Dünya, son 15-20 yıldır Batı Sömürgeciliğinin şahsında tekrar faşizme kayıyor. 100 milyon cana mal olan iki Dünya Savaşı’ndan yeterli dersin alınmadığı belli.

Herkese yetecek zenginlikleri olan Dünyanın birilerine(!) yetmediği de ortada. Siyonist Sermayenin şahsında şekillenen bu doyumsuz dünyanın, daha çok haksız kazanç için bitmeyecek savaşlar isteyeceği de açık. Hinlik ve hilelerinin bir gizli tarafının kalmadığı da artık ortada..

Bunlar her yerde azınlık ama azgın ve muktedir bir güruh.

Mesela İsrail’deki koalisyon hükümetinin başbakanı Netanyahu gibi bir terörist. Geçici bir barışı dahi İsrail’in yok oluşuna eşit görüyor.

Ağır bedellerde nice güzel dersler almış Avrupa devletleri de güven vermiyor.

İtalya’da Musollini hayranı Melünî seçimin birincisi. Almanya, Fransa, Belçika, Avusturya’da “yabancı düşmanlığı” tekrar ciddi taraftar buluyor. Arjantin’de deli lakaplı Milei kazandı. Tımarhaneden çıkmış gibi. Saçıyla başıyla, jest ve mimikleriyle sokak çapulcusu gibi..

1991’de Sovyetlerin çöküşüyle dünyada bir boşluk oluştu. Kapitalizm veya faşizmden ziyade İslam, bu boşluğu dolduracak enstrümanlara sahipti ama anlatacak imkân ve kabiliyeti yoktu. İran İslam devrimiyle bir atağı olduysa da bir yerden sonra savunmada bile sorunlar yaşadı. O zaman ve zeminin ileri hareket ve harekâtlarının karşısında Siyonist Sermayenin gemlediği Büyük Şeytan Amerika’nın orantısız kaba kuvveti vardı.

AB ülkeleri, -en azında- her fırsatta dile getirdikleri “adalet, eşitlik, barış, insan hakları..” konusunda Büyük Şeytan’ı makul yerde tutamazlar mıydı? Keşke tutabilselerdi. AB, Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan oluyordu. AB halkları, devletlerinin bulaştığı bölgesel ve küresel suç ve günahların taraftarı oluyor veya olmuş gibi görünmekten kurtulamıyordu.

Mesela Siyonist Sermayenin yönlendirdiği Amerika dururken; AB ülkelerinin Ukrayna Savaşında ne işi vardı? Rusya’yı uzun sürecek bir savaşta tüketme projesinde, AB’nin hatta dünya halklarının ne kazancı olacaktı? Siyonist terörün; 1916’dan beri davetsiz gelip adım adım işgal ettiği; sonrasında soykırım uyguladığı Filistin’de işi neydi? Gazze’de soykırımın da ötesinde “dünyanın zenginlik ve medeniyetlerinin katledildiği bir toplama kampı olan Gazze’de” Siyonizm’in yanında gözükmenin izahı neydi?

Dünya; bu suç ve günahın altından kalkamaz! İnsanlık buradaki kayıplarını daha yüzyıl gideremez! Katiller, işledikleri cinayetlerin hesabını dünyada ödeyemez… Bu caniler; bir bir gidecek; “İlâ Cehennemi ZÛMERÂ!”

Soru ve sorun şu: Bu dünyayı kim kurtaracak?

El-cevap: HAMAS’ın şahsında bayraklaşan Filistin Direnişi kurtaracak! Kurtardı bile!

Kardeşlerimden; “bu, nasıl olur! İmkansız..” der gibi ama cevap değişmez!

Belli ki biz Ortadoğu’dakiler yani Vahyin Anakarasındakiler, Gazze’de olanların farkında bile değiliz! Bilmiyor, duymuyor, göremiyoruz bile!

Filistin’imim bir hikayesi vardı. Yüzyıldır yazılan bir hikâye… Neler neler anlatır bir bilseniz! Evinde katledilenin hikâyesidir bu! Tarlada çalınırken, zeytin toplarken, pazarı gezerken.. Annesine koşan, top oynayan çocuklar, bir gece ansızın kapısı çalınanlar, çocuk yaşta hapse alınıp dört duvarda ömür çürütenlerin hikâyesidir bu!

