Ahmet Arslan

CPA, MBA

Bilindiği üzere, anayasamıza göre, mahalli idareler; il, belediye veya köy halkının mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları, gene kanunda gösterilen, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzelkişileridir.

5393 sayılı Belediye Kanunu’na göre de; Belediye belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idarî ve malî özerkliğe sahip kamu tüzel kişisidir.

Söz konusu tanımlara göre belediyeler mahalli müşterek ihtiyaçları karşılamak üzere kurulan kamu idareleridir.

Anayasa Mahkemesi kararlarına göre; mahalli müşterek ihtiyaç kavramı; herhangi bir yerel yönetim biriminin sınırları içinde yaşayan kişi, aile, zümre ya da sınıfın özel çıkarlarını değil, aynı yörede birlikte yaşamaktan doğan eylemli durumların yarattığı, yoğunlaştırdığı ve güncelleştirdiği, özünde yerel ve kamusal hizmet karakterinin ağır bastığı ortak ihtiyaç ve beklentileri ifade etmektedir.

Bu durumda bir hizmetin belediyeler tarafından ifa edilebilmesi için hem mahalli hem de müşterek olması gerekmektedir. Bu bağlamda, imar, su ve kanalizasyon, aydınlatma, ulaşım ve toplu taşıma, temizlik, çöp toplama, itfaiye, sosyal donatı alanları, park ve yeşil alanlar, yol, meydan, bulvar, cadde, sokak, kaldırım vb. alt yapı hizmetleri mahalli müşterek nitelikteki başlıca hizmetlerdir. Söz konusu hizmetlerin ortak özelliği kentleşmeyi yani şehirleşmeyi sağlamaktır. Söz konusu hizmetler dışındaki kamu hizmetleri belediyelerin değil, Devletin (Bakanlıklar) ve diğer kamu idarelerinin görevidir. Ne var ki, son yıllarda popülist politikaların da etkisiyle belediyelerin söz konusu işlevden uzaklaşarak, sosyal yardım, tarım ve hayvancılık, emeklilere ilave maaş, toplumun belli kesimlerine özel destek vb. işleri üstlendikleri ve önemli miktardaki belediye kaynağını bu alanlarda kullandıkları görülmektedir. Söz konusu işlevden uzaklaşma belediye başkan adaylarının vaat ve söylemlerinde de görülmektedir.

Belediyelerin söz konusu temel işlevini yerine getirmemesi estetikten ve yeterli altyapıdan uzak ve yaşam kalitesi düşük bir belde yapısının ortaya çıkmasına yol açmaktadır.

Belediyelerin tarım ve hayvancılık görevi var mı?

Anayasamıza göre;

- Devlet, tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek, tarımsal üretim planlaması ilkelerine uygun olarak bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak maksadıyla, tarım ve hayvancılıkla uğraşanların işletme araç ve gereçlerinin ve diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırır.

- Ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı, özellikle sanayiin ve tarımın yurt düzeyinde dengeli ve uyumlu biçimde hızla gelişmesini, ülke kaynaklarının döküm ve değerlendirilmesini yaparak verimli şekilde kullanılmasını planlamak, bu amaçla gerekli teşkilatı kurmak Devletin görevidir. Devlet, bitkisel ve hayvansal ürünlerin değerlendirilmesi ve gerçek değerlerinin üreticinin eline geçmesi için gereken tedbirleri alır.

Söz konusu anayasa hükümlerine göre tarım ve hayvancılığı ülke çapında geliştirmek Devletin yani merkezi yönetimin görevidir.

Ne var ki, 12.11.2012 tarih ve 6360 sayılı Kanunla 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nda yapılan değişiklikle “Büyükşehir ve ilçe belediyeleri tarım ve hayvancılığı desteklemek amacıyla her türlü faaliyet ve hizmette bulunabilirler.” hükmü getirilmiştir.

Söz konusu düzenlemenin getiriliş amaçlarından biri söz konusu kanunla büyükşehir belediyesinin görev ve yetkilerinin il sınırlarına kadar genişletilmesi nedeniyle kent ile kır arasındaki farkın kapatılmasını ve kırsal kalkınmayı sağlamaktır.

Hemen belirtelim ki, söz konusu yetki ve görev sadece büyükşehir belediyesi ile büyükşehir belediyesi sınırları içindeki ilçe belediyelerine verilmiş olup, il belediyeleri ile büyükşehir olmayan yerlerdeki ilçe belediyeleri ve belde belediyelerinin tarım ve hayvancılıkla ilgili herhangi bir görevi bulunmamaktadır.

Devletin bu işleri yapmakla görevi kuruluşunun (Tarım ve Orman Bakanlığı) tarım ve hayvancılığı yeterince destekleyip desteklemediği ise ayrı bir tartışma konusudur.

Belediyelerin sosyal yardım sağlama veya ilave emekli maaşı verme vb. görev ve yetkileri var mı?

5393 sayılı Belediye Kanunu’na göre, belediyelerin sosyal hizmet ve yardım görevi bulunmaktadır. Ne var ki, ilk olarak, Anayasa göre; “Devlet, sosyal güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar. Devlet harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleriyle, malül ve gazileri korur ve toplumda kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlar. Devlet, sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alır. Yaşlılar, Devletçe korunur, Yaşlılara Devlet yardımı ve sağlanacak diğer haklar ve kolaylıklar kanunla düzenlenir. Devlet, korunmaya muhtaç çocukların topluma kazandırılması için her türlü tedbiri alır. Bu amaçlarla gerekli teşkilat ve tesisleri kurar veya kurdurur.”

