Birbirinin aynısı bir salon dolusu “tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar” yemiş insanın abartılı mimikleriyle her cümleden sonra tezahürat, alkış arada protestolarla oturup oturup kalktığı bomboş bir şov izlemek isteyen, ABD Başkanı Joe Biden’ın 8 Mart’tan bir gece önceki ulusa sesleniş konuşmasını izleyebilir. ABD emekçilerinin gündemi kiralarını ve market alışverişlerini ödeyememek iken, Biden Ukrayna, Rusya ve 2021’deki kongre binasına saldırı konularıyla başladı konuşmasına.

Konuşmanın tek hararetli kısmı ‘göçmenler konusunda hangi parti daha sert’ atışmaları oldu. Tek kayda değer bölüm ise ABD’nin havadan paraşütle attığı aciz yardımlara gelen eleştiriler sonrası Gazze’ye bir insani yardım limanı inşa edeceğini açıklamasıydı. Biden her ne kadar sadece insani yardımları ulaştırmakla sınırlı kalacağının, geçici olacağının ve askerin karaya çıkmayacağının garantilerini verse de Amerikan bombalarından sonra bizzat Amerikan askeri de Gazze’ye gidiyor.

Bu arada hafta içinde emekçiler, gençler, kadınlar, göçmenler Demokrat Partinin ön seçimlerinde soykırım karşıtı “çekimser” oy kampanyasına, ulusa sesleniş öncesi Beyaz Saray ve Kongre binası arasındaki ana yolu trafiğe kapama dahil Filistin yanlısı eylemlere ve 8 Mart’ı kürtaj hakkının geri kazanımı ve Filistin için mücadele alanı yapma çağrılarına devam ettiler.

ABD’de son yıllardaki en kitlesel 8 Mart eylemlerinin odağında Trump ve Anayasa Mahkemesi vardı. Örneğin 2018’de Trump ve temsil ettiği gericilik karşıtı eylemlere ülke genelinde her kimlikten milyonlarca insan katılmıştı. 2022’de ABD Anayasa Mahkemesi içerisindeki bir kısmı Trump döneminde atanmış gerici yargıçlar eliyle kürtaj hakkının federal düzeyde ortadan kaldırılması sonrası da birçok eyalette yüz binler 8 Mart’ta meydanlardaydı. Bu seneki 8 Mart’ın merkezinde Filistin ve seçimler ile seçimlerle bağlantılı yine Trump ve anayasa mahkemesi var.

Geçtiğimiz pazartesi günü ABD Anayasa Mahkemesi, Colorado eyaletinin Trump’ın ismini seçim pusulalarından çıkarma kararını iptal etti ve böylece onlarca eyaletin de bu yöndeki çabalarını boşa çıkardı. Bu kararla birlikte Trump hemen ertesi gün “Süper Salı” (Super Tuesday) denilen ve 15 eyalette birden yapılan ön seçimlere sorunsuz katılıp Cumhuriyetçi Parti başkan adaylığını da beklendiği gibi kesinleştirdi. Süper Salı, ABD kolej basketbolundaki “mart çılgınlığı” (March madness) denen, birden çok maçın aynı anda hemen her gün büyük bir televizyon şovu olarak organize edilmesinin seçimlere uyarlanmış hali. Ancak bu kez oldukça sıkıcı geçen ön seçimlerde merakla takip edilen iki mesele öne çıktı: Stratejik eyaletlerde örgütlenen çekimser oylar ve Anayasa Mahkemesinin Trump kararı. Geçen haftaki yazıda Biden’ı “soykırım karşıtı çekimser” protestolar yenecek demiştim, hafta içinde North Carolina’da yüzde 13, Minnesota’da yüzde 19, Hawaii’de yüzde 29 oranında “çekimser” oy atıldı.

Trump’ın başkan adaylığını yasal mekanizmalarla engelleme çabaları 6 Ocak 2021’de Amerikan Kongre Binası’na aşırı sağcıların gerçekleştirdiği saldırıdaki rolüne ve Anayasa’nın 14. maddesine dayanıyordu. Yasaya göre, daha önce Anayasa’ya bağlılık yemini etmiş bir kamu görevlisi devlete karşı bir isyana katılırsa bir daha hiçbir kamu görevinde bulunamaz. ABD Anayasa Mahkemesi, tutucu ve Cumhuriyetçi Parti taraftarı üye yargıçların çoğunlukta olması sayesinde, sadece bu çabaları iptal etmekle kalmadı, biraz daha ileri gidip sadece Kongrenin yasama yoluyla bu konuda yetkili olduğuna karar verdi. Böylece, tekrar başkan seçilmesi halinde kimse 14. maddeye dayanarak Trump’a dava açamayacak

Trump hakkında halihazırda eyalet ve federal düzeyde devam eden davalarda rüşvetten seçimleri iptal ettirmek için komplo kurmaya, toplam 91 ağır suçlama var. Ancak mevcut Anayasa Mahkemesi sayesinde bu her birinden hapis kararı çıkabilecek suçlamalardan bir şey çıkmayacak; ABD hukuku baştan aşağı siyasi.

