Geçtiğimiz çarşamba günü ABD Temsilciler Meclisi, popüler sosyal medya platformu TikTok’un ABD’de yasaklanması yönünde oy kullandı. Ezici çoğunlukla gecen yasa tasarısı nihai oylama için Senatoya gidecek. ABD Başkanı Joe Biden zaten yasa geçerse onaylayacağını açıklamıştı. Gecen haftaki yazıda da vurgulamıştım, kullanıcı bilgilerini toplayan ve kontrol eden Amerikalı bir şirket olmayınca o herkese her yerde atılan düşünce ve ifade özgürlüğü, serbest internet, serbest piyasa nutukları rafa kalkıyor. Yasa tasarısına göre TikTok ABD’de yasaklanmak istemiyorsa Çinli ana şirket ByteDance’in hisselerini Amerikalı şirketlere satması gerekiyor. ‘Asgari ücreti yükseltelim’ denince bin dereden su getirip anlaşamayan Cumhuriyetçiler ve Demokratlar bu oylama için sarmaş dolaş anlaştı.

Bir video paylaşım platformu olan TikTok’un sadece ABD’de 170 milyon kullanıcısı var. Kullanıcılarının çoğunluğu orta ve alt gelir gruplarından ve büyük çoğunluğu da gençler. ABD’li kullanıcıların yüzde 62’si 18-29 yaş arasında; bu gençlerin örneğin yüzde 32’si haberleri düzenli olarak TikTok’tan takip ediyor. Platform son günlerde Filistin yanlısı içeriklerin yaygınlığı ve popülerliğiyle gündeme geldi. İsrail ve Filistin ile ilgili ABD’li kullanıcılar tarafından görüntülenen içeriklerin yüzde 98.6’sı Filistin’e destek veren içerikler. ABD’li politikacılara göre, kullanıcıların bilgileri Çin’e gitmekle kalmıyor, bu bilgiler sayesinde Çin Amerikalıların beyinlerini yıkıyor. ABD’nin hakim sınıfları, kontrollerinde olmayan bu denli popüler bir alana tahammül edemiyor.

Bütün sosyal medya şirketlerinin, hatta “internet aracıları” denen, Google’dan Amazon’a, internetin altyapısını yöneten, internet içeriği ile kullanıcılar arasında aracılık yapan ve internet kullanımını düzenleyen şirketlerin iş modeli, kaba hatlarıyla, kullanıcılarla ilgili her bilgiyi toplamak, bu bilgileri kategorize etmek, kullanıcıların ilgisini kontrol etmek için kullanmak ve başta reklam vermek isteyen şirketler olmak üzere üçüncü şahıslara satmak üzerine kurulu. Bu dev internet şirketlerinin ellerindeki kullanıcı bilgilerini görünen görünmeyen çeşitli yollarla devletle paylaştığı Edward Snowden’ın 2013 yılındaki ifşalarından beri detaylı biliniyor; siyasi partiler de dolaylı ya da dolaysız, özellikle “veri simsarları” aracılığıyla, bu kullanıcı bilgilerini satın alıyor. Bir insanın politik görüşleri, anlık duygusal durumu, demografik bilgileri, hangi içerikleri tükettiği, coğrafi konum bilgileri, kimlerle arkadaş olduğu, kahveyi nasıl sevdiğine kadar her türlü bilgiye sahip şirketlerin, devlet birimlerinin, siyasi partilerin kime nasıl, nerede yaklaşacağı konusunda büyük avantajı olurken biz kullanıcılar ne bu şirketler hakkında ne de bu bilgilerden hangilerini nasıl toplayıp nasıl kullandıkları hakkında ya da algoritmalarının nasıl çalıştığı hakkında en ufak fikre sahibiz. Üstelik içeriği üretenin ve arkasında “dijital ayak izi” bırakanın kullanıcılar olması bugün sadece kontrol ve mahremiyet değil, emek ve yabancılaşma eksenli araştırma ve tartışmaları da beraberinde getiriyor.

Artık öyle ticari ve bürokratik iki ayrı gözetleme sisteminden değil, tek bir ticari gözetleme sistemi ve bu sisteme hortumunu dayamış devlet aygıtından bahsedebiliriz. Temelinde olabildiğince çok insanın ilgi ve dikkatini kontrol etmeye, bu yolla olabildiğince çok bilgi toplamaya ve kâr etmeye dayalı, ilgimizi/dikkatimizi ve sosyal bağlar kurma ihtiyacımızı dahi metalaştıran bir ticari gözetleme modeli. TikTok da farklı değil. İnternet şirketlerinin doğru dürüst hiçbir kısıtlama olmadan yaptıkları bilgi toplama, depolama, kullanma ve satma işlemlerine yıllardır mahremiyet hakkı temelli yasal düzenleme getirme mücadelesi ABD Kongresinin çeşitli köşelerinde sürüncemede bırakılırken, TikTok yasağı tasarısı yasal prosedürleri apar topar tamamlıyor.

