Geçtiğimiz hafta Demokrat Partiye yakınlığı ile bilinen ünlü “The Nation” dergisi “Biden çekilmeli mi?” başlıklı bir yazı yayımladı. Bir süredir bu tip yazı ve çağrılar ana akım medya dahil devam ediyor, çünkü Biden’ın popülerliği son anketlere göre yerlerde. Ancak Biden kendi rızasıyla çekilmeyecek. Biden’ın “gitme” ihtimali ve olası sonuçları üzerine geçen hafta sosyal medyada çokça paylaşılan içeriklerden biri de Eski ABD Başkanı Gerald Ford’un 1989’da çocuklar için düzenlenen bir etkinlikteki açıklamalarıydı. Öğrencilerden biri “Başkan olmak isteyen genç bir kadın için önerileriniz nelerdir” diye sorunca Ford uzun uzun ve ciddi ciddi “Görevdeki başkan ölürse ve yardımcısı da eğer kadınsa” ancak o zaman ABD’de bir kadın başkan olabileceğini anlatıyor. Bu anın videosu gündem oldu, çünkü Biden 82 yaşında, bazen konuşurken nerede olduğunu unutuyor ve yardımcısı da kadın. Biden’ın sağlık ve bellek durumuyla ilgili yorumlar aslında uzun süredir medya ve seçmenlerin gündeminde. Geçtiğimiz şubat ayında ortaya çıkan bir danışman raporu Biden’ı, belleği “bulanık” ve “zayıf”, “sevimli bir yaşlı” diye tanımlayınca seçmenler nezdinde “Biden çekilmeli mi?” sorusu yerini yavaş yavaş “Biden şimdi ölürse ne olur?” sorusuna bıraktı.

Buradaki belirleyici kelime “şimdi”, çünkü cevap, sorunun ne zaman sorulduğuna bağlı olarak değişiyor. Üstelik ABD yasaları da bu konuda biraz muğlak. Ön seçimler sırasında olursa başka, kongre öncesi ve sonrası başka, seçimlerden sonra olursa başka senaryolar var.

ABD’de emekçiler bu soruyu adayların sadece yaşından, bellek durumlarından ya da örneğin 78 yaşındaki diğer aday Trump’ın sabah akşam hamburger yemesinden değil, bütün yakıcı sorunlarının son iki dönem iki farklı başkana rağmen değişmemesinden, önlerine sunulan iki adayın da bu sorunları çözmeyeceğini bildiklerinden dolayı soruyor. Yüksek faiz ve enflasyon karşısında 2009’dan beri değişmeyen asgari ücret; erişilemeyen, erişilince de ocağa incir ağacı diken sağlık hizmetleri ve ilaçlar; zenginden vergi almayan gerici vergilendirmeler; kürtaj hakkının kaybedilmesi ve geri kazanmak için bir şey yapılmaması; İsrail’in yürüttüğü soykırıma koşulsuz destek verilmesi bu sorunlardan sadece bazıları. Vaatler ve retorik bir yana Biden ile Trump arasında pek bir fark yok.

Ön seçimlerin çoğu tamamlandığı için, Biden ya da Trump, iki tarafın birinde bir boşluk olursa başka adayların başkan adaylığını kazanması artık ihtimal dışı. Amerika’daki saçma ve gerici seçim sisteminde seçmenler direkt başkanı değil, seçiciler kurulunu seçtiği için, eğer adaylardan biri şu an, parti kongresi öncesi veda ederse, bu durumda Kongrede şu ana kadar ön seçimlerde belirlenmiş delegeler belirleyecek yeni başkan adayını. Böyle bir durumda bu delegeler ön seçimlere katılmış katılmamış herkesi yeni başkan adayı olarak belirleyebilir, ama pratikte büyük pazarlıklar ve karmaşa sonucu, büyük ihtimal başkan yardımcısı Kamala Harris Kongreden yeni başkan adayı olarak çıkar. Harris siyah ve Asya asıllı olmasına rağmen ırkçı ceza sistemini kucaklayıcı başsavcılık sicili yüzünden çokça eleştirilmişti. Son dört yıldır da Biden’ın yanında çok etkisiz bir başkan yardımcılığı yürüttüğü yönünde eleştiriliyor. Önceki seçimlerde savcılık geçmişi ile ilgili eleştirilerin de etkisiyle hapishane ve ceza yasaları reformu konusunda uzun uzun vaatler sıralamıştı; fakat geride kalan 4 yılda ne kendisi ne Biden bu konuda bir şey yaptı. Harris’in sağlık sistemi konusunda ise bir dediği bir dediğini pek tutmuyor. Örneğin 2020’de özel sağlık sigortalarını kaldırmak gerektiğini söyledikten bir gün sonra tüm söylediklerini geri almıştı. Biden ile birlikte bugünkü pozisyonu ise “Sağlıkta rekabeti arttırmak” ve “İlaç fiyatlarının düşmesini desteklemek.”