Silaha karşı taş, uçağa sapan, tankların karşısına anıt gibi dikilenlerin; ateş deryasını mumdan gemilerle aşanların hikâyesidir bu!

“Düşmanın ‘berren, behren ve cewwen..’ yağan ateşleri gam değil; dostun attığı gül yaralar beni” diyen Destan Kahramanlarının hikayesiydi bu!

Ebu Ubeyde bin Cerrah’tan yine Ebu Ubeyde’ye miras kalan, yüzbinlerce şehidin kanıyla yazılmış bir masum, mahkûm destandır bu! Anlamasak da gam değil kıskanmayın! Gazze artık dünya, direnişi İNSANLIK, HAMAS artık küresel bir oyuncudur ey Ümmet!

Yurtdışındaki, özellikle de AB’deki Müslümanlara diyeceğim şu:

Gazze Destanı; İslam’ı, ulaşamadığı ücra diyarlara ulaştırdı. Sanayi ve modernist seküler sefahatin bunattığı AB diyarlarına tüm masumiyetiyle net ulaşmıştır. artık dünyanın dört bir yanına, gönüllere şifa vermekte; karanlıkları aydınlatmaktadır.. bize rağmen!..

**Her Müslüman artık bu sorumluluğun bilinciyle ama asalet ve edebiyle, bir rol-model olarak davranmak zorunda! STK’larımız; bulundukları coğrafyaların STK’larıyla makul zeminlerde buluşmalı, paylaşmalıdır..

Gazze, ağır bedeller ödeyerek, seyirci klan 2 milyar Ümmeti oluşturan devletlere; İHA/SİHA’lı, yargısız infazlı mahkemelere; hakkına kahraman sömürgecilere karşı râm olan ordulara rağmen; sisi, esed, Hicazın işbirlikçi gurursuz şeyhimlerine rağmen Hakk’ı anlatmıştır. Rahmet ve Lanet ayrılmıştır!

Allah’ın emri şudur: Gazze vesilesiyle miyarların âşık olduğu o RAHMETİ anlatmak! Wesselam!

QOSHE - Özellikle Avrupa’daki Müslümanlara Diyeceğim Var - Mirali Yıldırım
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Özellikle Avrupa’daki Müslümanlara Diyeceğim Var

9 1
01.12.2023

Dünya, son 15-20 yıldır Batı Sömürgeciliğinin şahsında tekrar faşizme kayıyor. 100 milyon cana mal olan iki Dünya Savaşı’ndan yeterli dersin alınmadığı belli.

Herkese yetecek zenginlikleri olan Dünyanın birilerine(!) yetmediği de ortada. Siyonist Sermayenin şahsında şekillenen bu doyumsuz dünyanın, daha çok haksız kazanç için bitmeyecek savaşlar isteyeceği de açık. Hinlik ve hilelerinin bir gizli tarafının kalmadığı da artık ortada..

Bunlar her yerde azınlık ama azgın ve muktedir bir güruh.

Mesela İsrail’deki koalisyon hükümetinin başbakanı Netanyahu gibi bir terörist. Geçici bir barışı dahi İsrail’in yok oluşuna eşit görüyor.

Ağır bedellerde nice güzel dersler almış Avrupa devletleri de güven vermiyor.

İtalya’da Musollini hayranı Melünî seçimin birincisi. Almanya, Fransa, Belçika, Avusturya’da “yabancı düşmanlığı” tekrar ciddi taraftar buluyor. Arjantin’de deli lakaplı Milei kazandı. Tımarhaneden çıkmış gibi. Saçıyla başıyla, jest ve mimikleriyle sokak çapulcusu gibi..

1991’de Sovyetlerin çöküşüyle dünyada bir boşluk oluştu. Kapitalizm veya faşizmden ziyade İslam, bu boşluğu dolduracak enstrümanlara sahipti ama anlatacak imkân ve kabiliyeti yoktu. İran İslam devrimiyle bir atağı olduysa da bir yerden sonra savunmada bile sorunlar yaşadı. O zaman ve zeminin ileri hareket ve harekâtlarının karşısında Siyonist Sermayenin gemlediği Büyük Şeytan Amerika’nın orantısız kaba kuvveti vardı.

AB ülkeleri, -en azında- her fırsatta dile getirdikleri “adalet, eşitlik, barış, insan hakları..” konusunda Büyük Şeytan’ı makul yerde........

© Doğruhaber


Get it on Google Play