Dünyanın en büyük kişisel bakım kuruluşlarından L’Oréal farklı alanlardaki küresel markaları için araştırma-geliştirmeye büyük yatırım yapıyor. Son yıllarda kendisini bir güzellik şirketi olarak değil, “Tek işi güzellik olan bir teknoloji şirketi” olarak konumlandıran markanın farklı ülkelerde 7 inovasyon merkezi bulunuyor.

L’Oréal Türkiye Ülke Genel Müdürü Sinem Sandıkçı Gökçen’in paylaştığı verilere göre,

Grup küresel çaptaki bilimsel odaklı çalışmaları için yılda 1 milyar Euro’luk araştırma-geliştirme yatırımı yapıyor. 4 bin kişilik bilim insanı ve 5 bi 900’ün üzerinde teknoloji ve veri uzmanı ile sektöre yön veren adımlar atıyor. Grubun geliştirdiği 800’den fazla dijital güzellik servisi uygulaması bugüne kadar 40 milyondan fazla kişi tarafından deneyimlendi.

İstanbul, L‘Oréal Grup’un en önemli inovasyon merkezleri arasında yer alıyor. Türkiye’nin L’Oréal Grup için özel bir yeri olduğuna değinen Sinem Sandıkçı Gökçen şu açıklamayı yapıyor:

Bugün sadece Türkiye’de değil, L’Oréal’in faaliyet gösterdiği 150 ülke arasında dijital anlamda en güçlü ekiplerden biri olmamızın arkasında; bu yolculuğa 10 yıl önce başlamış olmamız ve yenilikçi, girişimci ruhumuzla dönüşüme liderlik etmemiz yatıyor. İstanbul New York, Londra, Paris, Şangay gibi L'Oréal Grup’un dünyadaki 7 açık inovasyon merkezi arasında yer alıyor. Biz L‘Oréal Türkiye olarak, ülkemizin güzellik konusundaki potansiyelini ortaya çıkartmayı hedefliyoruz. Bunu da teknoloji ve inovasyona yaptığımız yatırımlarla hayata geçiriyoruz. 2025’te Türkiye’deki güzellik pazarının iki katına çıkacağını öngörüyor; Avrupa pazarına büyümeye en çok katkı sağlayacak ülkenin Türkiye olacağını tahmin ediyoruz.”

L’Oréal Türkiye, start-up ekosistemini de büyütüyor

Start-up iş birliklerinin hem Türkiye hem de girişim ekosistemi için büyük önem taşıdığına inanan L’Oréal, açık inovasyonun gücüne inanıyor. Türkiye’de bugüne kadar 400’e yakın start-up ile tanışan L’Oréal Türkiye, bu start-uplardan 170’ten fazlası ile bir araya geldi. L’Oréal Türkiye, global ölçekte de start-up ekosistem ile yakın ilişkilere sahip. L'Oréal'in Kurumsal Girişim Sermaye Fonu, BOLD (Business Opportunities for L’Oréal Development) girişimcilik alanında cinsiyet eşitliğinin sağlanması için kadın girişimcileri de destekliyor. 25 milyon avroluk bu fondan Türkiye’den bir start-up’ın da en yakın zamanda yararlanması bekleniyor.

Ülkemizin sokaklarını tertemiz yapmak için “Atma!” hareketini başlatan ATMA Derneği, 10 Ocak 2024 Çarşamba günü Raffles İstanbul’da gerçekleştirilen bir basın toplantısı ile göreve başladı. Yönetim Kurulu Başkanı Pervin Ersoy, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şila Gök, ve yönetim kurulu üyeleri Mine Özmen, Nermin Yurteri, Sema Gürel Sürmeli, Suzan Toplusoy ve Şebnem Eriş’in yanı sıra derneğe destek veren ilk kurumlardan, Fatih, Şişli, Üsküdar Belediyesi yetkilileri; Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin; Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen ve Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan konuk olarak katıldı.

ATMA Derneği, pilot çalışmalarına İstanbul’dan başlayacak. Bu kapsamda Fatih, Şişli ve Üsküdar Belediyeleri ile iş birliği yapılmış durumda. ATMA Derneği’ne Fatih, Şişli ve Üsküdar Belediyeleri ile Citroen Türkiye, Raffles İstanbul, Roque, Roman ve Türmak destek veriyor.