Ancak Demokrat Partinin kongre süreci Amerikan genel seçimlerinden de saçma olduğu için iş göründüğünden daha karışık. Demokrat Partinin “seçiciler kurulu” üyelerinin 700’ü “süperdelege” denen ve otomatik olarak seçiciler kurulunda yer alan parti elitleri. Bu süper delegeler siyahi ve Asya asıllı bir kadın olan Harris’e ikna olurlar mı, belli değil. Kongre öncesi Biden’ın olmadığı bir senaryoda ikinci bir Biden bulmak için çabalarlar kuvvetle muhtemel.

Peki Biden, parti kongresi ile seçimler arasında terk-i diyar eylerse ne olur? O zaman da Demokrat Partinin Demokratik Ulusal Komite denen ve senatörler ve eyalet valilerinden oluşan bir organı belirliyor yeni başkan adayını. Bu ihtimalde de ikinci bir Biden bulmaya çabalayacaklarına şüphe yok.

Eğer bir partinin adayı başkan seçildikten sonra koltuğunu boşaltırsa teamül, onun yerine başkan yardımcısının geçeceği yönünde, ancak teknik olarak burada bile muğlaklık var. Bir adayın ne zaman başkan seçildiği konusu tartışmaya açık: Seçimler sonrası mı, seçiciler kurulu prosedürleri tamamladıktan sonra mı, Kongre seçiciler kurulunun oylarını onayladıktan sonra mı, belli değil.

Belli olan bir şey var ki Biden ve Trump arasındaki bir seçimde de, Biden ya da Trump’ın bir şekilde yarış dışı kalması ve yerlerine başkalarının belirlenmesi durumunda da, sağlık sisteminden İsrail’e desteğe pek bir değişiklik beklememek lazım. Trump gelirse faşizm gelir diyerek oy isteyen Biden ve Demokrat Parti, daha iki gün önce Kongreden herkesin tüm internet faaliyetlerinin izinsiz, mahkeme kararı olmadan her an gözetlenebilmesi kararının geçmesi için canla başla çalışıyordu.

QOSHE - Biden ölürse ne olacak? - Aras Coşkuntuncel
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Biden ölürse ne olacak?

16 7
14.04.2024

Geçtiğimiz hafta Demokrat Partiye yakınlığı ile bilinen ünlü “The Nation” dergisi “Biden çekilmeli mi?” başlıklı bir yazı yayımladı. Bir süredir bu tip yazı ve çağrılar ana akım medya dahil devam ediyor, çünkü Biden’ın popülerliği son anketlere göre yerlerde. Ancak Biden kendi rızasıyla çekilmeyecek. Biden’ın “gitme” ihtimali ve olası sonuçları üzerine geçen hafta sosyal medyada çokça paylaşılan içeriklerden biri de Eski ABD Başkanı Gerald Ford’un 1989’da çocuklar için düzenlenen bir etkinlikteki açıklamalarıydı. Öğrencilerden biri “Başkan olmak isteyen genç bir kadın için önerileriniz nelerdir” diye sorunca Ford uzun uzun ve ciddi ciddi “Görevdeki başkan ölürse ve yardımcısı da eğer kadınsa” ancak o zaman ABD’de bir kadın başkan olabileceğini anlatıyor. Bu anın videosu gündem oldu, çünkü Biden 82 yaşında, bazen konuşurken nerede olduğunu unutuyor ve yardımcısı da kadın. Biden’ın sağlık ve bellek durumuyla ilgili yorumlar aslında uzun süredir medya ve seçmenlerin gündeminde. Geçtiğimiz şubat ayında ortaya çıkan bir danışman raporu Biden’ı, belleği “bulanık” ve “zayıf”, “sevimli bir yaşlı” diye tanımlayınca seçmenler nezdinde “Biden çekilmeli mi?” sorusu yerini yavaş yavaş “Biden şimdi ölürse ne olur?” sorusuna bıraktı.

Buradaki belirleyici kelime “şimdi”, çünkü cevap, sorunun ne zaman sorulduğuna bağlı olarak değişiyor. Üstelik ABD yasaları da bu konuda biraz muğlak. Ön seçimler sırasında olursa başka, kongre öncesi ve sonrası başka, seçimlerden sonra olursa başka senaryolar var.

ABD’de emekçiler bu soruyu adayların sadece yaşından, bellek durumlarından ya da örneğin 78 yaşındaki diğer aday Trump’ın sabah akşam hamburger yemesinden değil, bütün yakıcı sorunlarının son iki dönem iki farklı başkana rağmen değişmemesinden,........

© Evrensel


Get it on Google Play