AKP’nin seçim beyannamesi açıklandı.

Genel seçimlerdeki ‘Türkiye’nin yüzyılı’ sloganı yerele uyarlanmış: Türkiye yüzyılı şehirleri için gerçek belediyecilik.

Beyannamedeki vaatlerden biri şu: ‘Toplumsal refah öncelikli şehir ekonomileri’.

Vaadi duyunca insanın aklına gelen ilk soru şu oluyor: AKP hükümet olarak sağlayamadığı refahı belediyelerde mi sağlayacak?

Soru haklı çünkü ortada refah değil feci bir yoksulluk var; hükümetin refah sağlayamadığı TÜİK verilerinde de açıkça görülüyor.

Evet evet… Hani o enflasyon ve hayat pahalılığı verilerine inanmadığınız, ‘Ya sen hangi marketten alıyorsan biz de oradan alış veriş yapalım’ diye dalga geçtiğiniz, ‘Sen o kira fiyatlarını nerede buluyorsan biz de o semte taşınalım’ diye sorduğunuz TÜİK’in verilerinde…

Türkiye İstatistik Kurumu, 2023 yılı yoksulluk ve yaşam koşulları istatistiklerini açıkladı.

Önce yoksulluğa bakalım.

TÜİK, yoksulluk oranını bir çok kişinin anlamayacağı biçimde şöyle duyurdu: “Fert medyan gelirinin yüzde 50’si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre, yoksulluk oranı 2023 yılında yüzde 13.9 oldu.

Fert medyan geliri ne?..

Biz söyleyelim: Gelirler küçükten büyüğe sıralandığında tam ortaya düşen değer.

2023 yılında ne kadar biliyor musunuz?

Yıllık 83 bin 808 TL.

Aylık 6 bin 980 TL.

Diyor ki TÜİK… “İşte bu değerin yüzde 50’sini yani yarısını dikkate alırsak bu ülkenin yüzde 13.9’u yoksul.

Nedir o değerin, yani 6 bin 980 liranın yarısı hemen paylaşalım: 3 bin 490 TL.

Bir aileye aylık kişi başına 3 bin 490 lira ve altında gelir düşüyorsa o aile yoksul. 3 bin 500 lira giriyorsa yoksul değil.

Ya bu paraya ne yenir ne içilir? Ama gel gör ki toplumun yüzde 14’ünde kişi başına gelir bu düzeyde.

Eğer diyor TÜİK… Medyan gelirin yüzde 60’ını dikkate alarak bir hesap yaparsak yoksulluk daha da büyüyor; yoksulluk oranı yüzde 21.7 oluyor.

Toplumun yüzde 21.7’sine fert başına 4 bin 190 lira bile düşmüyor.

Başka bir ifade ile… 85 milyonluk ülkede, milyonlarca aile içindeki, 18.5 milyon insan, 4 bin 190 liradan az bir gelirle yaşıyor.

Medyan gelirinin yüzde 70’i dikkate alınırsa yoksulluk oran yüzde 29.7’ye çıkıyor. Kişi sayısı 25 milyonu geçiyor.

İki kişilik bir eve 10 bin lira gelir girerse onları yoksul saymasak bile TÜİK’e göre 25 milyon insan yine de yoksul çıkıyor.

Türk-İş hesapladı…

Ocak ayında, 4 kişilik bir aileye, sadece yeterli beslenebilmesi için, 15 bin 48 TL gerekli. Bu açlık sınırı; eğer aileye bu kadar gelir girmiyorsa o aile aç demektir.

Gıda harcamasının dışında giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için giderler söz konusu. İşte tüm bunları karşılayabilmek için 4 kişilik aileye 49 bin 19 TL gerekli.

Türk-İş buna yoksulluk sınırı diyor; eğer 4 kişilik aile 50 bin liranın altında gelir elde ediyorsa o aile yoksuldur.

Türk-İş hesabına göre sadece bekar bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ aylık 19 bin 630 TL.

Bir yetişkine geçinebilmesi için 20 bin liranın gerekli olduğu bu ülkede, milyonlarca işçi-emekçi ailesine aylık 20 bin lira girmiyor maalesef.

Ve eklemek gerek: TÜİK’in medyan hesabına göre değil Türk-İş yoksulluk sınırına göre hesap yaparsak toplumun yüzde 70’i yoksul!

Yoksulluğun dışında yaşam koşullarına gelince…

İktidar partisi, “Türkiye’nin yüzyılı” sloganını atıp dursun Türkiye İstatistik Kurumu ülkeden şu manzaraları sunuyor:

- Nüfusun yüzde 32’si sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçeveleri vb. problemlerle karşı karşıya. (Yani 27 milyonun üzerinde insan böylesi berbat evlerde yaşıyor).

- Nüfusun yüzde 32.6’sı konutunda izolasyondan dolayı ısınma sorunu yaşıyor. (Sıvasız, ısı yalıtımsız evlerde 30 milyona yakın insan yaşıyor)

- Nüfusun yaklaşık yüzde 45’i kiracı (38 milyon insan kirada yaşıyor)

- Milyonlarca insan hava kirliliği, çevre kirliliği veya diğer çevresel sorunlarla karşı karşıya…

Bu verilere bakınca, “Türkiye’nin ‘yüzyılı’ değil”, ‘ülkenin kararan yüzü’ demenin asıl isabetli vurgu olduğu görülüyor.

TÜİK o kara yüzün kapkara olduğunu gösteren başka veriler da paylaşıyor:

- Hanelerin yüzde 58.8’i evden uzakta bir haftalık tatil masraflarını karşılayacak durumda değil.