Türkiye’nin sokaklarını temiz tutmak için toplumun her kesiminden farkındalık yaratmayı amaçlayan ATMA Derneği’nin tanıtım çalışmaları için Sinan Akçıl, “Atma” şarkısını yeniden düzenledi.

Sakıp Sabancı Müzesi’nin Türkiye resim sanatında önemli yeri olan sanatçılara ve eserlerine derinlemesine bir bakış açısı sunan monografik sergileri; geç Osmanlı İmparatorluğu’nun ve erken Cumhuriyet döneminin öncü kadın sanatçısı Melek Celal Sofu ile devam ediyor.

Sabancı Holding’in ana sponsorluğunda ve Gilan’ın katkılarıyla gerçekleştirilen Unutulmuş Bir Cumhuriyet Kadını: Bütün Yönleriyle Melek Celâl sergisi, 1924’te Galatasaray Sergileri’nde ilk nü eserleri gösteren, 1935’te ise ilk kişisel sergisini açan kadın sanatçı olan Melek Celâl’in hayatına ve sanatına odaklanıyor. Sergi, çok yönlü üretim yapan sanatçının eserlerinin, Anadolu motiflerinden esinlendiği desenleri, şehir planlama, hat sanatı ve Türk işlemeleri gibi konularda kaleme aldığı makaleleri, eleştirileri ve kitapları ile sanatçının hayatına ışık tutan fotoğraflar, kartpostallar, notlar ve mektupların bulunduğu zengin bir arşivden oluşuyor.

Sergi uzun ve titiz bir arşiv çalışmasının eseri. Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer’in verdiği bilgiye göre, Melek Celal, Osmanlı İmparatorluğu'ndan Türkiye Cumhuriyeti'ne geçiş döneminde köklü bir aileden gelen çok yönlü bir figür olmasına rağmen, maalesef unutmuş olduğumuz bir Cumhuriyet kadını.

Melek Celal, eğitimli ve varlıklı bir aileye sahip olduğu için evinde iyi bir eğitim görmüş. İnâs Sanâyî-i Nefîse Mektebi ve Académie Julian'ın resmi kayıtlarında ismine rastlanmasa da bu okullarda konuk öğrenci olarak bulunmuş. Sık sık seyahatler gerçekleştirdiği Paris'te dönemin önemli sanatçılarının atölyelerine devam etmiş olduğu düşünülüyor.

Moda'da yaşadığı ve kendi atölyesinin de bulunduğu Villa Wohl'da dönemin pek çok sanatçı ve aydınına ev sahipliği yapmış, İstanbul'daki kültür ve sanat ortamında aktif bir rol oynamış.

Melek Celâl’in sadece bir ressam ve heykeltıraş değil, aynı zamanda yazar ve eleştirmen olduğunu belirten Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer, sanatseverleri şu cümlelerle sergiyi ziyaret etmeye davet ediyor:

“Geleneksel Türk el sanatları ve hat sanatı hakkında yazdığı makaleler ve kitaplar, verdiği konferanslar, neredeyse sanatçı kimliğiyle yarışır nitelikte. Melek, bir yönüyle Batı'ya bakarken bir yönüyle de Anadolu'ya dönen bir Cumhuriyet kadını. Tüm sanatseverleri eğitimli, dünyaya açık, geleneksel Türk sanatlarına ve mimarisine tutkuyla bağlı, Cumhuriyet'in yetiştirmek istediği nesle örnek olarak kabul edebileceğimiz Melek'in hayatını ve sanatını keşfetmeye bekliyoruz."

Çocuklar için atölyeler

Unutulmuş Bir Cumhuriyet Kadını: Bütün Yönleriyle Melek Celâl sergisi kapsamında hazırlanan ve akademik kaynak niteliğindeki katalogda ise Namık Sinan Turan, Gizem Tongo, Ahu Antmen, Nazan Bekiroğlu, Mehmet Samsakçı ve Ömer Faruk Şerifoğlu, Melek Celâl’in hayatını ve sanatını pek çok farklı açıdan değerlendirdiler.

