JTI Mali İşler Direktörü Johannes Herrle, Türkiye'de tütünde aşırı vergilendirmenin sahteciliği ve kaçakçılığı artırırken; kamunun vergi gelirlerini azalttığını; özel sektörün ise yatırım, üretim, istihdam ve ihracatını sınırladığını söyledi.

Tütünden sağlanan ÖTV gelirinin istikrarsız hale geldiğine belirten JTI Mali İşler Direktörü Johannes Herrle, 2018 yılında tütün mamulleri için bütçeye konulan vergi geliri hedefi 1 birim iken gerçekleşmenin 1.42 birim olduğunu hatırlattı. Herrle, aradan geçen 4 yıl içerisinde bu oranın sürekli bir düşüş ivmesinde olduğuna dikkat çekerek, “Bu yıl ise yapılan ciddi zamlara rağmen bütçedeki tütün mamullerinin vergi geliri hedefi 1 birimken, gerçekleşmenin 0.90 olacağını gösteriyor” dedi.

"Üreticinin fiyat artırması tüketiciye de zarar veriyor"

Tütün endüstrisinin yüksek nisbi verginin yanında, 2023 yılı ortasında KDV'nin artırılmasıyla daha da sıkıntılı bir sürece girdiğine vurgu yapan Herrle, “Maktu Vergi ve AMV için yılda iki defa yapılan ÜFE ayarlamaları ve yüksek nispi vergi, mevcut yapıda tüm fiyat segmentlerine zarar veriyor. Yüksek nispi vergi yapısı, üretici fiyat artışlarını gerektirmesinden ötürü tüketiciye de zarar veriyor. Fiyat artışları, daha yüksek enflasyon oranlarına, satın alma gücünün kötüleşmesine ve daha da vahimi yasa dışı ticaret baskısına yol açıyor. Sınırlı fiyat artışları nedeniyle de sıkışmış pazar, tütün endüstrisi için sürdürülemez bir model ve devletin ÖTV gelir tahsilatının önünde artan bir risk anlamı taşıyor” şeklinde konuştu. Hedeflenen vergi gelirlerine ulaşamamanın Türkiye’de kısır döngü yarattığını kaydeden Johannes Herrle, şunları söyledi;

“Türkiye’de kısır döngü var”

“Tütünden alınan ÖTV gelirlerinde hedef gelirin tutmaması nedeniyle yüksek nispi vergi oranı belirlemenin yanı sıra, yüksek enflasyon yaşanan dönemlerde YİÜE ayarlarıyla ciddi ÖTV artışları yapılıyor. Hemen ardından üreticiler, yüksek maliyetleri yansıtabilmek için fiyat artışına ihtiyaç duyuyor. Üreticiler fiyat artışı yaparken, tüketicilerin satın alma gücünü de korumak istiyor ama hareket alanının sınırlı olması nedeniyle sektör açısından sürdürülemez bir hal alıyor. Sonuçta sıkışmış bir pazar oluşuyor. Bu açığı kapatmak için kamu tekrar daha yüksek bir nisbi vergi veya ÖTV artışı deniyor Bu kısır döngü böyle devam ediyor. Kamunun hedeflerinden ödün vermeden bu kısır döngü kırılabilir. Tüm paydaşların kazanması için yapı değiştirilmeli, nisbi vergi yerine daha yüksek maktu ÖTV ağırlığı benimsenmeli.”

Nispi ile maktu arasındaki fark…

Nispi vergi ile maktu vergi uygulamalarını karşılaştırmalı olarak anlatan Herrle, “Nispi vergi pazar dinamiklerinde fiyat dalgalanmalarına neden olur. Maktu vergiyle fiyat dalgalanmaları önlenir. ÖTV geliri yapıya dayalı olduğu için öngörülebilirlik daha iyi sağlanır. Yüksek maktu vergilendirme fiyatlar üzerindeki sınırlı etkisi sebebiyle yasa dışı ürünlere yönelimi azaltır ve göreceli olarak daha düşük enflasyonist etkisi yapar” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin AB ülkelerine kıyasla, toplam vergi içinde maktu özel tüketim vergisinin en düşük paya sahip olduğu ülke olduğunun altını çizen Herrle, “AB Tütün Tüketim Vergisi Direktifi uyarınca maktu vergi, ağırlıklı ortalama fiyat üzerinden hesaplanan toplam verginin yüzde 7,5'i ile yüzde 76,5'i arasında olmalı. Bütün ülkeler bu direktife uyuyor. Türkiye yüzde 2,5’lik maktu vergi ağırlığıyla AB ülkeleri arasında son sırada” diye konuştu. Yüksek nispi ÖTV’nin gelir artışı anlamına gelmediğini anlatan Herrle, Kazakistan, Macaristan ve Hırvatistan’da yüzde 52’lik ÖTV ile ortalama enflasyon oranının iki katından daha fazla oranda vergi geliri artışı sağlandığını örneğini verirken, Türkiye ise yüzde 65’lik yüksek ÖTV nedeniyle de vergi geliri artışının enflasyonun oldukça altında kaldığını kaydetti.

