Türkiye’nin önündeki problemleri herkes görüyor.

Ekonomide, yakın coğrafyamızda, siyasi ve sosyal yapılanmamızda yaşananlar ortada…

Dünyanın yeniden şekillenme sancıları çektiği şu zaman diliminde Türkiye’nin bu yaşananları da kucaklayıp, yanıtlayacak ulusal bir stratejiye sahip olup olmadığı da…

Türkiye’ye bu anlamda yön vermesi gereken çevrelerin gündeminde bu konular gündelik polemik konusu sadece. Derinlikli bir bakış açısı yaratacak hiçbir adım, hiçbir tartışma görünmüyor ortada.

Çünkü başta siyaset kurumu kendini Mart ayındaki yerel seçimlerin rüzgârına kaptırmış durumda. Varsa yoksa kim kiminle ittifak yapacak, kim nereden, nasıl başkan seçilecek…

Kim kiminle, nerede?

Önce iktidar kanadının iki lideri yan yana geldi.

Her ne kadar resmi bir açıklama olmadıysa da kulislere sızan bilgilere göre, yerel seçimlerde AK Parti Adana, Mersin, Manisa ve Balıkesir’de aday çıkarmayacak, bu illerdeki MHP adaylarını destekleyecek. Başka il ve ilçelerdeki durum ise kurulan ortak komisyonun çalışmalarıyla şekillenecek.

Hemen ardından CHP Genel Başkanı, İYİ Parti Genel Başkanı ile yan yana geldi.

Özel, İYİ Parti’nin 81 ilde tek başına seçime girme kararını hiç olmazsa bazı büyük illerde, başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere, yeniden gözden geçirilip geçirilinemeyeceğini gündeme getirmiş. Akşener de söz konusu kararı partisinin yetkili kurullarının aldığını hatırlatıp, konuyu tekrar aynı kurulların karara bağlayabileceğini söylemiş.

Siz bu satırları okurken, İYİ Parti Genel İdare Kurulu konuyu masaya yatırıyor ve bir karar oluşturuyor olacak.

Bu çerçeve de İstanbul, Ankara ve İzmir’de iş birliği kararı çıkarsa şaşırmamak gerekir.

Öncelikle Ankara konusunda Mansur Yavaş’ın adaylığı iki parti için de üzerinde rahat anlaşılabilecek bir nokta. Çünkü her iki parti de Yavaş’ı kendi adayı olarak görüyor ve seçimi kazanması halinde hem CHP’de hem İYİ Parti’de herkes mutlu olacak.

İstanbul dengeleri

Ancak İstanbul’da ve İzmir’de durum aynı değil.

Üstelik, İstanbul için Ekrem İmamoğlu’nun adaylığına kesin gözüyle bakılsa da seçmen aritmetiği açısından farklı gelişmeler seçimi zora sokabilir. Kulislerde Zafer Partisi’nin eski Ülkü Ocakları Başkanı Azmi Karamahmutoğlu’nu, HEDEP’in ise Başak Demirtaş’ı aday göstereceği dillendiriliyor. Eğer, böyle isimler farklı farklı partilerden aday gösterilecekse (ki kısa bir zaman sonra bu durum netleşecek) İstanbul seçimini kazanmak için gerekli aritmetiği yeniden gözden geçirmek gerekir. Yani son seçimdeki 800 bin oy farkına güvenilerek hesap yapmak, büyük yanılgılara yol açacak gibi görünüyor.

İzmir tartışmaları

İzmir de ise durum biraz daha farklı.

İzmir’de 20 yıldır CHP karşısında başarısız sonuçlar alan AK Parti’de 2024 seçimleri için özel çalışma başlatılmış. CHP’deki gelişmelerden yararlanıp, İzmir’deki oylarını seçimi kazanacak noktaya taşımak için eski Gençlik ve Spor Bakanı İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu’na özel yetki ve görev verildiği belirtiliyor. Kasapoğlu’nun bir süre önce İzmir’de iki dönem Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan Burhan Özfatura’yı ziyaret etmesi dikkat çekmişti.

AK Parti’de Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ’ın adının bir adım öne çıktığı belirtiliyor. 9 Eylül Üniversitesi Rektörü Nükhet Hotar ile İzmir milletvekilleri Ceyda Bölünmez Çankırı ile Şebnem Bursalı’nın, Ege Üniversitesi Rektörü Necdet Budak’ın ismi de AK Parti’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için geçiyor.

CHP’de de benzer bir durum var.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için yoğun şekilde adı geçen isimlerden biri olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökçe görevinden istifa ederek aday adaylığını açıkladı. Belediye Başkanı Tunç Soyer mevcut belediye başkanı olarak en önde gelen adaylar arasında yer alıyor. Önceki dönem İzmir Milletvekili Atila Sertel, Bornova Belediye Başkanlığı görevini 2014-2019 yılları arasında yürüten Olgun Atila, CHP Parti Meclisine seçilen İzmir milletvekilleri Murat Bakan ve Deniz Yücel’in de ismi İzmir Büyükşehir Belediye Başkan aday adayı olarak anılıyor.

