Esnek çalışma, uzunca bir süredir sınıf mücadelesinin temel konularından birisi haline geldi. Önümüzdeki günlerde bu tartışma daha da yoğunlaşacaktır. Çünkü bir yandan esnek çalışma biçim ve türlerinin fiili uygulama alanı genişliyor, diğer yandan iktidarın yeni iş kanunu hazırlığının temel aldığı çalışma şeklinin esnek çalışma olacağı, iktidar sözcülerinin demeçlerinden anlaşılıyor.

Peki esnek çalışmayı merak eden bir işçi, internette herhangi bir arama motoruna “Esnek çalışma nedir” yazdığında karşısına çıkan makale ve yazılarla meseleyi anlamaya çalışması halinde neyle karşılaşacak? Maalesef karşısına çıkanların büyük bölümü esnek çalışma övgüsünden, esnek çalışmanın gerekliliğinden ibaret yazı ve makaleler olacaktır. Bu yazı ve makalelerde “Esnek çalışma modellerinin çalışanlara iş ve özel yaşam dengesini kurmaları için avantaj sağladığı”, “Çalışanlara nerede, ne zaman ve nasıl çalıştıkları konusunda daha fazla söz hakkı veren bir çalışma düzeni olduğu”, “Çağın getirdiği yeniliklere, ilerleyen teknolojilere beklenen uyumun sağlanması anlamına geldiği” iddia ediliyor. Sermayeye hizmet eden gazete ve yayınların, danışmanlık şirketlerinin ve hatta Çalışma Bakanlığının sitesinde yer alan bu yazıların ana işlevi, kapitalizmin daha çok sömürü için gerekli gördüğü esnek çalışmaya emekçileri ikna etmek.

Tam da burada Evrensel’in 6 Mart tarihli nüshasındaki bir haberi hatırlamak gerekir. 6 Mart günü Bilecik’te bir iş yerinde yaşananlar manşet olmuştu: “Patronların hayalindeki esnek çalışma.” Haberde işçilerin rızası alınmaksızın ücretsiz izne çıkartıldığı belirtilmiş ve işçiler, esnekliğin bir türü olan çalışma sürelerinde esneklik uygulaması nedeniyle yaşadıkları hak kayıplarını, maruz kaldıkları keyfiliği anlatmıştı.

Önümüzdeki süreçte sıklıkla esnek çalışma güzellemeleriyle karşılaşacağımız için bu hatırlatmayı yapıp günümüz uygulamasına ve sermayenin yeni iş yasası ile ne elde etmek istediğine bakalım.

Sermayenin en üst sendikal örgütü Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), daha 1999 yılında, “çalışma hayatında esneklik” isimli raporu yayımlamış ve esneklik kavramını; sayısal esneklik, uzaklaştırma stratejileri, fonksiyonel esneklik, ücret esnekliği ve sürede esneklik olarak sınıflandırmıştı. Bu ve benzeri çalışmalardan sonra 2003’te yürürlüğe giren İş Kanunu ile birçok esnek çalışma türü yasal dayanağa kavuştu. Sermaye temsilcilerinin isteği ile yasada yer alan ve uygulanan esnek çalışma türlerini şöyle sıralayabiliriz: Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışma; kısmi süreli çalışma; çağrı üzerine çalışma; geçici iş ilişkisi-kiralık işçilik; alt işveren (taşeron) usulü çalışma; denkleştirme; kısa çalışma; telafi çalışması; fazla çalışma.

Şimdi patronlar, mevcut yasada, bu esnek çalışma türlerinin bazılarını sınırlayan, şarta bağlayan hükümler olması nedeniyle yeni iş kanunu talep ediyorlar. Sermayenin isteklerinin başında belirli süreli iş sözleşmesinin temel sözleşme türü haline gelmesi yer alıyor. Mevcut yasaya göre belirli süreli sözleşme istisnai niteliktedir. Kural, iş sözleşmelerinin belirsiz süreli yapılmasıdır. Belirli süreli iş sözleşmesi, sadece belirli süreli işlerde, belirli bir işin tamamlanması için veya objektif bir gereklilik varsa yapılabilir; esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste zincirleme şekilde yapılamaz. Belirli süreli sözleşme işçiler için hak kaybı demektir. Belirli süreli sözleşmeyle çalışan işçinin ihbar tazminatı ve kıdem tazminatı hakkı yoktur; bu işçiler iş güvencesine ilişkin hükümlerden yararlanamaz, işe iade davası açamaz.