Vergi gelirleri artışında Romanya örneği…

Vergi gelirleri artışını Romanya ve Almanya örnekleriyle açıklayan Herrle, “Romanya’da 2010 yılında yüzde 25 olan nispi vergi her yıl 1 puan düşürüldü ve 2022 yılında yüzde 13’e geriledi. Bu politika ile 2010 yılında yüzde 28 olan yasadışı ürün satışı yüzde 7’ya düşürüldü. Ve sonuçta 2010 yılında 6 milyar RON olan vergi gelirleri 2022 yılında 15,4 milyar RON’a yükseldi. Almanya ise öngörülebilir ve kademeli özel tüketim vergisi artışları ve dengeli nispi ÖTV’nin istikrarlı gelir yaratılmasını desteklediğini gösteren örneklerden biri” dedi.

JTI Türkiye Kurumsal İlişkiler Direktörü Ö. Zeynep Öztürk

“Yerli tütün kullanımı ve üretim artacak”

Geçtiğimiz yıl yüzde 17 oranında olan yerli tütün kullanımını artıracaklarına dikkat çeken JTI Türkiye Kurumsal İlişkiler Direktörü Ö. Zeynep Öztürk ise “2022’de yüzde 17 olan yerli tütün kullanımını bu yıl yüzde 21’e çıkardık. Bu oran 2024 yılında yüzde 25, 2025 yılında ise yüzde 30’a çıkacak. Sözleşmeli üretimi artıracağız. JTI Türkiye çalışan sayısı ise 2 bin 900’e ulaştı. Yatırımları, üretimi, ihracatı ve istihdamı artırmamız için daha öngörülebilir ve sürdürülebilir bir vergi politikasına ihtiyacımız var” dedi. Türkiye’de 2022 sonu itibarıyla toplam 1,7 milyar dolar tutarında yatırıma ulaştıklarının altını çizen Öztürk, “2022 yılında kamu bütçesine 1,8 milyar dolarlık ÖTV katkısı sunduk. Yıllık ihracatımız 100 milyon doları aştı. 1993'ten bu yana 2,6 milyar doları aşan toplam ihracat rakamına ulaştık. Yine geçtiğimiz yıl 67 milyon dolarlık yerli tütün alımı gerçekleştirdik. 132 bin perakende satıcıya ulaştı ve 30 yılda diktiğimiz toplam fidan sayısı 100 bini aştı” bilgisini verdi. Öztürk, “Üreticinin yapmayı düşündüğü 1 birimlik fiyat artışı, yüksek nispi vergi nedeniyle satış fiyatına 7 birim etki ediyor. Bu yatırımcı açısından sürdürülebilir değil. Çarpanın 7 değil, 4 veya maksimum 5 olması gerekiyor” diye konuştu.

QOSHE - “Yüksek vergi, kaçakçılık ve sahteciliği artırıyor” - Ferit Barış Parlak
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“Yüksek vergi, kaçakçılık ve sahteciliği artırıyor”

23 6
20.12.2023

JTI Mali İşler Direktörü Johannes Herrle, Türkiye'de tütünde aşırı vergilendirmenin sahteciliği ve kaçakçılığı artırırken; kamunun vergi gelirlerini azalttığını; özel sektörün ise yatırım, üretim, istihdam ve ihracatını sınırladığını söyledi.

Tütünden sağlanan ÖTV gelirinin istikrarsız hale geldiğine belirten JTI Mali İşler Direktörü Johannes Herrle, 2018 yılında tütün mamulleri için bütçeye konulan vergi geliri hedefi 1 birim iken gerçekleşmenin 1.42 birim olduğunu hatırlattı. Herrle, aradan geçen 4 yıl içerisinde bu oranın sürekli bir düşüş ivmesinde olduğuna dikkat çekerek, “Bu yıl ise yapılan ciddi zamlara rağmen bütçedeki tütün mamullerinin vergi geliri hedefi 1 birimken, gerçekleşmenin 0.90 olacağını gösteriyor” dedi.

"Üreticinin fiyat artırması tüketiciye de zarar veriyor"

Tütün endüstrisinin yüksek nisbi verginin yanında, 2023 yılı ortasında KDV'nin artırılmasıyla daha da sıkıntılı bir sürece girdiğine vurgu yapan Herrle, “Maktu Vergi ve AMV için yılda iki defa yapılan ÜFE ayarlamaları ve yüksek nispi vergi, mevcut yapıda tüm fiyat segmentlerine zarar veriyor. Yüksek nispi vergi yapısı, üretici fiyat artışlarını gerektirmesinden ötürü tüketiciye de zarar veriyor. Fiyat artışları, daha yüksek enflasyon oranlarına, satın alma gücünün kötüleşmesine ve daha da vahimi yasa dışı ticaret baskısına yol açıyor. Sınırlı fiyat artışları nedeniyle de sıkışmış pazar, tütün endüstrisi için sürdürülemez bir model ve devletin ÖTV gelir tahsilatının önünde artan bir risk anlamı taşıyor” şeklinde konuştu. Hedeflenen vergi gelirlerine ulaşamamanın Türkiye’de kısır döngü yarattığını kaydeden Johannes Herrle, şunları söyledi;

“Türkiye’de kısır döngü var”

“Tütünden alınan ÖTV gelirlerinde hedef gelirin tutmaması nedeniyle yüksek nispi vergi oranı belirlemenin yanı sıra, yüksek enflasyon yaşanan dönemlerde YİÜE ayarlarıyla ciddi ÖTV artışları yapılıyor. Hemen ardından üreticiler, yüksek........

© Dünya


Get it on Google Play