Çok değil on beş yirmi gün içinde bu isimler de kesinleşir.

Kurultayda verilen sözler

Ancak diğer partilerden farklı olarak CHP’de tabanın farklı bir duruşu var. Uzun zamandır genel merkez tarafından belirlenen adaylar nedeniyle parti örgütleri ön seçim istiyor.

Bu talep yeni genel başkan tarafından da duyulmuş olacak ki, Özgür Özel, “‘Özgür Özel ön seçimden vazgeçti’ diyorlar, kesinlikle doğru değil. Bir, milletvekili seçimlerinde kayıtsız şartsız ön seçim var. İki, belediye seçimlerinde mutlaka mevcut belediye başkanlarımızı anket ile ölçeceğiz. Mevcut belediye başkanımız halkın gönlündeyse aday göstereceğiz. Halkın gönlünde değilse o zaman yerine aday belirleyeceğiz. Aday belirlemekte en çok kullanacağımız yöntem, örgüt denetiminde ön seçim olacak” diye açıklama yaptı.

Ama tartışma bitmedi. Çünkü bir başka açıklama daha yapıldı ve bu kez Özel’in İstanbul, Ankara ve Aydın dışındaki kentlerde belediye başkan adaylarının belirlenmesinde anket, parti teşkilatı ve sivil toplum örgütlerinin görüşlerinin alınacağını belirtmesi, ön seçimin yapılmayacağı şeklinde algılandı.

Oysa CHP örgütleri kendi cümleleri ile durumu şöyle görüyorlar:

”81 il 922 ilçede çayı demleyenlere, bacayı tüttürenlere, bayrağı sallayanlara partimiz 38. Olağan Kurultayı’nda verdiği sözü tutmalı ve üye partililerin karar vereceği bir ön seçim sürecini başlatmalıdır. Ön seçim olmazsa bunun sandıkta mutlaka sonuçları olacaktır”…

Misal seçim sonrası olağanüstü kurultay…

QOSHE - Tek derdimiz kim, kiminle, nereden seçilecek? - Mete Belovacıklı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Tek derdimiz kim, kiminle, nereden seçilecek?

2 1
04.12.2023

Türkiye’nin önündeki problemleri herkes görüyor.

Ekonomide, yakın coğrafyamızda, siyasi ve sosyal yapılanmamızda yaşananlar ortada…

Dünyanın yeniden şekillenme sancıları çektiği şu zaman diliminde Türkiye’nin bu yaşananları da kucaklayıp, yanıtlayacak ulusal bir stratejiye sahip olup olmadığı da…

Türkiye’ye bu anlamda yön vermesi gereken çevrelerin gündeminde bu konular gündelik polemik konusu sadece. Derinlikli bir bakış açısı yaratacak hiçbir adım, hiçbir tartışma görünmüyor ortada.

Çünkü başta siyaset kurumu kendini Mart ayındaki yerel seçimlerin rüzgârına kaptırmış durumda. Varsa yoksa kim kiminle ittifak yapacak, kim nereden, nasıl başkan seçilecek…

Kim kiminle, nerede?

Önce iktidar kanadının iki lideri yan yana geldi.

Her ne kadar resmi bir açıklama olmadıysa da kulislere sızan bilgilere göre, yerel seçimlerde AK Parti Adana, Mersin, Manisa ve Balıkesir’de aday çıkarmayacak, bu illerdeki MHP adaylarını destekleyecek. Başka il ve ilçelerdeki durum ise kurulan ortak komisyonun çalışmalarıyla şekillenecek.

Hemen ardından CHP Genel Başkanı, İYİ Parti Genel Başkanı ile yan yana geldi.

Özel, İYİ Parti’nin 81 ilde tek başına seçime girme kararını hiç olmazsa bazı büyük illerde, başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere, yeniden gözden geçirilip geçirilinemeyeceğini gündeme getirmiş. Akşener de söz konusu kararı partisinin yetkili kurullarının aldığını hatırlatıp, konuyu tekrar aynı kurulların karara bağlayabileceğini söylemiş.

Siz bu satırları okurken, İYİ Parti Genel İdare Kurulu konuyu masaya yatırıyor ve bir karar oluşturuyor olacak.

Bu çerçeve de İstanbul, Ankara ve İzmir’de iş birliği kararı çıkarsa şaşırmamak gerekir.

Öncelikle Ankara konusunda Mansur Yavaş’ın adaylığı iki parti için de üzerinde rahat anlaşılabilecek bir nokta. Çünkü her iki parti de Yavaş’ı kendi adayı olarak görüyor ve seçimi kazanması........

© Ekonomim


Get it on Google Play