Kavramlar sulandı. Kafalar karıştırıldı. Hani derler ya “Bir insana kırk kere deli dersen kendisini deli sanır” Bu iş de böyle.

Adam, kadın ama daha çok adam; işçi. Asgari ücretli. Ya da işsiz. Kazım ya da Süleyman ya da Muhammet. Geçinebilmek için ilkokul çağındaki oğlu Furkan’ı ya da Halit’i okuldan alıp kaportacıya koymuş. Kızı Nur Seda’yı ya da Fatmanur’u zaten hiç okula göndermemiş. Bebeği T bezli. Ev tek göz, dam naylon. Bu dünyada muhafaza edebileceği tek dikili ağacı, tek metrekare toprağı olmamış. Ama adam muhafazakar. Hem de sağcı. Neyi muhafaza ettiğini, neden kralın sağında oturduğunu bilmeyen, bilemeyen adam “sağ seçmen”. Çünkü ormanları talan edenler, dereleri kurutanlar, köyleri, zeytinlikleri yağmalayanlar, çiftlik bank, zeytin bank, enerjiiii diye kendisini dolandıranlar, yıllardır gazetelerinden, televizyonlarından, küçücük ekranlarından onun beynine çivi çakar gibi çakmışlar; “Sen muhafazakarsın, sen sağcısın, sen sağ seçmensin.” O da kendisini muhafazakar sağ seçmen saymış işçiliğini, işsizliğini düşünmeden.

Bir yanda AKP döneminde büyümüş, gelişmiş tombulumsu, pembe yanaklı, kirli........

© Evrensel