Dünya Gazetesi’ndeki görevim nedeniyle farklı şehirlerde farklı sektörlerdeki iş dünyası temsilcileri ile sürekli bir araya geliyoruz. Sohbetlerimiz yatırım planları konusuna geldiğinde çoğunun en büyük sorunu ne finansmana erişim, ne de dünyadaki global sorunlar.

Sanayiciler yatırım yapmalarının önündeki en büyük engelin çalıştıracak insan bulamamak olduğunu söylüyorlar. Sadece kalifiye, beyaz yaka da değil tecrübesiz, mavi yakada bulamadıklarından yakınıyorlar.

Örneğin cuma namazı sonrası imamlara “Sanayide şu firmalarda işçi aranıyor, başvurun” denildiğini duydum. İşçi servislerinin sanayide işçileri fabrikaya bıraktıktan sonra saatlerce sokak sokak dolaştığını yolda gezenleri “İş arıyorsanız firmamıza götürelim” tekliflerinde bulunulduğunu biliyorum.

Kentlerdeki bilboardların “Eleman arıyoruz” ilanları ile donatıldığına da tanıklık ettim. Sanayici işini büyütmek, yatırım yapmak istiyor ama en büyük sermayelerden biri olan insan gücü konusunda çaresiz. Şimdi bana diyebilirsiniz ki diğer kesimde iş bulamamaktan yakınıyor, nerede bu işler diye.

Her iki tarafta haklı ama ya çözüm yok ya da üretilen çözümler her iki kesiminde sorununa çare olamıyor. Geçtiğimiz günlerde bu konuları kapsayan önemli bir programa davet edildim.

“Meslekî Eğitimle Açılan Kapı” sloganıyla Milli Eğitim Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi Programı Otoritesi işbirliğinde METEK3 Projesi kapsamında düzenlenen “Mesleki Eğitim Forumu”- na hiç düşünmeden dahil oldum ve iyi ki katılmışım dediğim bir organizasyon oldu.

Bu forumda iş başı öğrenme ve uzaktan öğrenme metotlarıyla mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerin özel alan yeterliliklerinin geliştirilmesi için 15 adet Sektörel Mükemmeliyet Merkezi’nin kurulmaya başlandığını öğrendim.

Bu 15 Merkezin İstanbul, Ankara, Antalya, İzmir, Bursa ve Kocaeli illerinde olacağı bilgisi verildi. Umarım en kısa sürede ülkemizin sanayisi gelişmiş Gaziantep, Kayseri, Denizli gibi kentlerinde de bu merkezlerin kurulması için gerekli çalışmalar yapılır.

Ülkemizin ekonomik olarak hedeflediği noktalara ulaşabilmesinde yeni yatırımların önünü tıkayan kalifiye personel için çocuklarımızın meslek liselerine yönlendirilmesinde çok etkili yöntemlere başvurulması gerekiyor. Örneğin “ara eleman” ifadesinin kesinlikle kullanılmaması gerektiğini ve bu konuda duyulan rahatsızlığı bu toplantı ile öğrenmiş oldum.

Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Ali Karagöz, “Mesleki ve teknik öğretim kurumlarını tamamlayarak iş hayatına atılan her bireyin, eğitimlerinin sonucu olarak elde ettikleri ve kanunlarla tanımlanmış unvanları ve konumları bulunmakta. Bu nedenle bu eğitimli insan kaynağımızı ifade ederken onlara “ara eleman” ifadesi kullanılmasını doğru bulmuyoruz.

Eğitimini tamamlayan bu mezunlarımız eğitim düzeyleri ve okul türüne göre kalfa, usta ya da teknisyen unvanlarına haiz olarak işlerini icra etmemeliler” dedi. Toplantıda çok sayıda meslek ve teknik lise okul müdürü ve öğretmeni ile sohbet etme şansım oldu. Şişli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Okul Müdürü İrfan Yıldırım’da bunlardan biriydi. Bu proje sayesinde önemli kazanımlar elde ettiklerini ve öğrencilerine aktardıklarını söyledi.

Örneğin okulda devamsızlığı olan, okula gelme motivasyonu olmayan bir öğrencisini Meslek Edindirme Kursuna yönlendirmesi ile öğrencinin hem sınıf tekrarı yaparak yıl kaybının önlendiğini hem de meslek öğrenmeye devam ettiğini aktardı. Bu tarz programlar ile öğrenciye nasıl davranacaklarını ve nasıl kazanacaklarını öğrendiklerini ifade etti. Okullarında öğrencilerinin daha okul bitmeden çok rahat iş bulduğunu da anlattı.

Ayrıca “Gençlerimiz aynı ücrete AVM’lerde sıcak, temiz bir ortamda çalışmak varken soğuk, kir pas içinde neden çalışsın” denildiğini de duydum sıkça. Bu nedenle iş dünyasının en çok ihtiyaç duyduğu personele hak ettiği ücretleri vermesi gerektiği vurgulandı. Kısaca; meslek liseleri ne zaman memleket meselesi olur, fen liseleri kadar itibar görür işte o zaman çok daha gelişmiş bir ülke oluruz.

QOSHE - “Ara eleman” değil “teknisyen” - Güneş Doğdu Soylu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“Ara eleman” değil “teknisyen”

12 1
05.12.2023

Dünya Gazetesi’ndeki görevim nedeniyle farklı şehirlerde farklı sektörlerdeki iş dünyası temsilcileri ile sürekli bir araya geliyoruz. Sohbetlerimiz yatırım planları konusuna geldiğinde çoğunun en büyük sorunu ne finansmana erişim, ne de dünyadaki global sorunlar.

Sanayiciler yatırım yapmalarının önündeki en büyük engelin çalıştıracak insan bulamamak olduğunu söylüyorlar. Sadece kalifiye, beyaz yaka da değil tecrübesiz, mavi yakada bulamadıklarından yakınıyorlar.

Örneğin cuma namazı sonrası imamlara “Sanayide şu firmalarda işçi aranıyor, başvurun” denildiğini duydum. İşçi servislerinin sanayide işçileri fabrikaya bıraktıktan sonra saatlerce sokak sokak dolaştığını yolda gezenleri “İş arıyorsanız firmamıza götürelim” tekliflerinde bulunulduğunu biliyorum.

Kentlerdeki bilboardların “Eleman arıyoruz” ilanları ile donatıldığına da tanıklık ettim. Sanayici işini büyütmek, yatırım yapmak istiyor ama en büyük sermayelerden biri olan insan gücü konusunda çaresiz. Şimdi bana diyebilirsiniz ki diğer kesimde iş bulamamaktan yakınıyor, nerede bu işler diye.

Her iki tarafta haklı ama ya çözüm yok ya da üretilen çözümler her iki kesiminde sorununa çare olamıyor. Geçtiğimiz günlerde bu konuları kapsayan önemli bir programa davet edildim.

“Meslekî Eğitimle Açılan Kapı” sloganıyla Milli Eğitim Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal........

© Dünya


Get it on Google Play