Türkiye’de bir ilk yaşandı. Sendika seçme özgürlüklerinin tanınmadığı, patronla iş birliği yapan iş yerindeki yetkili sendikadan istifa ettikleri için baskı gören ve işten atılan Özak Tekstil işçileri ve sendikaları bir kez de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) tarafından cezalandırıldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN)’e, Özak Grubuna bağlı Özak Tekstil ve Kübrateks fabrikalarında 6356 sayılı Kanun’un 19. maddesine aykırı olarak başka sendikaya üye işçileri istifaya zorladığı gerekçesiyle 1 milyon 214 bin 304 TL ve 227 bin 682 TL olmak üzere toplam 1 milyon 441 bin 986 TL idari para cezası kesti. Sendikaya gelen tebligata göre idari para cezası 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 19, 78/c ve Kabahatler Kanunu’nun 25. maddesine göre düzenlenmiştir.

Cezanın hukuka uygun olup olmadığını, amacını ve niteliğini anlamak için bu cezalara gerekçe yapılan mevzuata bakalım. Cezanın dayanağı olarak 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 19. maddesi gösterilmiştir. Maddenin ilgili bölümü şöyledir: “İşçi veya işveren, sendikada üye kalmaya veya üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.” Madde gerekçesinde “Maddede sendika üyeliğinin sona ermesi düzenlenmiştir. Üye kalmak veya üyelikten ayrılmak bireysel sendika özgürlüğünün bir unsurudur” denilmiştir.

19. maddeye aykırılığa dair yaptırım ise aynı Kanun’un 78/c maddesinde yer almaktadır. Kabahatler Kanunu’nun 25. maddesi idari yaptırım kararına ilişkin tutanağın nasıl düzenleneceğine yer vermektedir.

Yani verilen ceza şeklen mevzuata uydurulmuştur. Ama sadece şeklen mevzuata uygunluk hukuka uygun olduğu anlamına gelmez. Cezanın hukuki tartışmasını tüm yönleriyle ele almak bu köşe sınırlarını aşar; itiraz aşamasında ve diğer hukuki süreçlerde detaylıca tartışılacaktır. Sadece şunları hatırlatmakla yetinelim: Bireysel sendika özgürlüğünü tehdit edenler, iş yerinin yönetim hakkını elinde bulunduran, işten çıkarma dahil tüm yetkiye ve güce sahip patronlardır. Nitekim Özak Tekstil ve Kübrateks Tekstil’de bireysel sendika özgürlüğünü kullanarak BİRTEK-SEN’e üye olan tüm işçiler önce baskıyla karşılaşmış, sonra da işten çıkartılmıştır. Yani Özak patronunun 19. maddeyi ihlal ettiği soyut bir iddia değil, yaşanmış bir gerçektir. Baskıya uğradığı iddia edilen Özak’ta 224 işçi ve Kübrateks’te 42 işçi ise kendi sendikalarından istifa etmemiştir. Yani iddia edilen zorlama teşebbüs aşamasında kalmıştır. Kabahatler Kanunu’nun 13. maddesine göre ise “Kabahate teşebbüs cezalandırılmaz.”

Bu ceza sadece BİRTEK-SEN’i ve Özak işçilerini ilgilendirmiyor. Benzer cezalar iktidar ve patronla iş birliği yapmayan tüm sendikalara verilebilecektir. Patronlar, halihazırda yetkili sendika bulunan iş yerlerinin büyük bölümüne iş birlikçi sarı sendikaları sokup, sendikal çekişme yaratıp, işçinin hakkını savunan istemediği sendikaya aynı cezayı uygulatabilir. Hiç sendika olmayan iş yerlerinde ise iş yerinde örgütlenen mücadeleci bir sendikaya karşı iş birlikçi bir sendikayı çağırıp aynı senaryoyu uygulayabilir. Bu tür cezaların onlarca iş yeri için uygulanması halinde tüm sendikalar ekonomik olarak çökertilebilir.

ÇSGB’nın uyguladığı ceza, sendikaları mücadeleci çizgiden uzaklaşmasını, patronla iş birliğini, iktidarın bir şubesi gibi hareket etmeyi dayatmaktadır. Böylece işçi sınıfının mücadele örgütü olma özelliğini tamamen yitiren sendikalar; benzerleri Mussolini döneminde İtalya’da ve Hitler döneminde Almanya’da hayat bulan, adına sendika denemeyecek iktidar aygıtlarına dönüşecektir.

Tarih bize şunu öğretmiştir: Tek adam iktidarları döneminde, tıpkı Türkiye’de olduğu gibi emek karşıtı politika ve uygulamalar ağırlaşarak devam eder. İşçilerin ekmeğini küçülten politikaları uygulamak için ya işçi sınıfının örgütlülüğünü doğrudan tasfiye eder ya da sınıf örgütlerini, sendikaları sermayeye ve sermaye iktidarına eklemleyerek dönüştürür. İşte bu nedenle işçilerin örgütü olduğunu düşünen tüm sendikalar ve işçiler bu cezaya karşı çıkmak, dayanışmayı yükseltmek zorundadır.

QOSHE - Hukuka aykırı ceza ve işçileri bekleyen tehlike - Ahmet Ergin
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Hukuka aykırı ceza ve işçileri bekleyen tehlike

13 7
24.03.2024

Türkiye’de bir ilk yaşandı. Sendika seçme özgürlüklerinin tanınmadığı, patronla iş birliği yapan iş yerindeki yetkili sendikadan istifa ettikleri için baskı gören ve işten atılan Özak Tekstil işçileri ve sendikaları bir kez de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) tarafından cezalandırıldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN)’e, Özak Grubuna bağlı Özak Tekstil ve Kübrateks fabrikalarında 6356 sayılı Kanun’un 19. maddesine aykırı olarak başka sendikaya üye işçileri istifaya zorladığı gerekçesiyle 1 milyon 214 bin 304 TL ve 227 bin 682 TL olmak üzere toplam 1 milyon 441 bin 986 TL idari para cezası kesti. Sendikaya gelen tebligata göre idari para cezası 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 19, 78/c ve Kabahatler Kanunu’nun 25. maddesine göre düzenlenmiştir.

Cezanın hukuka uygun olup olmadığını, amacını ve niteliğini anlamak için bu cezalara gerekçe yapılan mevzuata bakalım. Cezanın dayanağı olarak 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 19. maddesi gösterilmiştir. Maddenin ilgili bölümü şöyledir: “İşçi veya işveren, sendikada üye kalmaya veya üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.” Madde gerekçesinde “Maddede sendika üyeliğinin sona ermesi düzenlenmiştir. Üye kalmak veya üyelikten ayrılmak bireysel sendika özgürlüğünün bir unsurudur”........

© Evrensel


Get it on Google Play