Trump dönemi atamaları ve sonrasındaki kürtaj kararıyla mahkemenin etrafındaki mistik hava zaten dağılmış, protestolar mahkeme binasından yargıçların evlerinin önüne kadar taşmıştı. Başkanlar tarafından siyasi duruşlarına göre atanan ve çoğunlukla ölene kadar görevlerine devam eden yargıçların hepi topu süslü cüppeler içinde avukatlar olduğu, mahkemenin de siyasiliği olabildiğince ortada.

Allan Hutchinson’un söylediği gibi, kapitalist toplumlarda “hukukun üstünlüğü” çoğu zaman “Mevcut toplumsal yapılara meşruluk ve kaçınılmazlık görünümü veren bir maskedir” ve “Toplumsal tarihin durumsallığını sabit bir dizi yapısal düzenlemeye ve ideolojik bağlılığa dönüştürür” -dolayısıyla hukuk sıklıkla “toplumun ‘kapitalist’ örgütlenmesi için bir silah ve kalkan görevi görür.”*

Televizyon kanallarında bütün gün basket maçı gibi Trump ve Biden konuşulurken, kongrenin ticaret komitesi oy birliğiyle popüler sosyal medya platformu TikTok’un ABD’de yasaklanmasına varabilecek süreci başlattı.[4] Kullanıcı bilgilerini Amerikalı bir şirket toplamayınca çok övünülen o liberal konuşma özgürlüğü ya da internet özgürlüğü bir anda rafa kalkabiliyor. Aynı gün başkent Washington, DC’de suçla mücadele adı altında polis yetkilerini, şüpheli görülen herkesten DNA toplayabilme dahil, olabildiğine genişleten kanun teklifi Eyalet Meclisinden geçti.

* Hutchinson, Allan C, ed. 1989. Critical Legal Studies. New Jersey: Rowman & Littlefield.

QOSHE - 8 Mart haftasında ulusa sesleniş, seçimler ve Gazze - Aras Coşkuntuncel
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

8 Mart haftasında ulusa sesleniş, seçimler ve Gazze

17 3
10.03.2024

Birbirinin aynısı bir salon dolusu “tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar” yemiş insanın abartılı mimikleriyle her cümleden sonra tezahürat, alkış arada protestolarla oturup oturup kalktığı bomboş bir şov izlemek isteyen, ABD Başkanı Joe Biden’ın 8 Mart’tan bir gece önceki ulusa sesleniş konuşmasını izleyebilir. ABD emekçilerinin gündemi kiralarını ve market alışverişlerini ödeyememek iken, Biden Ukrayna, Rusya ve 2021’deki kongre binasına saldırı konularıyla başladı konuşmasına.

Konuşmanın tek hararetli kısmı ‘göçmenler konusunda hangi parti daha sert’ atışmaları oldu. Tek kayda değer bölüm ise ABD’nin havadan paraşütle attığı aciz yardımlara gelen eleştiriler sonrası Gazze’ye bir insani yardım limanı inşa edeceğini açıklamasıydı. Biden her ne kadar sadece insani yardımları ulaştırmakla sınırlı kalacağının, geçici olacağının ve askerin karaya çıkmayacağının garantilerini verse de Amerikan bombalarından sonra bizzat Amerikan askeri de Gazze’ye gidiyor.

Bu arada hafta içinde emekçiler, gençler, kadınlar, göçmenler Demokrat Partinin ön seçimlerinde soykırım karşıtı “çekimser” oy kampanyasına, ulusa sesleniş öncesi Beyaz Saray ve Kongre binası arasındaki ana yolu trafiğe kapama dahil Filistin yanlısı eylemlere ve 8 Mart’ı kürtaj hakkının geri kazanımı ve Filistin için mücadele alanı yapma çağrılarına devam ettiler.

ABD’de son yıllardaki en kitlesel 8 Mart eylemlerinin odağında Trump ve Anayasa Mahkemesi vardı. Örneğin 2018’de Trump ve temsil ettiği gericilik karşıtı eylemlere ülke genelinde her kimlikten milyonlarca insan katılmıştı. 2022’de ABD Anayasa Mahkemesi içerisindeki bir kısmı Trump döneminde atanmış gerici yargıçlar eliyle kürtaj hakkının federal düzeyde ortadan kaldırılması sonrası da birçok eyalette yüz binler 8 Mart’ta........

© Evrensel


Get it on Google Play