HAMAS artık kendisi değildir. O, artık dünya halklarının yeniden diriliş, direnişinin adı, kurulu zulüm düzenin müstahkem mevkilerine hücumun adıdır! Bu hücumun sonucunda varılacak kutlu şafağın adıdır.

Malum dünya zenginliklerinin %90’ı, dünya nüfusunun %10’luk azınlığının elindedir. Yüzde onluk bir azınlık ama yüzde doksanlık bir çoğunluğa hükmeder. Dünyanın kıt kaynaklarının tasarrufu bunların elindedir.

Yüzde onluk bu azgın azınlığın dünyadaki dağılımı ülkeden ülkeye değişir. Mesela BAE, Suud ülkelerinin her birinde birer ailedir. Mısır ve israil’de bir sınıftır; ABD, AB ülkelerinde Siyonist sermayeli kapitalist bir sınıftır… vs.

Bu aileler ve kapitalist azınlıkların kan bağı anlamında bir bağları yok ama para ve menfaatle geliştirdikleri derin bağları var. Bu derin bağlara gelen bir tehdit, bu azınlığı bir canavara çevirir.

Ellerinden çıkacak basit bir menfaat için her suç ve günahı işlerler, her korsanlık ve işgale girişirler, her cinayet ve katliamı yaparlar.

İşin daha da talihsizi; devlet denen organizasyonun ekonomik ve askeri gücü, yani dünya düzeni de bunların elinde.

Yüreğimizi parçalayan feryatlar, kan ve gözyaşlarının, bu azgın azınlığın dünyasında pek bir anlamı yoktur. Suikast, katliam, soykırımlar ise birer istatistikten ibarettir. Ne yazık ki istatistikler bile gerçeğin aksine tutulur. Çünkü gerçekler acıdır.

Vurdular, kırdılar; yaktılar, yıktılar ama çekip gitmediler! Acı üstüne acılar yaşattılar. Barış adına savaştılar, demokrasi adına seçim ve sandıkları yok saydılar.

Katliam ve soykırımlarla toplu mezarlara gömdüler. Tohum ektiklerini unuttular. İşler yolunda, dünya susmuş sanıyorlardı.

ÂH’lar Gayretullah’a dokunmuş… Bir gece ansızın bilmem kaç şiddetinde AKSA TUFANI olarak kopmuştu!

“kanadık toprak olduk/ çekildik bayrak olduk/ döküldük yaprak olduk/ geldik bugüne// ekmeği bol eyledik/ acıyı bal eyledik/ sıratı yol eyledik/ geldik bugüne” (Hasan Hüseyin)

İşte HAMAS bu Acı’dır!

Dağılır, parçalanır, atom bombasına dönüşür. Atom bombası tehditlerinin susturamadığı Gazze; yerle bir/harab olur ancak Simurg gibi küllerinden doğar! Gazzeli HAMAS, harabelerin ateşinde İbrahim’in balıklarını avlamakta.

Devletler bir olmuş, halkları susturmak için ama halklar susmuyor, yılmıyor, yıkılmıyor.. Meydanlar; Filistin’in kurtuluşunu haykırıyor, halklar Siyonizm’i lanetliyor.

Mesela İsveç meydanlarında başlayan Filistin şarkısı artık milyarların ağzında.

“Leve Palestina! Och krossa Sionismaen” (Çok yaşa Filistin! Kahrol Siyonizm..). Çav Bella meydanları da artık Filistinlidir.

Onurlu Yahudiler, Büyük Şeytan’ın Beyaz Saray’ını batı. İngiltere ve birçok Batı ülkelerinde Siyonist kimlikli kişiler lanetleniyor..

Zinhar bilinmelidir ki; CIA, MOSSAD gibi istihbaratlar; 200 yıllık sömürgeci tecrübeyle sahadalar. Filistin etrafında meydanlarda şekillenen bu insanlık onurunu, ortak aklı sabote etmek için her yolu deneyecekler!