Peki başka bir internet mümkün müydü? Aslında bugün çok bilinmese de Sovyetler Birliği ABD’deki çalışmalardan bağımsız, hemen hemen aynı tarihlerde ve çok başka saiklerle, başka bir internet üzerinde çalışıyordu.[1] Bugün bildiğimiz anlamda internet 1969’da ABD’de küçük, kamuya ait bir bilgisayar ağı olarak kuruldu. Bir devlet projesiydi ve soğuk savaş ürünüydü.[2] 1957’de Sovyetler Birliği tarihte ilk kez dünyanın yörüngesine bir uyduyu, Sputnik’i, başarıyla gönderince, Pentagon olası bir nükleer saldırı sonrası bile ayakta kalabilecek merkezi olmayan/dağıtılmış bir iletişim, komuta-kontrol sistemi üzerine çalışmaya başladı. Çünkü eğer Sovyetler ta uzaya uydu gönderebilecek kapasiteye sahipse ABD topraklarına nükleer başlıklı roket de yetiştirebilirdi. İnternet böyle doğdu. Aynı tarihlerde Sovyetler’de de internet fikri ve bu yönde çalışmalar vardı ama çok daha farklı motivasyon, amaç ve tahayyüllerle: 1950’lerin sonlarında Sovyet bilim insanları ve yöneticiler vatandaşların daha iyi iletişim kurması ve iş birliği yapabilmesi; yerel ihtiyaçların daha iyi ve doğru saptanıp, merkezi planlama ve dağıtımın daha iyi yapılmasını sağlayacak ulusal bir bilgisayar ağı geliştirmek için çalışıyordu. Ancak kapitalist ABD’de merkezi planlama, denetim ve düzenlemelerle başarıya ulaşan internet fikri, sosyalist Sovyetler Birliği’nde Kruşcev revizyonizmine yakışır şekilde internetin geliştirilmesini “piyasa tipi rekabete” -birbirinden farklı devlet kurum ve ajanslarının birbirleriyle denetimsiz, plansız yarışmasına- bırakan anlayış yüzünden başarıya ulaşamadı.[3] ABD’de TikTok yasağı ve internet nedir ne değildir konusuna ilerleyen haftalarda da gündeme göre devam edeceğim.

[1] Peters, Benjamin. 2016. How not to network a nation: The uneasy history of the Soviet internet. MIT Press.

[2] Curran, James et al. 2016. Misunderstanding the internet. Routledge.

[3] Peters, Benjamin. How not to network a nation.

QOSHE - ABD kontrol edemediği sosyal medyayı yasaklıyor - Aras Coşkuntuncel
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

ABD kontrol edemediği sosyal medyayı yasaklıyor

4 1
17.03.2024

Geçtiğimiz çarşamba günü ABD Temsilciler Meclisi, popüler sosyal medya platformu TikTok’un ABD’de yasaklanması yönünde oy kullandı. Ezici çoğunlukla gecen yasa tasarısı nihai oylama için Senatoya gidecek. ABD Başkanı Joe Biden zaten yasa geçerse onaylayacağını açıklamıştı. Gecen haftaki yazıda da vurgulamıştım, kullanıcı bilgilerini toplayan ve kontrol eden Amerikalı bir şirket olmayınca o herkese her yerde atılan düşünce ve ifade özgürlüğü, serbest internet, serbest piyasa nutukları rafa kalkıyor. Yasa tasarısına göre TikTok ABD’de yasaklanmak istemiyorsa Çinli ana şirket ByteDance’in hisselerini Amerikalı şirketlere satması gerekiyor. ‘Asgari ücreti yükseltelim’ denince bin dereden su getirip anlaşamayan Cumhuriyetçiler ve Demokratlar bu oylama için sarmaş dolaş anlaştı.

Bir video paylaşım platformu olan TikTok’un sadece ABD’de 170 milyon kullanıcısı var. Kullanıcılarının çoğunluğu orta ve alt gelir gruplarından ve büyük çoğunluğu da gençler. ABD’li kullanıcıların yüzde 62’si 18-29 yaş arasında; bu gençlerin örneğin yüzde 32’si haberleri düzenli olarak TikTok’tan takip ediyor. Platform son günlerde Filistin yanlısı içeriklerin yaygınlığı ve popülerliğiyle gündeme geldi. İsrail ve Filistin ile ilgili ABD’li kullanıcılar tarafından görüntülenen içeriklerin yüzde 98.6’sı Filistin’e destek veren içerikler. ABD’li politikacılara göre, kullanıcıların bilgileri Çin’e gitmekle kalmıyor, bu bilgiler sayesinde Çin Amerikalıların beyinlerini yıkıyor. ABD’nin hakim sınıfları, kontrollerinde olmayan bu denli popüler bir alana tahammül edemiyor.

Bütün sosyal medya şirketlerinin, hatta “internet aracıları” denen, Google’dan Amazon’a, internetin altyapısını yöneten, internet içeriği ile kullanıcılar arasında aracılık yapan ve internet kullanımını düzenleyen şirketlerin iş modeli, kaba hatlarıyla, kullanıcılarla ilgili her bilgiyi toplamak, bu bilgileri........

© Evrensel


Get it on Google Play