Eğitim programlarıyla da desteklenecek sergi kapsamında 26 Ocak’ta gerçekleşecek, sanat terapisi ve farkındalık ilkelerinden ilham alan Müzede An’da atölyesiyle 5-7 yaş aralığındaki çocuklar ve ebeveynleri, Melek Celâl’in galeride yer alan farklı natürmort eserlerinin renk ve kompozisyonlarını keşfedecek.

Unutulmuş bir Cumhuriyet kadını: Bütün yönleriyle Melek Celâl sergisi, Sabancı Holding’in ana sponsorluğunda ve Gilan’ın katkılarıyla 28 Nisan 2024’e kadar, pazartesi hariç her gün 10.00 - 18.00 arasında SSM Galeri -2’de ziyaret edilebilecek.

QOSHE - İstanbul L’Oréal’in dünyadaki 7 inovasyon merkezi arasında yer alıyor - Fatoş Karahasan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İstanbul L’Oréal’in dünyadaki 7 inovasyon merkezi arasında yer alıyor

4 3
18.01.2024

Dünyanın en büyük kişisel bakım kuruluşlarından L’Oréal farklı alanlardaki küresel markaları için araştırma-geliştirmeye büyük yatırım yapıyor. Son yıllarda kendisini bir güzellik şirketi olarak değil, “Tek işi güzellik olan bir teknoloji şirketi” olarak konumlandıran markanın farklı ülkelerde 7 inovasyon merkezi bulunuyor.

L’Oréal Türkiye Ülke Genel Müdürü Sinem Sandıkçı Gökçen’in paylaştığı verilere göre,

Grup küresel çaptaki bilimsel odaklı çalışmaları için yılda 1 milyar Euro’luk araştırma-geliştirme yatırımı yapıyor. 4 bin kişilik bilim insanı ve 5 bi 900’ün üzerinde teknoloji ve veri uzmanı ile sektöre yön veren adımlar atıyor. Grubun geliştirdiği 800’den fazla dijital güzellik servisi uygulaması bugüne kadar 40 milyondan fazla kişi tarafından deneyimlendi.

İstanbul, L‘Oréal Grup’un en önemli inovasyon merkezleri arasında yer alıyor. Türkiye’nin L’Oréal Grup için özel bir yeri olduğuna değinen Sinem Sandıkçı Gökçen şu açıklamayı yapıyor:

Bugün sadece Türkiye’de değil, L’Oréal’in faaliyet gösterdiği 150 ülke arasında dijital anlamda en güçlü ekiplerden biri olmamızın arkasında; bu yolculuğa 10 yıl önce başlamış olmamız ve yenilikçi, girişimci ruhumuzla dönüşüme liderlik etmemiz yatıyor. İstanbul New York, Londra, Paris, Şangay gibi L'Oréal Grup’un dünyadaki 7 açık inovasyon merkezi arasında yer alıyor. Biz L‘Oréal Türkiye olarak, ülkemizin güzellik konusundaki potansiyelini ortaya çıkartmayı hedefliyoruz. Bunu da teknoloji ve inovasyona yaptığımız yatırımlarla hayata geçiriyoruz. 2025’te Türkiye’deki güzellik pazarının iki katına çıkacağını öngörüyor; Avrupa pazarına büyümeye en çok katkı sağlayacak ülkenin Türkiye olacağını tahmin ediyoruz.”

L’Oréal Türkiye, start-up ekosistemini de büyütüyor

Start-up iş birliklerinin hem Türkiye hem de girişim ekosistemi için büyük önem taşıdığına inanan L’Oréal, açık inovasyonun gücüne inanıyor. Türkiye’de bugüne kadar 400’e yakın start-up ile tanışan L’Oréal Türkiye, bu start-uplardan 170’ten fazlası ile bir araya geldi. L’Oréal Türkiye, global ölçekte de start-up ekosistem ile yakın ilişkilere sahip. L'Oréal'in Kurumsal Girişim Sermaye Fonu, BOLD........

© Ekonomim


Get it on Google Play