Yukarıdaki sorunun yanıtını tek cümlede toparlamak olanaklı olsaydı, her halde bu cümleyi: çocuklar ve gençler ÇEDES’e, MESEM’e, işsizliğe ve açlığa, Diyanet İşlerine ve tarikatlara emanet diye kurmak gerekir, devamında da diğer sorunlara değinilirdi. Çarşamba günkü Evrensel’in manşeti “Binlerce çocuk ölümle burun buruna çalıştı” idi. Bir diğer haber Ordu Çamaş’ta ilk okul çocuklarının bir tarikat yurduna alındığına ilişkindi. Gençler arasında işsizliğin yaygınlığına ilişkin haberler ise sık sık duyuluyor ve okunuyor. Çocuklar ve gençler sermaye düzeninin çıkarları temelinde şekillenen bu iktidarın politikaları sonucu açlığa, sefalete, cehalete, işsizliğe ve geleceksizliğe mahkum edilmiş durumdalar.

Evrensel’in haberinde bazı ayrıntılar şunlardı: MESEM kapsamında çalıştırılan 8 çocuğun ölümünden sonra resmi denetimler sonucunda 8 bin 406 iş yerinin sözleşmesi iş güvenliği olmadığı gerekçesi ile iptal edilmiş. Bu iptal kararlarının yaygın tepkiler üzerine alındığını, yoksa MEB’in duymazdan ve bilmezden geleceğini biliyoruz. İşin özeti şu: Çocuklar meslek edinsinler diye işletmelere gönderiliyor ve orada güvencesiz ve denetimsiz koşullarda ucuz iş gücü sömürüsünün en vahşi biçimlerine tabi tutuluyor. İş yerlerine gönderilemeyen çocuklar ise ÇEDES kapsamında cami temizliğine gönderiliyor, temsili kurban kesme vb. gibi eğitimlere tabi tutuluyor. Devletimizin çocukların vahşi sömürüsüne, eğitim adına dini ilkeler temelinde eğitilmesine desteği ve ilgisi çok, ama onların okula aç gidip gelmesine kulakları tıkalı ve vicdanı kapalıdır.

Gençlerimizin durumu da bir o kadar vahimdir. TÜİK’in hepimizce bilinen o malum rakamlarına göre ocak 2024’e göre gençlerde -15-24 yaş arası- işsizlik oranı yüzde 16.6 olmuş. Bu rakam geçen yıl mayısta 20.1’di. Vahim bir gösterge ise son yıllarda tüm işsizlerin 3’te 1’ni 1 milyon 155 bin kişi ile üniversite mezunlarının oluşturmasıdır. Mesleki ve teknik liselerden mezun olan gençlerin işsizlik oranı hemen hemen üniversite mezunu işsizlerin oranı ile düzeyindedir. 2.7 milyon genç ise ne okumakta ne de çalışmaktadır. Bunların arasında 469 bin üniversite mezunu, 600 bin düz lise mezunu, 478 bin mesleki ve teknik lise mezunu vardır. 123 bin gencin ise okur yazar olmadığı tespit edilmiştir.

Bir ülkenin geleceğinin nasıl olacağı çocuklarının ve gençlerinin yaşam ve eğitim koşullarına yakından bağlıdır. Çocuklar ve gençler kaliteli ve bilimsel bir eğitimden yoksun bırakılmış, sermayenin ve gerici, faşist iktidarlarının insafına terk edilip tarikatlara, dinsel kurumlara, emek sömürüsünü en vahşi biçimde gerçekleştirmeye çalışan patronlara peşkeş çekilmişlerse o ülkenin geleceği karartılıyor demektir. Ülke, halkı cahil bırakmayı hedefleyen, yapılan yardım ve sadakalarla geçinmeyi kabul etmesini, dinsel bir uyuşukluğun ve şükretmenin egemen olmasını sağlamaya çalışan bir iktidar tarafın yönetilmektedir. Halka giydirilmek istenen elbisenin ölçüleri bunlardır. Bu elbise ucuz emek ve değersiz yaşamları sembolize etmektedir. Ama bu elbisenin her noktasından zorlandığını ve patlamaya başladığını son yerel seçimler açıkça ortaya koymuştur.

Ülkenin, iş birlikçi büyük sermaye ve onun hizmetindeki bu iktidar tarafından yaratılmış, birikmiş ve ağır ekonomik ve toplamsal sorunları bulunmaktadır. Sermaye ve iktidarın bu sorunların tüm ağırlığını ve yükünü işçi ve emekçi halka, onun çocuklarının ve gençlerinin sırtına yıkmaktan başka bir “çözümü” bulunmamaktadır. Ülke, işte bu koşullarda ama, işçi ve emekçi halkın mücadele etme azmini ve moralini yükselten yerel seçimler sonrasında ilk 1 Mayıs’ı karşılamaya hazırlanıyor. İşçi ve emekçi kitleler bu 1 Mayıs’ta, öne çıkan ve acilleşen tüm ekonomik ve politik taleplerini milyonlar, on milyonlar halinde dile getirmeyi başarabilir, mücadele etme kararlılıklarını yansıtabilirlerse, sermayenin ve iktidarın emekçi halka daha fazla saldırma adımlarını püskürtmek için güçlü bir adım atmış olacaklardır. İşçi ve emekçi kitlelerin bu adımı ülkeyi sömürüden ve bağımlılıktan kurtarmaya doğru ilerlediğinde çocuklar ve gençler de yeni geleceğe adımlarını atacaklardır.

QOSHE - Çocuklar ve gençler kime emanet? - Ahmet Yaşaroğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Çocuklar ve gençler kime emanet?

21 3
19.04.2024

Yukarıdaki sorunun yanıtını tek cümlede toparlamak olanaklı olsaydı, her halde bu cümleyi: çocuklar ve gençler ÇEDES’e, MESEM’e, işsizliğe ve açlığa, Diyanet İşlerine ve tarikatlara emanet diye kurmak gerekir, devamında da diğer sorunlara değinilirdi. Çarşamba günkü Evrensel’in manşeti “Binlerce çocuk ölümle burun buruna çalıştı” idi. Bir diğer haber Ordu Çamaş’ta ilk okul çocuklarının bir tarikat yurduna alındığına ilişkindi. Gençler arasında işsizliğin yaygınlığına ilişkin haberler ise sık sık duyuluyor ve okunuyor. Çocuklar ve gençler sermaye düzeninin çıkarları temelinde şekillenen bu iktidarın politikaları sonucu açlığa, sefalete, cehalete, işsizliğe ve geleceksizliğe mahkum edilmiş durumdalar.

Evrensel’in haberinde bazı ayrıntılar şunlardı: MESEM kapsamında çalıştırılan 8 çocuğun ölümünden sonra resmi denetimler sonucunda 8 bin 406 iş yerinin sözleşmesi iş güvenliği olmadığı gerekçesi ile iptal edilmiş. Bu iptal kararlarının yaygın tepkiler üzerine alındığını, yoksa MEB’in duymazdan ve bilmezden geleceğini biliyoruz. İşin özeti şu: Çocuklar meslek edinsinler diye işletmelere gönderiliyor ve orada güvencesiz ve denetimsiz koşullarda ucuz iş gücü sömürüsünün en vahşi biçimlerine tabi tutuluyor. İş yerlerine gönderilemeyen çocuklar ise ÇEDES kapsamında cami temizliğine gönderiliyor, temsili kurban kesme vb. gibi eğitimlere tabi........

© Evrensel


Get it on Google Play