Elbette bu konuda fiilen yasaya uyulduğunu söyleyemeyiz. Sendikalı iş yerlerinde dahi yasal koşulları bulunmamasına rağmen, işçilerin bir bölümü belirli süreli sözleşmeyle çalıştırılmakta, bu sözleşmeler üst üste zincirleme şekilde yapılmaktadır. Böylece TİSK’in “sayısal esneklik” diye tarif ettiği modeli uygulama imkanı doğmaktadır. İşçiler de yeniden belirli süreli iş sözleşmesi yapıp çalışabilmek umuduyla bu hukuksuzluğa göz yummak zorunda kalmaktadır. Ancak yeniden işe çağrılma umudu tükenen işçiler dava yoluna başvurabilmektedir. Ama fiili durum patronları tatmin etmemektedir. Davalardan tamamen kurtulmayı ve endişeye kapılmadan belirli süreli sözleşme yapmak için yasal güvenceye kavuşturulmayı beklemektedirler.

Köşe sınırlarını aştığı için tamamına değinemediğimiz, yeri geldiğinde ele alacağımız esnek çalışma türlerinin tamamı, patronun üretim sürecindeki ihtiyacının temel alınmasını, işçilerden en çok faydayı sağlamayı, ihtiyacı varsa kuralsızca çalıştırmayı, ihtiyacı bittiğinde herhangi bir kısıtlamaya katlanmadan işine son vermeyi, olabildiğince az ücret ödemeyi, olabildiğince az hak tanımayı hedeflemektedir.

Esnek çalışma denildiğinde hatırlamakta fayda var: Bilecik’teki iş yerinde yaşananlar gerçeğin bir bölümü; sermayeye hizmet eden esnek çalışma güzellemeleri ise emekçileri uyutmayı amaçlayan masaldan ibaret.

QOSHE - Esnek çalışma: Gerçek ve masal - Ahmet Ergin
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Esnek çalışma: Gerçek ve masal

13 27
10.03.2024

Esnek çalışma, uzunca bir süredir sınıf mücadelesinin temel konularından birisi haline geldi. Önümüzdeki günlerde bu tartışma daha da yoğunlaşacaktır. Çünkü bir yandan esnek çalışma biçim ve türlerinin fiili uygulama alanı genişliyor, diğer yandan iktidarın yeni iş kanunu hazırlığının temel aldığı çalışma şeklinin esnek çalışma olacağı, iktidar sözcülerinin demeçlerinden anlaşılıyor.

Peki esnek çalışmayı merak eden bir işçi, internette herhangi bir arama motoruna “Esnek çalışma nedir” yazdığında karşısına çıkan makale ve yazılarla meseleyi anlamaya çalışması halinde neyle karşılaşacak? Maalesef karşısına çıkanların büyük bölümü esnek çalışma övgüsünden, esnek çalışmanın gerekliliğinden ibaret yazı ve makaleler olacaktır. Bu yazı ve makalelerde “Esnek çalışma modellerinin çalışanlara iş ve özel yaşam dengesini kurmaları için avantaj sağladığı”, “Çalışanlara nerede, ne zaman ve nasıl çalıştıkları konusunda daha fazla söz hakkı veren bir çalışma düzeni olduğu”, “Çağın getirdiği yeniliklere, ilerleyen teknolojilere beklenen uyumun sağlanması anlamına geldiği” iddia ediliyor. Sermayeye hizmet eden gazete ve yayınların, danışmanlık şirketlerinin ve hatta Çalışma Bakanlığının sitesinde yer alan bu yazıların ana işlevi, kapitalizmin daha çok sömürü için gerekli gördüğü esnek çalışmaya emekçileri ikna etmek.

Tam da burada Evrensel’in 6 Mart tarihli nüshasındaki bir haberi hatırlamak gerekir. 6 Mart günü Bilecik’te bir iş yerinde yaşananlar manşet olmuştu: “Patronların hayalindeki esnek çalışma.” Haberde işçilerin rızası alınmaksızın ücretsiz izne çıkartıldığı belirtilmiş ve işçiler,........

© Evrensel


Get it on Google Play