Bankadaki ilk günlerimde idi. Genel müdürlükte parlak takım elbiseli birisini yöneticilerin odalarına girip çıkarken gördüm. Sonra benim odaya geldi, tanıştık. Ankara’daki şube müdürlerimizden birisi imiş. Şube yeni bir binaya taşınıyordu. Cuma günü şubenin açılışı olacaktı. Bir davetiye verdi. Açılışa beni de davet ediyordu. Ben ise yeni çalışmaya başladığım kurumu tanımaya çalışıyordum. Bu konuda her fırsatı değerlendiriyordum. “Tabi gelirim, cuma günü görüşürüz” dedim. O gün, günlerden salı idi.

Perşembe günü bankanın disiplin kurulu toplantısı vardı. Disiplin kurulu toplantısına insan kaynakları grubunun bağlı bulunduğu genel müdür yardımcısı girmişti. Toplantı çıkışı odasında toplandık. “Bugünkü toplantının en önemli kararı şu” deyip bana bir dosya uzattı. “Bu şubede usulsüz kredi verilmiş ve kredi batmış. Banka zarara uğramış. Şube müdürünün iş akdini feshediyoruz” dedi. O zaman dosyaya baktım. “Aaa, bu salı günü davetiye dağıtan şube müdürü. Ama yarın yeni şube binası açılışı var. Olamaz” dedim. Genel Müdür Yardımcısı “Tabi olamaz, onun için iş akdi feshini kendisine sözlü olarak tebliğ etmemiz gerekir”dedi. Sekretere "Şube Müdürü’nü arayalım” dedi. Anında telefon bağlandı. Genel Müdür Yardımcısı telefon ahizesini kaldırıp “Bir dakika” dedi. Sonra da ahizenin bir ucunu eliyle kapatıp bana uzattı. “Gerekeni yapalım, tebliğ edelim” dedi.

Şaşırmıştım. Bu anlamda sahaya ilk kez iniyordum. İlk kez bir iş akdi feshini tebliğ edecektim. Ahizeyi alıp konuşmaya başladım” Ben Uğur Tandoğan” der demez Şube Müdürü büyük bir heyecanla “Evet, yeni insan kaynakları grup müdürümüz. Salı günü tanışmıştık. Yarın şube açılışına geliyorsunuz değil mi?” dedi. Ben de sözü fazla uzatamadım “Evet, geleceğim tabi ki. Ama siz gelemiyorsunuz maalesef. Çünkü şu konulu soruşturmanın sonucunda, disiplin kurulunun kararı gereği, iş akdinizi feshediyoruz. Sizi bunun için arıyorum” dedim. Ben müdürden büyük bir tepki bekliyordum, ama o çok olgun davrandı. “Ne yapalım, kısmet değilmiş. Hayırlısı olsun“ dedi. Ben “Üzgünüm, keşke böyle olmasaydı” dedim. Müdür sanırım sesimin tonundan ifademin samimi olduğunu, gerçekten üzüldüğümü anlamıştı. Beni teselli etti. “Uğur Bey, üzülmeyin. İş yaşamında olur böyle şeyler” dedi. Telefonu kapattığımda Genel Müdür Yardımcısı” Oldu, şimdi müdür adaylarını konuşalım” dedi.

Boşanmalarda morali bozulanları teselli etmek için “Niye üzülüyorsunuz. Evlenmek de Allahın emri, ayrılmak da. Evlenmek varsa, ayrılmak da vardır” denir. İnsan kaynağı yönetiminde de işten çıkarma, evlilikteki boşanmaya benzer. İşe almak varsa, işten çıkarmak da vardır.

Çıkarma nedeni ne olursa olsun, seve seve işe almış olduğunuz birisine “Ben artık seninle yürümek istemiyorum” demek hoş bir duygu değildir. Çalışma süresi ne kadar olursa olsun, birlikte aynı hedefe koştuğunuz birisine “Şimdi ben artık seninle koşmak istemiyorum” demek üzülünmeyecek bir durum değildir. Ama işin doğasında bu vardır.

