Bir sabah uyandığımızda bir de baktık ki Merkez Bankasının 128 milyar doları arka kapıdan bir yerlere akmış, bir yerler gerekli yüzdeleri ödeyerek ceplerine dolan milyar dolarları artık nerelerine soktularsa, buharlaştırmışlardı. 128 milyar dolar hikayesi “Kırmızı Pazartesi” romanındaki gibi herkesin bildiği ama kimsenin nereye gittiğini açık açık söyleyemediği bir hikayeye dönüştü. “Bir yerler”, “birileri”, “birisi” filan gibi soyut adreslerle 128 milyar doların nereye gittiğini kimse söyleyemedi ama nereden gittiğini yerel seçimlerde gördük.

Emeklinin her ay kaybolan 4 çeyrek altınından, açlık sınırında yaşamaya çalışan işçi arkadaştan, okula beslenme çantası götüremediği için açlığını musluktan bol bol su içerek yatıştırmaya çalışan zeki öğrenciden, bir vakfa kapılanmadığı için bir kafeye gidip bir bardak çay içecek parayı bulamayan gençten, atanmadığı için maaş alamayan öğretmenden, aldığı maaşla çocuğunu düzgün bir okula gönderemeyen memurdan toplanan paralar dolara çevrilmiş sonra malum adamlar gözlerini kısıp uzaklara bakarak veya uyuyor numarası yaparak, kimi tamamen duygusal kimi tepelerden gelen korku rüzgarıyla sesini kısmış, milyar dolarlar İngiltere’de villaya, köşke, İsviçre’de kalın banka hesaplarına, Katar’da gökdelene, ABD’de dağlara, taşlara dönüşmüştü.

Ama bir de işin görünen yüzü vardı. Forbes denen münafık magazin her yıl dünyanın bilinen (Herkesin bilip de bilinmeyenlerin(?) servetleri hariç), dolar milyarderlerini, onların servetindeki artışları açıklıyor. Her ne kadar dünya milyarderleri ile kıyaslanamasalar bile ülkemizin bilinen dolar milyarderi necip azınlığının serveti bu yıl 57 milyar dolar. Elli yedi milyar dolar. Toplam 27 kişiler. Kendileri açısından ne acı ki bu hesaba 999 milyon doları olanlar dahil edilmiyor.

Bizim listeye bakıyorum. Çoğu tanıdık. Yılların dolar milyarderi. Yeni giren iki necip vatandaşımız Bayraktar kardeşler. Allah daha çok versin. Ama Allah frenkleri daha çok seviyor galiba. 27 dolar milyarderimizin servetini topla, 3 ile çarp bir Fransız çantacı etmiyor. Dünyanın en zengin adamının en lüks çanta, tişört, koku satan adamı olması dünyanın seçkin halkının nasıl zengin olduğunun veya nasıl kazıklandığının göstergesi.

Ama dolar milyarderlerinin içerisinde gelecek tehlikeyi(?) daha önce sezen aklı başında olanlar da var galiba. Biri çıktı, “Servet vergisi alınıp yoksullara dağıtılsın” demek zorunda kaldı. Kaldı da, çıtayı o kadar aşağıya indirdi ki, ite, kaka bir ev alabilenlere bile vergi saldı.

İlkokul öğretmenimiz sınıfta bir şey kaybolduğunda herkesin gözünü bağlar “Alan kimse görmeden koysun” derdi. Şimdi koca koca adamlar oturmuş seçim sonuçlarını yorumluyorlar. Yorumlayacak bir şey var mı? Alan, çalan, buharlaştıran, her kimse getirip koysun 128 milyar doları halkın kasasına biz de bakalım duruma, ne ceza vereceğimize.

Tanırsınız. En olmadık zamanlarda odama dalıp ipe sapa gelmez konuları ipe sapa gelir şekilde sorup sabrımı zorlardı. Birkaç gündür ortalıkta yoktu. Seçim sonuçlarını en iyi o yorumlar diye bu kez ben onu aradım. Geç kalmıştım. Seçimden bir gün önce emekli kalbi yaşam yorgunluğuna dayanamayıp susmuştu. Yaşadığı Üsküdar’daki genç kadın başkanın başarısını göremeden gittiğine üzüldüm.

Stalin’in Sovyetlerinde doğmuş, ilkokulu yine o dönemde okumuştu. Durup durup “Yoksul Sovyetlerin yamalı paltolu başkanıydı” diyerek uzaklara dalıp onu sevgi ile anar, yerine Kruşçev gibi birine bıraktığı için de hafiften kızardı.

Sağ olsaydı ne derdi diye düşündüm.

Bulamadım.

QOSHE - 128 MİLYAR DOLAR - Arif Nacaroğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

128 MİLYAR DOLAR

34 1
04.04.2024

Bir sabah uyandığımızda bir de baktık ki Merkez Bankasının 128 milyar doları arka kapıdan bir yerlere akmış, bir yerler gerekli yüzdeleri ödeyerek ceplerine dolan milyar dolarları artık nerelerine soktularsa, buharlaştırmışlardı. 128 milyar dolar hikayesi “Kırmızı Pazartesi” romanındaki gibi herkesin bildiği ama kimsenin nereye gittiğini açık açık söyleyemediği bir hikayeye dönüştü. “Bir yerler”, “birileri”, “birisi” filan gibi soyut adreslerle 128 milyar doların nereye gittiğini kimse söyleyemedi ama nereden gittiğini yerel seçimlerde gördük.

Emeklinin her ay kaybolan 4 çeyrek altınından, açlık sınırında yaşamaya çalışan işçi arkadaştan, okula beslenme çantası götüremediği için açlığını musluktan bol bol su içerek yatıştırmaya çalışan zeki öğrenciden, bir vakfa kapılanmadığı için bir kafeye gidip bir bardak çay içecek parayı bulamayan gençten, atanmadığı için maaş alamayan öğretmenden, aldığı maaşla çocuğunu düzgün bir okula gönderemeyen memurdan toplanan paralar dolara çevrilmiş sonra malum adamlar gözlerini kısıp uzaklara bakarak veya uyuyor numarası yaparak, kimi tamamen duygusal kimi tepelerden gelen korku rüzgarıyla sesini kısmış, milyar........

© Evrensel


Get it on Google Play