Bizim de artık tanımlarımızı, bayatlamış bestelerimizi değiştirmemiz lazımdır.

“Kalk Ey Bilal, ezan vaktidir!”

Gazze’de doğum başlamış! Su yok, elektrik yok, ekmek yok!.. Olsun! Varsın hiçbir şey olmasın!

Yüz yıldır yok dedik. Yok, yoktur artık!

“Telgrafın tellerini kurşunlamalı/ Öyle değildi bu türkü bilirim.. ancak kelimeler, kavramlar, insana ait değerler Gazze’de yeniden tanımlandı. Şarkılar, Gazze’den sonra yeniden bestelendi! Dünya değişti, ben değiştim.. Tam da bu yüzden;

“…Adın kurtuluştur ama söylememeliyim/ Can kuşum, umudum, canım sevgilim!” (Erdem Bayazıt)

Velhasıl Kapitalizmin, Siyonist Çeteyle ateş çemberine aldığı Gazze artık küresel diriliş ve direnişin merkezidir. Orada destanlar yazılıyor ama BEHREN, BERREN we CEWWWEN ateş yağıyor! HAMAS artık dünya mazlumlarının bir yapılanmasıdır.

Gazze ve HAMAS’ın ödediği bedel ağırın da ötesinde bir karabasandır.

Bu yürekleri kim nerede, nasıl, hangi imkânlarla yetiştirdi İlahi! Bu ne ihlas? Bu nasıl bir iman? Ya cesaret ve ferasetleri?..

İbrahim ateşte, Nemrutlar telaşla odun taşıyor. İnsanlar! Yiğitlik kolay ama maliyeti çok ağır Müslümanlar!. “Koşun Müslümanlar koşun Filistin’e!/ Kan revan içinde yaralı kuşum” Bu kuş, acil bahara ersin, kanat çırpıp yavrulasın İlahi!! Vesselam!

QOSHE - HAMAS Kimi Neyi Temsil Ediyor? - Mirali Yıldırım
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

HAMAS Kimi Neyi Temsil Ediyor?

8 0
28.11.2023

HAMAS artık kendisi değildir. O, artık dünya halklarının yeniden diriliş, direnişinin adı, kurulu zulüm düzenin müstahkem mevkilerine hücumun adıdır! Bu hücumun sonucunda varılacak kutlu şafağın adıdır.

Malum dünya zenginliklerinin ’ı, dünya nüfusunun ’luk azınlığının elindedir. Yüzde onluk bir azınlık ama yüzde doksanlık bir çoğunluğa hükmeder. Dünyanın kıt kaynaklarının tasarrufu bunların elindedir.

Yüzde onluk bu azgın azınlığın dünyadaki dağılımı ülkeden ülkeye değişir. Mesela BAE, Suud ülkelerinin her birinde birer ailedir. Mısır ve israil’de bir sınıftır; ABD, AB ülkelerinde Siyonist sermayeli kapitalist bir sınıftır… vs.

Bu aileler ve kapitalist azınlıkların kan bağı anlamında bir bağları yok ama para ve menfaatle geliştirdikleri derin bağları var. Bu derin bağlara gelen bir tehdit, bu azınlığı bir canavara çevirir.

Ellerinden çıkacak basit bir menfaat için her suç ve günahı işlerler, her korsanlık ve işgale girişirler, her cinayet ve katliamı yaparlar.

İşin daha da talihsizi; devlet denen organizasyonun ekonomik ve askeri gücü, yani dünya düzeni de bunların elinde.

Yüreğimizi parçalayan feryatlar, kan ve gözyaşlarının, bu azgın azınlığın dünyasında pek bir anlamı yoktur. Suikast, katliam, soykırımlar ise birer istatistikten ibarettir. Ne yazık ki istatistikler bile gerçeğin aksine tutulur. Çünkü gerçekler acıdır.

Vurdular, kırdılar; yaktılar, yıktılar ama........

© Doğruhaber


Get it on Google Play