Meclisten bugüne kadar kaç tane “terör”ü kınama ve lanetleme bildirisi çıktı, hatırlayan var mı? Pek hatırlayan olduğunu sanmıyoruz. Bunun yanıtını doğru bir biçimde verebilmek için bir arşiv taraması yapmak gerekiyor. Son bildiri salı günü yayımlandı, düzen partileri de imzalarını koydular. Milli Savunma Bakanlığı Irak’a, Suriye’ye yapılan hava saldırılarında kaç “teröristin” öldürüldüğünü vatandaşlara duyuruyor. MGK’de sınırlarımıza yakın bir “Teröristan kurdurulmayacağını” ilan ediyor. Bu ve benzer açıklamalar on yıllardır tekrarlanıyor, daha kaç yıl tekrarlanacağını da tahmin etmek kolay değil.

Kolay olmamasının temel bir nedeni bulunuyor. Çünkü sorun ne terör sorunu ne de sınırlarımız dışında kurulmak istendiği söylenen “teröristan” sorunu. Sorunun adı Kürt ulusal sorunu ve bastırılmak istenen de Kürt siyasi mücadelesi. Böyle olduğu içinde bırakalım cumhuriyet öncesini bir yana, cumhuriyet tarihi boyunca da ayaklanmalara, çeşitli biçimlerde mücadelelere konu olmuş ve olmakta olan bir sorun. Bu nedenle de bazen devletin en üst yetkilileri "son Kürt ayaklanmasından" söz ettiler, eğer sorun bitirmekse verilen mücadele ile "beş kere" ve daha fazla bitirmiş olurduk vb. söylemlerde bulundular.

Son ölüm haberleri Irak’ın Kuzey’inden, Irak anayasasındaki resmi adıyla Irak Bölgesel Kürdistan Yönetimi’nin bulunduğu bölgede kurulmuş olan “üsler “den geldi. Askerlerin neden orada bulunduğu yönündeki eleştirilere devlet yetkililerinin ve savunucularının verdiği yanıt, “Bunun zorunlu olduğu, eğer orada bulunulmasaydı ülke içeride daha fazla zayiat verileceği” oldu. Bu anlayışlara göre “Terör tehdidi ancak ülke dışında ona müdahale etmekle önlenebilirmiş.” Bu nedenle Irak’ta, Suriye’de ülkenin askerleri mevcut ve ölüm haberleri oralardan sıklıkla geliyor.

Bu mücadele anlayışı hem sorunun kaynağını inkar etmesi nedeniyle hem de tutturduğu mücadele biçimi nedeniyle yanlıştır. Ülke dışında "terörle mücadelede" başarılı olmuş tek bir ülke bile yoktur. İşgal edilen, operasyon yapılan her bölgenin daha dışarısı vardır ve bunun bir sınırı bulunmamaktadır. Bu nedenle her seferinde "Daha derine gitme" hesapları yapılmakta, karşıya alınan güçler çoğalmakta, sorun daha da karmaşıklaşmaktadır. Oysa barışı kurmanın, ülkeyi güvenli hale getirmenin daha etkili ve sonuçları bakımından da barışı sağlayacak bir yolu bulunmaktadır.

Kürt halkı eşitlik ve özgürlük için mücadele ediyor. Bu mücadelenin içinden süzülüp gelen bir -adı sürekli olarak değiştirilmek zorunda kalınsa da- parti, DEM parti bugün Meclistedir. Yani sorunu çözmek için sürekli olarak "sınır dışına, daha derine" gitmeye gerek yoktur, Meclis çatısı altında demokratik bir ortam yaratarak, görüşerek çatışmaları önlemek, barışı kurmak olanaklıdır. Bu konuda geçmişte olumsuzlukla sonuçlanmasının sorumluluğu AKP iktidarının sırtında olan bir süreç yaşanmıştır. Buna rağmen bilindiği kadarıyla Kürt siyasi hareketi görüşmelere ve diyaloğa açıktır. Ülke kendi içerisinde kendi vatandaşlarına ancak anayasal ve yasal güvencelere dayanan barışçıl ve demokratik bir ortam kurarak güvenliğini ve huzurunu sağlayabilir.

Ama böyle bir yolu değil de AKP iktidarının yıkılmasına suç ortaklığı yaptığı komşu ülkelere saldırarak, başta ABD olmak üzere emperyalist güçlerin çıkar hesapları ve bölge gericiliklerinin yayılma hevesleri ile zaman zaman gerilen, zaman zaman uzlaşan, bütün bu karmaşa içinde kendi gerici ve yayılmacı çıkarları peşinde koşan bir politika, sadece Kürt sorununda değil, bölgenin diğer sorunlarında da komşu halklara ölüm ve yıkım getirecektir ve getirmektedir. Türkiye sınır dışındaki tüm askeri güçlerini geri çekmeli hem kendi içinde hem de bölgede barışçı bir politika izlemelidir. Bunu yapmayıp, tersi bir yol izleyerek dışarıya saldırmak, "Daha derine inmek" daha büyük sorunlara, büyük yıkımlarla sonuçlanacak ağır faturalara yol açacaktır.

QOSHE - Nereye kadar gideceksiniz? - Ahmet Yaşaroğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Nereye kadar gideceksiniz?

15 0
19.01.2024

Meclisten bugüne kadar kaç tane “terör”ü kınama ve lanetleme bildirisi çıktı, hatırlayan var mı? Pek hatırlayan olduğunu sanmıyoruz. Bunun yanıtını doğru bir biçimde verebilmek için bir arşiv taraması yapmak gerekiyor. Son bildiri salı günü yayımlandı, düzen partileri de imzalarını koydular. Milli Savunma Bakanlığı Irak’a, Suriye’ye yapılan hava saldırılarında kaç “teröristin” öldürüldüğünü vatandaşlara duyuruyor. MGK’de sınırlarımıza yakın bir “Teröristan kurdurulmayacağını” ilan ediyor. Bu ve benzer açıklamalar on yıllardır tekrarlanıyor, daha kaç yıl tekrarlanacağını da tahmin etmek kolay değil.

Kolay olmamasının temel bir nedeni bulunuyor. Çünkü sorun ne terör sorunu ne de sınırlarımız dışında kurulmak istendiği söylenen “teröristan” sorunu. Sorunun adı Kürt ulusal sorunu ve bastırılmak istenen de Kürt siyasi mücadelesi. Böyle olduğu içinde bırakalım cumhuriyet öncesini bir yana, cumhuriyet tarihi boyunca da ayaklanmalara, çeşitli biçimlerde mücadelelere konu olmuş ve olmakta olan bir sorun. Bu nedenle de bazen devletin en üst yetkilileri "son Kürt ayaklanmasından" söz ettiler, eğer sorun bitirmekse verilen mücadele ile "beş kere" ve daha fazla bitirmiş olurduk vb. söylemlerde bulundular.

Son ölüm haberleri Irak’ın Kuzey’inden, Irak anayasasındaki resmi........

© Evrensel


Get it on Google Play