O ıstakozlara yazıklar olsun. 26 senedir peşinizdeyim, hakkımı helal etmiyorum”.

“İnsanla bu kadar dalga geçilmez. Sayın vekiller biz kurbandan kurbana et yiyoruz. Bu vatandaştan utansınlar!”

Benzeri sözlerle dışa vurulan öfke büyüyor; AKP’lilerin ıstakoz yeme görüntüleri açığa çıktıkça.

Zaten AKP’nin tarihi zenginleşme tarihi değil miydi?.. Şimdi neden bu öfke?

Deve havuduyla götürülürken ses çıkarmayanlar şimdi ‘haram-zıkkım’ olsun beddualarını neden art arda saydırıyor?

Nedeni belli ve herkes biliyor: Feci yoksullaşma!

Dün koca mertekler göze batmazken, bugün küçücük kürdanların bile yüreğe batması bundan.

Yalnız…

Bu duruma, “Yıllardır dedik ama dinletemedik şimdi şikayet ediyorsunuz yapacak bir şey yok” diye karşılık verip, sosyal medyada yıllarca AKP’ye oy vermiş ama şimdi sitem eden emekçileri linç etmenin alemi yok.

Çünkü…

O ıstakozların parası geniş emekçi kesimlerden çıktı! Ve geniş halk kesimleri o faturayı ödemeye devam edecek.

Nasıl mı?..

Önce kısa bir zenginleşme tarihi anlatısı!

Şeffaflık paketi reddedildi!

Mecliste grubu bulunan partilerin yerel ve merkezi tüm yöneticilerinin mal bildiriminde bulunma zorunluluğu getirilmesi önerildi.

Erdoğan reddetti: “Bu olursa görev alacak il ve ilçe başkanı bulamazsınız”.

Dava için var’ denilen parti aynı zamanda zenginleşme aracı olmalıydı da ondan.

‘Şeffaf’ olmayan yoldan zenginleşme birilerinde ‘ıstakoz’ parası birikmesine yol açtı, birilerini de fakirleştirdi.

İhale yasası yüzlerce kez değiştirildi.

Yandaşa daha yüksek maliyetli ihalelerin önü açıldı. Bu ön açma, ‘ıstakoz parası’ transfer etmekten başka neydi ki? Senden, benden topla devletin, belediyenin kasasına koy, sonra da yandaşa postala!

Rantı, kârı, serveti besle!

İmar rantı bir imza ile bir gecede müthiş kazançlar (ıstakoz parası istiflemenin) bir aracı kılındı.

1000 lira değerindeki arsaya 10 kat bina yapılabilirken, 20-30 kat bina hakkı alıp, 2 bin liralık rant elde edilirken ülke mi zenginleşti?

Hayır! Maden, altın, termik, HES imtiyazı… Arazi parselleme… Derken o rant gaspla birleşti; ıstakozların parasını peşin peşin aldılar bizden yani!

Uyuşturucu, kara para, kriptoya uzandı iş!

Daha çok paraya ihtiyaç duyuldukça Türkiye’ye giren çıkan paranın kaynağı belli olmamaya başladı. Hükümet, “Ya ‘kara paraymış’, ‘uyuşturucu gelirleriymiş’ üzümünü yiyin bağını sormayın” dedi!

Türkiye Mali Eylem Görev Gücü FATF tarafından ‘gri liste’ye alındı; “kara para, uyuşturucu ve terör finansmanı” trafiğiyle gereken düzeyde mücadele etmediği için!

Türkiye hâlâ gri listede! Bakan Mehmet Şimşek, “Haziran ayında çıkacağız” diyor kısmetse...

Listeden çıkılacak mı, göreceğiz; ama o listeye girmeyi sağlayan kara paranın emekçilerden çok büyük miktarda ıstakoz parası çıkardığı kesin!

Servete, kâr zaten gözümüzün önünde de şu yükseklerden icazetliçiftlik bank’, ‘kripto para’ servet yaratıp ‘ıstakoz yutma’ vurgunlarını da unutmamak lazım!

Tam bir kara delik: Varlık Fonu…

Kamu kurumlarının kârını yutuyor. Yönetimlerinde reisin aile bireyleri ve yakınları… Tesadüf mü yoksa kasa kasa istif için mi?

Rantı, kârı, serveti beslerken en alttakilere sadaka mahiyetinde pay dağıtan bir saadet zincirinin özetidir bu!

Yol, park, birilerine zenginleşme sürecinden küçük küçük de olsa pay geldi! Geldikçe büyük pay ayırmacı kârlılığa, kayırmacı muhafazakarlığa ayrılırken, tüm bunlara onay almak da geldi!

Çark böyle döndü: Küçülterek, ucuzlatarak, iş cinayetine kurban de ederek.

***

Çark dönüyor da en alttakilerin hayatı dönmüyor artık.

2015’te milli gelirden yüzde 43.3 pay alan ücretlilerin, yıllar içinde alım gücü iyice geriledi. Türkiye büyük bir bölüşüm şoku yaşıyor!

Ücretlilerin milli gelirden aldığı pay yüzde 30’a gerilemiş durumda.

Istakozların parası verildi ama artık tevekküle, sabra, kabre verecek cana yer kalmadı!

‘Istakozcuların’ cebini doldurmasına doldurduk da hesabımız burada bitmedi. Yedikleri ve yiyecekleri ıstakozların parasını da ödemeye devam edeceğiz.

Önümüze adisyonlar (lokanta, gazino, otel gibi yerlerdeki hesap) sürülmeye devam edecek.

***

Kredi ve kredi kartı borçlarımız; çığ gibi!

Bireysel kredi kartını ödememiş kişi sayısı 110 bin olmuş. Yüzde 147.3 artmış.

