‘İslâm Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Mehmet Görmez: Bu “antisemitizm” kavramı da çok enteresan bir kavram. Nasıl oluyorsa, Hz. İbrahim’in küçük oğlu olan İshak’ın torunlarına karşı çıkmak antisemitizm oluyor ama büyük oğlu İsmail’in çocuklarını öldürmek antisemitizm olmuyor. Osmanlı’nın Gırnata ’ya yardıma gidemeyişinin sebeplerinden biri, Cem Sultan’ın Papa’nın elinde esir olmasıydı. Bugün de herhalde her (İslâm) ülke(si)nin başında esir bir Cem Sultan olduğu için Gazze’ye yardıma gidemiyoruz’

Bu sözler eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Mehmet Görmez’e ait. Görmez İslam dünyasının içinde bulunduğu durumu net bir şekilde dile getirdiği gibi Türkiye’nin çaresizliğini Osmanlının son dönemlerine benzetiyor.

İki bin yıllık hayallerini gerçeğe dönüştürmek adına büyük bir özveri ile tarihteki yerini almaya çalışan İsrail o günden bugüne hem ekonomik hem de siyasi anlamda büyük bir dirayet gösterdi.

Bugün; gıda, giyim, bakım, temizlik, ulaşım, teknoloji, bankacılık başta olmak üzere tüm sektörlerde dünyanın tek eli haline gelmiş olan İsrail’i bireysel boykotlarla tökezletmeye çalışıyoruz.

Yani tedarik eden devlet veya marketlere değil de rafa konulmuş olan malı almayın diye bar bar bağırıyoruz.

Bugün İsrail dünyanın gözlerinin içine baka baka soykırım yapıyorsa, bu soykırımı yaparken de hiç kimsenin sesi çıkmıyorsa demek ki alanda memnun verende…

Güzel bir söz vardır, kardeşiz demek yetmez, Habil misin? Kabil mi? Önce onu belirlemek lazım.

Evet kardeşiz diyoruz ama kardeşliğin k’si var mı aramızda…

İsrail nerede bir Yahudi varsa kendisine kardeş edinirken, yalan bir inanmışlık uğruna birbirlerine kenetlenirken hak dediğimiz davada birbirimizden kopuk olmamız iki düşünce arasındaki inanmışlığı anlatmaya yetmiyor mu?

Görmez her İslam ülkesinde bir Cem sultan var söyleminde haksız mı?

Mısır’da halk ayaklandığı halde ülkenin başındaki zat Filistin’i silahsızlaştıralım demişse,

Ürdün, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri benzer söylemlerle bulunuyorsa sizce bu liderler Habil’ mi? Kabil’ mi?

Bu yazıyı okuyan, bütün Müslüman ülkelerine tepki koyduğumu gören kişiler şunu soracaktır;

Siz Türkiye’yi bu durumda nerede konumlandırıyorsunuz?

Türkiye’nin ekonomik, sosyolojik varlığını Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşadığı dönem ile Ak Parti’nin iktidarda olduğu dönem olarak ele alıyorum.

100 yıllık Türkiye serüveninin 64 yılını heder ettiklerini düşünüyorum.

Yani bizim var olma ömrümüz 100 yıl değil 15 yıl Atatürk dönemi, 21 yıl ise Ak Parti dönemidir diyebiliriz.

36 yılın kattıkları ile ayakta duran Türkiye’nin bugün yaşanan katliamlar karşısında caydırıcı gücünün olmaması, ekonomik, teknolojik manada devler ligine çıkamamasının müsebbibi ülkenin 64 yılını hiç edenler yüzündendir diyebilirim.

Güçlü ve zengin değilsen caydırıcı asla değilsindir. Dünyanın en zengin devletleri bugün ölüme destek verdikleri halde dünyanın en fakirleri seslerini dahi çıkaramıyor.

İsrail’in katil başkanı Arap dünyasına racon kesip sesinizi kesin diyebiliyor ve anında sesler kesiliyorsa Cem Sultan’lar var demektir.

