüze ve dünya tarihine damga vurmaya devam ediyor.

İman, cesaret, adanmışlık, disiplin, fedailikle; az sayıda olan insanın neler yapabileceğine bütün dünya şahit oluyor.

Diğer taraftan azgınlaşan Siyonistlerin ne kadar zalim ve gaddar olduğunu-olabileceğini bütün dünya çıplak gözlerle görmektedir. Kadın-çocuk, hastane-ambulans, cami-kilise, okul-fırın dinlemeden nasıl canavarca bombaladığını kahrolarak izliyoruz.

Bunu da yanlışlık, hata, istemeden oldu, deyip mazur göstermeye çalışacağına ‘bu, benim hakkımdır, bu bir savaştır, ben teröristlerle savaşıyorum, hastanede teröristler var, oradan füze atıyorlar…’ daha işin başında Siyonist çetenin elebaşlarının askerlerine yönelik ‘bu savaşın kırmızıçizgisi yoktur, bütün askerlerin hiçbir yargılama ve müeyyideye uğramayacağını taahhüt ediyorum’ demesini de ibretle izledik.

Bu vahşete karşın İslam ülkelerinin yöneticilerinden uluslararası kurum ve kuruluşlardan bazı istisnalar dışında ciddi manada bir kınama ve tepki de yükselmedi. Dünyanın egemen güçleri bu vahşete tepki göstermek yerine destek vermekte, BM’deki bütün oylamalarda ABD, Siyonist rejimin lehine oy ve veto hakkını kullanmaya devam etmektedir.

Siyonist işgal rejimi, sadece Gazze, Filistin’i, İslam coğrafyasının değil, aynı zamanda bütün dünyayı kendi hegemonya ve tasallutuna almış.

Elhamdülillah, gerek İslam ülkelerinde gerekse Siyonist rejime en büyük desteği veren ülkelerinin halkları ile yönetimleri aynı fikir ve görüşte değiller. Halklar, Gazze’de işlenen zulmü ve vahşete karşı çıkarak lanetliyor.

İngiltere’de, Fransa’da, ABD’de yüzbinlerce insan meydanlara çıkarak Siyonist vahşeti kınıyor, ülke yöneticilerinin bu soykırımı durdurmak için harekete geçmeye çağırıyor.

ABD tarihinde yapılan bütün anketlerde Siyonist rejime yönelik destek yüzde 70-80 bandında değişmekteydi. Gazze’deki son gelişmelerden sonra yapılan anketlerde bu oran yüzde 56’ya düştü. Bu ABD tarihinde bir ilktir. Bunun yanında Filistin halkına olan destek de yüzde onluk bir artış gerçekleşti. İnanıyorum ki bundan sonra yapılacak anketlerde bu oran Siyonist rejimin aleyhine ve Filistin halkının lehine değişecektir.

Gazze’deki kadın, çocuk ve bütün halkın izzetli duruşu, hallerinden şikâyetçi olmaması, her şeye rağmen sürekli Allaha hamd ve şükür etmeleri, bırakın HAMAS’tan şikâyetçi olmayı, kendilerine bu zulmü ve vahşeti yaşatan Siyonist rejim ve ona destek veren ABD ve diğer ülkelere hakaret etmemekte.

Bu durum, insanları düşünceye, tefekküre, İslam’ı araştırmaya yöneltmektedir. Bu nasıl bir dindir ki insanları bu duruma getirebiliyor? Avrupa’daki İslami kurum ve kuruluşlara binler, on binler İslam dini hakkında bilgi almak için başvurmaktalar. Kurumlar, insanların Kur’an-ı Kerim talebini karşılamakta zorlanmaktalar.

Hep ‘Kudüs neden gündeme gelmiyor’ şikâyeti yapılırdı. Bir ayı aşkındır, bütün dünya gündeminin tek gündem maddesi Gazze’dir, Kudüs’tür, Siyonist vahşettir.

Kur’an-ı Kerim’de ‘Ashab-ı Uhdud’ kıssası anlatılmaktadır. Bir gencin kendini feda etmesiyle binler, on binlerin nasıl imana geldiği ve öyle bir iman ki hendek dolu ateşlere atılmalarına rağmen imanlarından dönmedikleri bize anlatılmaktadır.

İnşallah Gazze zafer kazanacak, bu zafer sadece Gazze ile sınırlı kalmayacak, dünyayı kendi hegemonyası altına alan Siyonist rejim ve dünya istikbarının zevali ve yıkılışıyla sonuçlanacaktır.

QOSHE - Gazze, günümüzün Ashab-ı Uhdud’u - Mehmet Eşin
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Gazze, günümüzün Ashab-ı Uhdud’u

16 0
12.11.2023

Gazze, günümüze ve dünya tarihine damga vurmaya devam ediyor.

İman, cesaret, adanmışlık, disiplin, fedailikle; az sayıda olan insanın neler yapabileceğine bütün dünya şahit oluyor.

Diğer taraftan azgınlaşan Siyonistlerin ne kadar zalim ve gaddar olduğunu-olabileceğini bütün dünya çıplak gözlerle görmektedir. Kadın-çocuk, hastane-ambulans, cami-kilise, okul-fırın dinlemeden nasıl canavarca bombaladığını kahrolarak izliyoruz.

Bunu da yanlışlık, hata, istemeden oldu, deyip mazur göstermeye çalışacağına ‘bu, benim hakkımdır, bu bir savaştır, ben teröristlerle savaşıyorum, hastanede teröristler var, oradan füze atıyorlar…’ daha işin başında Siyonist çetenin elebaşlarının askerlerine yönelik ‘bu savaşın kırmızıçizgisi yoktur, bütün askerlerin hiçbir yargılama ve müeyyideye uğramayacağını taahhüt ediyorum’ demesini de ibretle izledik.

Bu vahşete karşın İslam ülkelerinin yöneticilerinden uluslararası kurum ve kuruluşlardan bazı istisnalar dışında ciddi manada bir kınama ve tepki de yükselmedi. Dünyanın egemen güçleri bu vahşete tepki göstermek yerine destek vermekte, BM’deki bütün oylamalarda ABD, Siyonist........

© Doğruhaber


Get it on Google Play