İşten çıkarmanın çeşitli nedenleri olur. Örneğin, iş değişmiştir. Artık böyle bir kişiye kurumda ihtiyacınız yoktur; kişiyi işten çıkarırsınız. Ya da kişinin performansı beklentilerinizin çok altına düşmüştür. Artık o kişiyi elde tutmak ekonomik değildir; kişiyi işten çıkarırsınız. Ya da, yukardaki olayda olduğu gibi kişi usulsüzlük yapmıştır, kurumu büyük zarara uğratmıştır; kişiyi işten çıkarırsınız.

Nedeni ne olursa olsun, işten çıkarılan, oyunun kaybeden tarafındadır. Kurum ile birlikteliği, kendi isteğinin dışında sona ermektedir. Bir anda gelir musluğu kapatılıp, kapı önüne konulmaktadır. Ne kadar yumuşatıcı ifade kullanırsanız kullanın, işten çıkarılan kişi “İstenmeyen kişi”dir. Bir anlamda yaralı kişidir. Bu nedenle işveren tarafı, işten ayırdığı kişiye anlayışlı davranmalıdır; insanlık unutulmamalıdır.

Bağlı bulunduğum yönetici belki beni işbaşında denemek istemişti. Belki de bilinçli olarak bana işbaşı eğitimi vermişti. Bana niye böyle bir emrivaki yaptığını bilmiyorum. Ama benim işten çıkarma kararını bildirme konusundaki ilk deneyimimdi; son deneyimim de olmadı. Profesyonel yaşamımda işe alma bildirimi kadar olamasa da, işten çıkarma bildirimi de çok yaptım. İşten çıkarma nedeni ne olursa olsun, her seferinde de üzüldüm.

QOSHE - İşten çıkarmalar üzücüdür - Dr. Uğur Tandoğan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İşten çıkarmalar üzücüdür

14 1
06.02.2024

Bankadaki ilk günlerimde idi. Genel müdürlükte parlak takım elbiseli birisini yöneticilerin odalarına girip çıkarken gördüm. Sonra benim odaya geldi, tanıştık. Ankara’daki şube müdürlerimizden birisi imiş. Şube yeni bir binaya taşınıyordu. Cuma günü şubenin açılışı olacaktı. Bir davetiye verdi. Açılışa beni de davet ediyordu. Ben ise yeni çalışmaya başladığım kurumu tanımaya çalışıyordum. Bu konuda her fırsatı değerlendiriyordum. “Tabi gelirim, cuma günü görüşürüz” dedim. O gün, günlerden salı idi.

Perşembe günü bankanın disiplin kurulu toplantısı vardı. Disiplin kurulu toplantısına insan kaynakları grubunun bağlı bulunduğu genel müdür yardımcısı girmişti. Toplantı çıkışı odasında toplandık. “Bugünkü toplantının en önemli kararı şu” deyip bana bir dosya uzattı. “Bu şubede usulsüz kredi verilmiş ve kredi batmış. Banka zarara uğramış. Şube müdürünün iş akdini feshediyoruz” dedi. O zaman dosyaya baktım. “Aaa, bu salı günü davetiye dağıtan şube müdürü. Ama yarın yeni şube binası açılışı var. Olamaz” dedim. Genel Müdür Yardımcısı “Tabi olamaz, onun için iş akdi feshini kendisine sözlü olarak tebliğ etmemiz gerekir”dedi. Sekretere "Şube Müdürü’nü arayalım” dedi. Anında telefon bağlandı. Genel Müdür Yardımcısı telefon ahizesini kaldırıp “Bir dakika” dedi. Sonra da ahizenin bir ucunu eliyle kapatıp bana uzattı. “Gerekeni yapalım, tebliğ edelim” dedi.

Şaşırmıştım. Bu........

© Ekonomim


Get it on Google Play