UN Global Compact dünya genelinde 18 binin üzerinde şirket imzacısı ile iş dünyasının en büyük sürdürülebilirlik platformu. Şirketlerin sorumlu uygulamalarını teşvik ederek sürdürülebilir kalkınma sürecinde iş dünyasının somut katkısını artırmayı hedefleyen UN Global Compact’in Türkiye’deki yerel ağı Global Compact Türkiye öncelikli çalışma alanlarını, insan hakları, çevre, sürdürülebilir finans, toplumsal cinsiyet eşitliği ve inovasyon olarak tanımlıyor. UN Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Cemal Dördüncü, “Sürdürülebilirliği hayatta kalmak olarak yorumluyorum. Siz hayatta kalmak istiyor musunuz, istemiyor musunuz?” diye soruyor.

“İş dünyasında önemli bir dönüşüm yaşanıyor. Fakat iş dünyası, iş süreçlerini sürdürülebilir kalkınma amaçlarını temel alarak yeniden tasarlıyor demek iddialı olur. İstanbul’da bulunan belirli bir klasifikasyonun üzerinde olan şirketler önemli dönüşüm gerçekleştiriyor. Fakat kahir çoğunluğa baktığınız zaman, mesela Anadolu’da önemli potansiyele sahip şirketlerin durumun bilincinde olup olmadıkları konusunda şüphelerim var” diye ekliyor Dördüncü.

“Yeşil dönüşümü varoluş olarak yorumluyorum. Yapamıyorsanız var olamazsınız. Özellikle Türk şirketlerinin rekabet ortamı da çok değişti. Avrupa Birliği bizim en büyük ticaret ortağımız durumunda. AB Yeşil Mutabakatı sürdürülebilirliği rekabet gücünün merkezine koydu. Bizim ihracatımızın yüzde 41’i AB’ye gidiyor. Eğer, Yeşil Mutabakat kurallarını uygulamıyor ve sertifika alamıyorsanız satış gerçekleştiremezsiniz. En tehlikelisi ise bu dönüşümü, yapıyormuş gibi görünmek. Bu, yapmamaktan daha tehlikeli. Elbette konuyu ciddiye alan şirketlerimiz var. İlerleme görüyorum ama ne yazık ki yeterli hızda değil. Olması gereken yerde değiliz ve 2030 Sürdürülebilir Kalkınma hedeflerinde geç kalıyoruz” diyor. Peki iş dünyasının ne yapması gerekiyor? Ahmet Dördüncü’nün yorumları şöyle:

“UN Global Compact, Accenture işbirliğinde özel sektör gözüyle sürdürülebilir kalkınma amaçlarının durum değerlendirmesi raporu yayımlandı. Raporda iş dünyasının geçen 8 yılda Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin 13.sü ‘İklim Eylemi’ne katkısı negatif görünüyor. Yani, bırakın ilerlemeyi geriye gidiş mevcut. Bunun nedeni ise; karbon yoğunluğu azaltma çabalarına rağmen enerji, ulaşım, binalar ve tarımdan kaynaklanan özel sektör emisyonlarının hızla artması, fosil yakıtlara yeni yatırımların devam etmesi ve açıklanan hedeflerin inandırıcılıktan uzak olması. CDP (Karbon Saydamlık Projesi) tarafından 13 bin şirketin emisyon azaltma hedefleri incendi. Bu incelemede her üç şirketin ikisinin hedeflerinin güvenilir olmadığı tespit edildi. Çünkü, hedefleri belirlerken hangi kriterlerin baz alındığı, şirketin operasyonları için belirlenen hedeflerin anlamlı olup olmadığı sorunu bulunuyor. Bu hedefe giden yol haritasının şeffaf bir şekilde paylaşılmaması güvensizliği getiriyor. Küresel bir standart haline getirilen Science Based Targeting (Bilime Dayalı Hedefler) girişimi sera gazı emisyonlarının azaltılması ve net sıfır hedeflerini tutturabilmek için şirketlere uluslararası standart ve iklim bilimine uyumlu bir yol haritası sunuyor. Şirketler bu girişime katılarak 2030’daki 1,5 derece hedefiyle uyumlu hedeflerini açıklıyor. Sadece açıklamakla kalmıyor, bu hedefler incelenerek onaylatılıyor. Daha sonra şirketler her sene gelişimlerini raporluyor. Bugün maalesef bütün dünyada sadece 8 bin 164 şirket bu girişime imza attı. Katılan 5 bin 31 şirketin hedefl eri onaylandı. Türkiye’den şu anda 73 şirket bulunuyor. Fakat katılan sayısı her geçen gün artıyor.”

Yeşil yıkamanın çözümü raporlama

“Hedef ve taahhütlerin herkesin anlayabileceği şeffaf ve inanılır bir şekilde açıklanması gerekiyor. Raporlama, yeşil yıkama-aklama ithamlarını önlemek için önemli bir araç. Raporlama gönüllü bir girişim olmaktan çıkıp tüm dünyada zorunlu bir uygulamaya dönüşüyor. Birçok küresel raporlama standardının yanı sıra, hükümetler de şirketlerin çeşitli bilgileri açıklamalarını zorunlu kılan düzenlemeler getiriyor. AB Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi belirli büyüklükteki ve finansal eşiğin üzerindeki şirketlerden sürdürülebilirlik bilgilerini kamuya açık bir şekilde raporlamalarını istiyor. Bu raporlama gereklilikleri Avrupa’ya ihracat yapan Türkiye’deki şirketleri de etkileyecek. UN Global Compact’in her sene raporlama yükümlülüğü bulunuyor. 20 binin üzerindeki şirketin raporlarını UN Global Compact internet sitesinde yayınlıyoruz. Bugün dünyanın herhangi bir yerinde UN Global Compact’e imza atmış bir şirketin sürdürülebilirlik raporunu Türkiye’de okumak mümkün. Bu sistem inanılmaz bir öğrenme, bilgileşim ve karşılaştırma sunuyor. Türkiye’de de 2023 yılı sonunda uluslararası sürdürülebilirlik raporlama standartlarını da temel alan Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları yürürlüğe girdi. Artık bizim ülkemizde de belirli büyüklükte olan şirketlerin sürdürülebilirlik alanında yönetişim, strateji, risk yönetimi, ölçüt ve hedeflerini düzenli açıklamaları gerekiyor."