Büyük bir katliamın yaşandığı Filistin’e Müslümanlar bir battaniyeyi dahi gönderemiyorsa ve bunu göndermek için de İsrail’den izin istiyorsa vay halimize…

Oysa diğer taraftan tonlarca bombayı on bin kilometre ötemizden kaldırarak ve sağımıza solumuza yerleştirdiği üstlerine uğrayarak silah sevkiyatı yapıyorsa eyvahlar olsun…

Halkın, sivil toplum örgütlerinin bu katliamı durduramayacağını hepimiz çok iyi biliyoruz. Bugüne kadar dünyanın ekonomik rezervini elinde bulunduran İsrail’in boykotlar yüzünden vazgeçmeyeceğini de biliyoruz.

Biz karınca misali bir Müslüman olarak üzerimize düşeni yapıyoruz yapmasına da bizim bu yaptığımızla ateş sönecek mi bilemiyorum.

Burada altını çizerek söylüyorum, bugüne kadar her birimiz İsrail’in attığı mermilere, bombalara katkı sağladık. Bundan sonrası için aynı hatayı yapmamak adına boykotu destekliyor, yerli ve milli ürünlerin tercih edilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Bireyselliğin kısa vadede değil de uzun vadede fayda sağlayacağını bilsek de bu durumun devletler nezdinde ele alınması gerektiğin altını çiziyorum.

Bugün dünyanın dört bir yanında İsrail ürünlerini boykot eden dünya, İsrail’in dini inancı ile ilgilenmiyor,

Veya meydanlarda Filistin’e özgürlük çağrısı yapanlar bu durumun inançlar üstü bir mesele olduğunu haklı şekilde dile getiriyor.

Çocukları geleceğin savaşçıları olarak görüp katleden, o topraklarda yaşayan herkesi kendisine düşman gören bu milletin dünya çapında özellikle devletler tarafından boykot edilmesi gerekiyor.

Peki bir İslam ülkesinin ‘artık ülkemizde İsrail malları satılmayacaktır’ söylemini duyduk mu? Hayır.

Yine sözü Prof. Mehmet Görmez’e getirerek sonlandırmak istiyorum.

‘Bugün de herhalde her (İslâm) ülke(si)nin başında esir bir Cem Sultan olduğu için Gazze’ye yardıma gidemiyoruz’

QOSHE - Her ülkede bir Cem Sultan var - Osman Doğan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Her ülkede bir Cem Sultan var

3 1
06.12.2023

‘İslâm Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Mehmet Görmez: Bu “antisemitizm” kavramı da çok enteresan bir kavram. Nasıl oluyorsa, Hz. İbrahim’in küçük oğlu olan İshak’ın torunlarına karşı çıkmak antisemitizm oluyor ama büyük oğlu İsmail’in çocuklarını öldürmek antisemitizm olmuyor. Osmanlı’nın Gırnata ’ya yardıma gidemeyişinin sebeplerinden biri, Cem Sultan’ın Papa’nın elinde esir olmasıydı. Bugün de herhalde her (İslâm) ülke(si)nin başında esir bir Cem Sultan olduğu için Gazze’ye yardıma gidemiyoruz’

Bu sözler eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Mehmet Görmez’e ait. Görmez İslam dünyasının içinde bulunduğu durumu net bir şekilde dile getirdiği gibi Türkiye’nin çaresizliğini Osmanlının son dönemlerine benzetiyor.

İki bin yıllık hayallerini gerçeğe dönüştürmek adına büyük bir özveri ile tarihteki yerini almaya çalışan İsrail o günden bugüne hem ekonomik hem de siyasi anlamda büyük bir dirayet gösterdi.

Bugün; gıda, giyim, bakım, temizlik, ulaşım, teknoloji, bankacılık başta olmak üzere tüm sektörlerde dünyanın tek eli haline gelmiş olan İsrail’i bireysel boykotlarla tökezletmeye çalışıyoruz.

Yani tedarik eden devlet veya marketlere değil de rafa konulmuş olan malı almayın diye bar bar bağırıyoruz.

Bugün İsrail dünyanın gözlerinin içine baka baka soykırım yapıyorsa, bu soykırımı yaparken de hiç kimsenin sesi çıkmıyorsa demek ki alanda memnun verende…

Güzel bir söz vardır, kardeşiz demek yetmez, Habil misin? Kabil mi? Önce onu belirlemek lazım.

Evet kardeşiz diyoruz ama kardeşliğin k’si var mı aramızda…

İsrail nerede bir Yahudi varsa kendisine kardeş edinirken, yalan bir inanmışlık........

© Elips Haber


Get it on Google Play