Bireysel kredi veya kredi kartı borcunu ödememiş kişi sayısı yüzde 100 artışla 179 bin 803 kişi olmuş.

Bireysel kredi borcunu ödememiş (batık) gerçek kişi sayısı şubat 2023’e kıyasla yüzde 78.2 artmış.

O ıstakozların parasının bizim kartlarımızdan çekilmesinden başka nedir ki? Kendimize alışveriş yaptık sanıyorduk oysa. Değil!

Zenginleşenler Maldivler’e gidebilsinler diye cebimizdekine çöktüler biz açığımızı kapatabilmek için borca battık!

***

Peşin peşin kesitler de kurtulduk mu?..

Hayır!

Hazine ve Maliye Bakanlığı diyor ki…

Yaklaşık 8.5 trilyon vergi toplayacağım. Yılın ilk çeyreğinde henüz hedefimin yüzde 16’sını toplayabildim.

Geriye kalan yüzde 84’ünü, yılın diğer üç çeyreğinde toplamaya kararlı. Vergi salacağım, boğazınıza çökeceğim’ diyor, Bakan Mehmet Şimşek.

Ya yılın ilk çeyreğinde tahsil edilen toplam verginin yüzde 60’ı KDV ve ÖTV’den.

Bu demektir ki… Zaten vergiyi vatandaş ödemiş, ekmek, domates, ayakkabı alırken, alışveriş yaparken.

Istakozcular yerine yine ‘Vergiyi tabana yayacağız’ vatandaş ödeyecek.

***

Merkez Bankasının toplam 818 milyar liralık rekor zararı var.

Merkez Bankasının 100 milyarlarca doları, ucuz ucuz, şirketlere gitti. Şirketler yediler, içtiler ama hesabı ödemiyorlar.

Faizler zorla düşük tutuldu, krediler pompalandı, kur patlatıldı; KKM icat edildi. Buradan büyük kazanç elde edenlere fatura yok

Bu mesele aynen katma değer vergisi gibi, vatandaşa yansıtılacak. Bankalar üzerinden bunu vatandaş ödeyecek.

***

2024 bütçesinde faize 1.2 trilyon lira ayrıldı.

Garanti ödemeleri adı altında müteahhide 450 milyar ödenecek.

Bir yılda ödenmesi gereken 226 milyar dolarlık dış borç var. Istakozcuların, lüks tüketimin payı büyük ama onlar ödemeyecekler bu borcu!

Trilyonlarca liralık adisyon sürülecek önümüze…

Orada yazan tutarların yanı sıra garsoniye olarak ödeyeceğimiz de var, işsizlik gibi; birçok sektörün, yeni faiz oranlarıyla cirolarında azalma yaşanacağı için… Krediye mecbur bazı şirketler kredi alamamanın faturasını işçiye çıkaracağı için…

Istakoz birilerine adisyon bize!

QOSHE - Istakozun faturası! - Bülent Falakaoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Istakozun faturası!

17 22
19.04.2024

O ıstakozlara yazıklar olsun. 26 senedir peşinizdeyim, hakkımı helal etmiyorum”.

“İnsanla bu kadar dalga geçilmez. Sayın vekiller biz kurbandan kurbana et yiyoruz. Bu vatandaştan utansınlar!”

Benzeri sözlerle dışa vurulan öfke büyüyor; AKP’lilerin ıstakoz yeme görüntüleri açığa çıktıkça.

Zaten AKP’nin tarihi zenginleşme tarihi değil miydi?.. Şimdi neden bu öfke?

Deve havuduyla götürülürken ses çıkarmayanlar şimdi ‘haram-zıkkım’ olsun beddualarını neden art arda saydırıyor?

Nedeni belli ve herkes biliyor: Feci yoksullaşma!

Dün koca mertekler göze batmazken, bugün küçücük kürdanların bile yüreğe batması bundan.

Yalnız…

Bu duruma, “Yıllardır dedik ama dinletemedik şimdi şikayet ediyorsunuz yapacak bir şey yok” diye karşılık verip, sosyal medyada yıllarca AKP’ye oy vermiş ama şimdi sitem eden emekçileri linç etmenin alemi yok.

Çünkü…

O ıstakozların parası geniş emekçi kesimlerden çıktı! Ve geniş halk kesimleri o faturayı ödemeye devam edecek.

Nasıl mı?..

Önce kısa bir zenginleşme tarihi anlatısı!

Şeffaflık paketi reddedildi!

Mecliste grubu bulunan partilerin yerel ve merkezi tüm yöneticilerinin mal bildiriminde bulunma zorunluluğu getirilmesi önerildi.

Erdoğan reddetti: “Bu olursa görev alacak il ve ilçe başkanı bulamazsınız”.

Dava için var’ denilen parti aynı zamanda zenginleşme aracı olmalıydı da ondan.

‘Şeffaf’ olmayan yoldan zenginleşme birilerinde ‘ıstakoz’ parası birikmesine yol açtı, birilerini de fakirleştirdi.

İhale yasası yüzlerce kez değiştirildi.

Yandaşa daha yüksek maliyetli ihalelerin önü açıldı. Bu ön açma, ‘ıstakoz parası’ transfer etmekten başka neydi ki? Senden, benden topla devletin, belediyenin kasasına koy, sonra da yandaşa postala!

Rantı, kârı, serveti besle!

İmar rantı bir imza ile bir gecede müthiş kazançlar (ıstakoz parası istiflemenin) bir aracı kılındı.

1000 lira değerindeki arsaya 10 kat bina yapılabilirken, 20-30 kat bina hakkı alıp, 2 bin liralık rant elde edilirken ülke mi zenginleşti?

Hayır! Maden, altın, termik, HES imtiyazı… Arazi parselleme… Derken o rant gaspla........

© Evrensel


Get it on Google Play