HEDEF TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ PROGRAMI

*İş dünyasında kadınların tüm seviyelerde eşit temsiliyetini ve eşit değerdeki işe eşit ücreti sağlamayı amaçlayan UN Global Compact ‘Hedef Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Programı’ (Target Gender Equality Accelerator)’ nın başvuruları 31 Mayıs tarihine kadar devam edecek. Program 9 ay sürecek. Programına katılan şirketler; performans analizi, online eğitimler, kapasite geliştirme atölyeleri ve deneyim paylaşımları yoluyla Kadının Güçlenmesi İlkelerinin (WEPs) uygulanmasını derinleştirme ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına (SKA) katkılarını güçlendirme fırsatına sahip olacak. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının 5’incisi (SKA 5) 2030 yılına kadar toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını, kadınların ve kızların güçlenmesini öngörüyor.

RADİKAL VE İDDİALI BİR ŞEKİLDE İLERLEMELİYİZ

*“UN Global Compact olarak daha çabuk daha radikal ve iddialı bir şekilde ilerlemeliyiz dedik. Bu noktada Forward Faster girişimimiz ortaya çıktı. Bütün iş dünyasına çağrıda bulunuldu. Burada biraz daha önemli olan 5 temel alana odaklanarak; iklim eylemi, toplumsal cinsiyet eşitliği, geçim ücreti, finans, yatırım ve su direnci başlıklarında somut taahhüt verdik. Bütün şirketlerimizin taahhüt vermelerini ve düzenli şeff af bir şekilde raporlamalarını istiyoruz. Bizim şirketlere en önemli yardımımız bilim temelli hedefl er oluyor. Özellikle KOBİ’ler için çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Çünkü eğer nerede olduğunuzu bilmezseniz, doğru hedefi koyamazsınız. UN Global Compact, Birleşmiş Milletlerden gelen programlar ile şirketlerin doğru hedef koymalarını destekliyor.”

QOSHE - “Yeşil dönüşümü yapıyormuş gibi görünmek, yapmamaktan daha tehlikeli” - Didem Eryar Ünlü
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“Yeşil dönüşümü yapıyormuş gibi görünmek, yapmamaktan daha tehlikeli”

19 7
25.04.2024

UN Global Compact dünya genelinde 18 binin üzerinde şirket imzacısı ile iş dünyasının en büyük sürdürülebilirlik platformu. Şirketlerin sorumlu uygulamalarını teşvik ederek sürdürülebilir kalkınma sürecinde iş dünyasının somut katkısını artırmayı hedefleyen UN Global Compact’in Türkiye’deki yerel ağı Global Compact Türkiye öncelikli çalışma alanlarını, insan hakları, çevre, sürdürülebilir finans, toplumsal cinsiyet eşitliği ve inovasyon olarak tanımlıyor. UN Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Cemal Dördüncü, “Sürdürülebilirliği hayatta kalmak olarak yorumluyorum. Siz hayatta kalmak istiyor musunuz, istemiyor musunuz?” diye soruyor.

“İş dünyasında önemli bir dönüşüm yaşanıyor. Fakat iş dünyası, iş süreçlerini sürdürülebilir kalkınma amaçlarını temel alarak yeniden tasarlıyor demek iddialı olur. İstanbul’da bulunan belirli bir klasifikasyonun üzerinde olan şirketler önemli dönüşüm gerçekleştiriyor. Fakat kahir çoğunluğa baktığınız zaman, mesela Anadolu’da önemli potansiyele sahip şirketlerin durumun bilincinde olup olmadıkları konusunda şüphelerim var” diye ekliyor Dördüncü.

“Yeşil dönüşümü varoluş olarak yorumluyorum. Yapamıyorsanız var olamazsınız. Özellikle Türk şirketlerinin rekabet ortamı da çok değişti. Avrupa Birliği bizim en büyük ticaret ortağımız durumunda. AB Yeşil Mutabakatı sürdürülebilirliği rekabet gücünün merkezine koydu. Bizim ihracatımızın yüzde 41’i AB’ye gidiyor. Eğer, Yeşil Mutabakat kurallarını uygulamıyor ve sertifika alamıyorsanız satış gerçekleştiremezsiniz. En tehlikelisi ise bu dönüşümü, yapıyormuş gibi görünmek. Bu, yapmamaktan daha tehlikeli. Elbette konuyu ciddiye alan şirketlerimiz var. İlerleme görüyorum ama ne yazık ki yeterli hızda değil. Olması gereken yerde değiliz ve 2030 Sürdürülebilir Kalkınma hedeflerinde geç kalıyoruz” diyor. Peki iş dünyasının ne yapması gerekiyor? Ahmet Dördüncü’nün yorumları şöyle:

“UN Global Compact, Accenture işbirliğinde özel sektör gözüyle sürdürülebilir kalkınma amaçlarının durum değerlendirmesi raporu yayımlandı. Raporda iş dünyasının geçen 8 yılda Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin 13.sü ‘İklim Eylemi’ne katkısı negatif görünüyor. Yani, bırakın ilerlemeyi geriye gidiş........

© Ekonomim


Get it on Google Play