İlk olarak, Anayasanın söz konusu hükmüne göre, sosyal güvenlik, sosyal yardım ve benzeri hizmetler esas itibariyle özel olarak bu amaçla kurulmuş olan Sosyal Güvenlik Kurumu ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yerine getirilir.

İkinci olarak, sosyal yardım; bazı kamu hizmetlerinin tüm vatandaşlara ücretsiz olarak sunulması değil, ekonomik ve sosyal açıdan dezavantajlı kişilerin desteklenmesi ve topluma kazandırılmasıdır. Bu bağlamda, belirli kriterlere göre yardıma muhtaç olduğu tespit edilen kişilere barınma, gıda, yakacak yardımı yapılması sosyal yardım kapsamında iken herhangi bir muhtaçlık tespiti yapılmadan belediye hizmetlerinde belli bir kesime ücretsiz veya indirimli tarife uygulanması sosyal yardım kapsamında bulunmadığı gibi 4736 sayılı Kamu Kurum Ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal Ve Hizmet Tarifeleri İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’da da yasaklanmıştır.

Öte yandan, kimlerin hangi şartlarda emeklilik hakkına ve ne miktarda emeklilik maaşına sahip olacağı sosyal güvenlik mevzuatında düzenlenmiş olup söz konusu mevzuatın uygulanmasından Sosyal Güvenlik Kurumu sorumlu bulunmaktadır. Emeklilik maaşlarının düşük olması veya olmaması ülkemizin ekonomik ve sosyal sorunlarının bir sonucu olup, söz konusu sorunun temel işlevi kentleşmeyi sağlamak olan belediyeler tarafından ilave emeklilik maaşı verilmek suretiyle giderilmeye çalışılması yasal olarak mümkün bulunmadığı belediye kaynaklarının amacı dışında kullanılmasına yol açar.

Sonuç;

Belediyelerin temel işlevi mahalli müşterek ihtiyaçların karşılanması suretiyle kentleşmeyi sağlamak olup, tarım ve hayvancılık, sosyal yardım sağlama veya emekli maaşı verme gibi işler esas itibariyle belediyelerin değil, Devletin yani merkezi idarenin görevidir. Bu nedenle, belediyelerin kendi temel işlevlerine odaklanması yasal mevzuatın bir gereği olduğu gibi, sahip olduğu kaynakların amacına uygun şekilde kullanılmasına da olanak sağlar.

QOSHE - Belediyelerin temel işlevi kentleşmeyi (şehirleşme) sağlamak olmalıdır - Serbest Kürsü
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Belediyelerin temel işlevi kentleşmeyi (şehirleşme) sağlamak olmalıdır

8 1
28.02.2024

Ahmet Arslan

CPA, MBA

Bilindiği üzere, anayasamıza göre, mahalli idareler; il, belediye veya köy halkının mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları, gene kanunda gösterilen, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzelkişileridir.

5393 sayılı Belediye Kanunu’na göre de; Belediye belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idarî ve malî özerkliğe sahip kamu tüzel kişisidir.

Söz konusu tanımlara göre belediyeler mahalli müşterek ihtiyaçları karşılamak üzere kurulan kamu idareleridir.

Anayasa Mahkemesi kararlarına göre; mahalli müşterek ihtiyaç kavramı; herhangi bir yerel yönetim biriminin sınırları içinde yaşayan kişi, aile, zümre ya da sınıfın özel çıkarlarını değil, aynı yörede birlikte yaşamaktan doğan eylemli durumların yarattığı, yoğunlaştırdığı ve güncelleştirdiği, özünde yerel ve kamusal hizmet karakterinin ağır bastığı ortak ihtiyaç ve beklentileri ifade etmektedir.

Bu durumda bir hizmetin belediyeler tarafından ifa edilebilmesi için hem mahalli hem de müşterek olması gerekmektedir. Bu bağlamda, imar, su ve kanalizasyon, aydınlatma, ulaşım ve toplu taşıma, temizlik, çöp toplama, itfaiye, sosyal donatı alanları, park ve yeşil alanlar, yol, meydan, bulvar, cadde, sokak, kaldırım vb. alt yapı hizmetleri mahalli müşterek nitelikteki başlıca hizmetlerdir. Söz konusu hizmetlerin ortak özelliği kentleşmeyi yani şehirleşmeyi sağlamaktır. Söz konusu hizmetler dışındaki kamu hizmetleri belediyelerin değil, Devletin (Bakanlıklar) ve diğer kamu idarelerinin görevidir. Ne var ki, son yıllarda popülist politikaların da etkisiyle belediyelerin söz konusu işlevden uzaklaşarak, sosyal yardım, tarım ve hayvancılık, emeklilere ilave maaş, toplumun belli kesimlerine özel destek vb. işleri üstlendikleri ve önemli miktardaki belediye kaynağını bu alanlarda kullandıkları görülmektedir. Söz konusu işlevden uzaklaşma belediye başkan adaylarının vaat ve söylemlerinde de görülmektedir.

Belediyelerin söz konusu temel işlevini yerine getirmemesi estetikten ve yeterli altyapıdan uzak ve yaşam kalitesi düşük bir belde yapısının ortaya çıkmasına yol açmaktadır.

Belediyelerin tarım ve hayvancılık........

© Ekonomim


Get it on Google Play