Bu demektir ki… 22 milyon 200 bin hanenin olduğu bu ülkede 13 milyon hanede yaşayan insanlar bir hafta bile tatil yapabilecek durumda değil.

- Hanelerin yüzde 39.2’si iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek masrafını karşılayamıyor.

- Hanelerin yüzde 19.5’i evin ısınma ihtiyacını karşılayamıyor.

8 milyon hane ısınmıyor; donarak, battaniye altında bir şekilde yaşamaya çalışıyor.

- Hanelerin yüzde 64.2’si eskimiş mobilyaların yenilenmesini ekonomik olarak karşılayamıyor.

14 milyon 250 bin hane mobilya alabilecek bir gelire sahip değil.

Yeterince kara ve iç karartıcı değil mi?

Önceki gün açıklanan gelir dağılımı verileri de göstermişti; en zenginlerin dışında kalan tüm toplumsal kesimlerin gelirleri geriledi.

Yoksullar ve zenginler arasındaki gelir uçurumu büyüdü. Rant ve zengin severliğin kaçınılmaz sonucu bu. Rantı, sarayı, zengini besleyebilmek için birilerinin gelirlerine el konulması kaçınılmaz.

Şimdi de aynı anlayış belediyelerde sürsün isteniyor.

Hükümetin elinde büyük bir yetki var: ‘Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Kanunu’; deprem korkusu yaşayan milyonlarca insanı yerinden edecek, ellerindeki mülke el koymanın yolunu açan kanun.

Adı kanun ama aslında rant dağıtım mekanizması. Öyle ki hükümet nereye isterse oraya konabilir; ‘Binam sağlam’, ‘lüks yerdeyim’ gibi garantiler yok. Kent merkezleri iktidarın sermaye çevrelerine göre imar edilecek.

Belediyelerde olmak bu yetkiyi kullanmayı daha da kolaylaştıracak. Anlayacağınız rantı beslemeye, yoksulu sürmeye, yoksulluğu derinleştirmeye hızla devam edilecek.

Buna rağmen diyorlar ki ‘İktidarda olmadı, belediyede verelim.

***

Vaat edilen refah; verilen bir dolu yoksulluk!

‘Enflasyonla mücadele’ adı altında, gelirlerini iyice gerilettikleri TÜİK verilerinde bile görülebilen emekçilerin gelirini daha geriletmeyi planlayanları, belediyenin kapısından içeri sokmamak gerek!

QOSHE - Bu kara tabloda bu ne sahte vaat? - Bülent Falakaoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bu kara tabloda bu ne sahte vaat?

24 49
31.01.2024

AKP’nin seçim beyannamesi açıklandı.

Genel seçimlerdeki ‘Türkiye’nin yüzyılı’ sloganı yerele uyarlanmış: Türkiye yüzyılı şehirleri için gerçek belediyecilik.

Beyannamedeki vaatlerden biri şu: ‘Toplumsal refah öncelikli şehir ekonomileri’.

Vaadi duyunca insanın aklına gelen ilk soru şu oluyor: AKP hükümet olarak sağlayamadığı refahı belediyelerde mi sağlayacak?

Soru haklı çünkü ortada refah değil feci bir yoksulluk var; hükümetin refah sağlayamadığı TÜİK verilerinde de açıkça görülüyor.

Evet evet… Hani o enflasyon ve hayat pahalılığı verilerine inanmadığınız, ‘Ya sen hangi marketten alıyorsan biz de oradan alış veriş yapalım’ diye dalga geçtiğiniz, ‘Sen o kira fiyatlarını nerede buluyorsan biz de o semte taşınalım’ diye sorduğunuz TÜİK’in verilerinde…

Türkiye İstatistik Kurumu, 2023 yılı yoksulluk ve yaşam koşulları istatistiklerini açıkladı.

Önce yoksulluğa bakalım.

TÜİK, yoksulluk oranını bir çok kişinin anlamayacağı biçimde şöyle duyurdu: “Fert medyan gelirinin yüzde 50’si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre, yoksulluk oranı 2023 yılında yüzde 13.9 oldu.

Fert medyan geliri ne?..

Biz söyleyelim: Gelirler küçükten büyüğe sıralandığında tam ortaya düşen değer.

2023 yılında ne kadar biliyor musunuz?

Yıllık 83 bin 808 TL.

Aylık 6 bin 980 TL.

Diyor ki TÜİK… “İşte bu değerin yüzde 50’sini yani yarısını dikkate alırsak bu ülkenin yüzde 13.9’u yoksul.

Nedir o değerin, yani 6 bin 980 liranın yarısı hemen paylaşalım: 3 bin 490 TL.

Bir aileye aylık kişi başına 3 bin 490 lira ve altında gelir düşüyorsa o aile yoksul. 3 bin 500 lira giriyorsa yoksul değil.

Ya bu paraya ne yenir ne içilir? Ama gel gör ki toplumun yüzde 14’ünde kişi başına gelir bu düzeyde.

Eğer diyor TÜİK… Medyan gelirin yüzde 60’ını dikkate alarak bir hesap yaparsak yoksulluk daha da büyüyor; yoksulluk oranı yüzde 21.7 oluyor.

Toplumun yüzde 21.7’sine fert başına 4 bin 190 lira bile düşmüyor.

Başka bir ifade ile… 85 milyonluk ülkede, milyonlarca aile........

© Evrensel


Get it on Google Play