Toplumsal olayların bir parçası olan mühendislik işini yapan mühendisin toplumsal sorumluluğu kaçınılmazdır. Bu sorumluluk coğrafya, kültür ve bütün canlılığa karşıdır. Toplumcu açıdan bakan mühendisin, yapılan çalışmalardan elde edilmiş olan verileri bilgi senteziyle başta tüm yerküre ve geldiğimiz bilimsel ve teknolojik koşullarda uzay da olmak üzere, yararlı oluşum yaratma çabası içerinde olup, bütün sorunsallara karşı durmak zorunluluğu vardır.

“Türkiye gibi ülkelerde bir zanaatkar, yönetici, ekonomist, toplum bilimci, bilim insanı olan mühendis aynı zamanda siyasetçidir de.”*

Buradan bakıldığında toplumsal sorumluluğum olarak her sorunsala karşı dururken, toplumsal alanda yararlı olabilme çabası içerisinde her sözüm siyasi olacaktır.

Kısaca, yazacak olduğum sürece, yazılarımın temel felsefesini belirttikten sonra, son dönemin gündemi olan İliç (Çöpler-İliç-Erzincan) başta altın olmak üzere kompleks maden işletmesinin geçen ay hidrometalurji işlemi olan yığın liç (özütleme) prosesinin işlem sırasında yarattığı sorunsalın üzerine bir de akarak etrafa yayılması ile gündeme oturmuş olduğu konuya değinerek başlayalım.

İliç benzeri işletmelerin gündem olduğu coğrafyamızda, yarım asrı geçen süredir kurulmak istenen ve kurulan her işletmenin yaratacağı sorunları dile getirmeye çalıştık. Benzer proseslerin sorunları her gün giderek yayılıyor. Geçmişte oluşan yıkımlar toplumdan saklanmakta ve gündem dışı tutulmaktaydı. Ancak dokuz insanın kimyasal yüklü liç işlemine tabi tutulmuş kırılmış, öğütülmüş malzemelerin akıntısıyla kaybolması bu gündemi toplumun önüne koymuş oldu.

Öncelikle belirtmeli ki; bu ve benzeri işletmeler geçmiş dönemlerde de büyük ekolojik yıkım ve insanlar başta olmak üzere, çevredeki tüm canlılarda sağlık yitimine neden olmuştur. Yaşanan yıkım geçmişte de vardı, ancak son facia ile kamuoyunun gündemi oldu.

Liç yığının akmasından dakikalar sonra yerelden gelen haberlerle yıkımın boyutunu tahmin ettim. Bu kısmı günlerce izlendi. Tartışmalar “Dokuz çalışanın bedenine ulaşma ve Fırat Nehri’nin kolu Karasu’ya karıştı mı?” üzerine odaklandı. Oysa yıkım doğaya ilk kepçenin vurulmasıyla başlamıştı. Fırat’ın içinde tüm çevrenin yaşamında sağlık yitimine neden olan süreç sadece teknik konulara boğulmaya çalışılarak örtbas edilmek istendi. Ancak bu teknik konularda bile topluma doğru bilgi aktarımının engellenmeye çalışılması bir yana, yanlış, uydurma şeyler söylendi.

Gelinen noktada yıkım sonrası herkesin öğrendiği gibi, liç yığın alanından akan malzeme tahminen 10.000.000 (on milyon) metreküp hacminde, 27 milyon ton civarında. Halen akma riski taşıyan malzemenin de bunun 2.5 katı yani 25 milyon metreküp, yaklaşık 65 milyon ton olduğu resmi olarak açıklandı. Akan kimyasal malzemenin yol açtığı yıkımı defalarca anlatmaya çalıştık. Ancak bir konu gözden kaçırılmak istendi. Yukarıda kalan ve her an akma potansiyeli olan aynı malzeme kaldırılmadan orada çalışma yapılamayacağını söyledik. Neticede bunu saklı da olsa kabul edip, malzemenin oradan kaldırılması için çalışmaların başlatıldığını biliyoruz. İşte felaketin daha büyüğü burada başlıyor! Akan kısmın 2.5 katı malzeme şimdi geçmiş dönemde saha içerisinde işletilmiş mermer ocağına dolduruluyor. İlk gün akma ile bir kısmı dolan mangan ocağı da hedefte.

Kimyasal yüklü ve çözünmüş ağır metalleri barındıran öğütülmüş malzemenin mermer içerisine doldurulduğunda kısa sürede mermeri eritmesi ve yer altına inmesi kaçınılmazdır. Bunu bilmemeleri mümkün değil. Tıpkı ilk gün söylediğimiz gibi, buranın çökeceğini biz nasıl biliyorduysak, işletme sahipleri de biliyordu. Peki neden bu malzemeyi sızdırmazlığını iddia ettikleri havuz atık depolama tesisine (ADT) doldurmuyorlar da, yerin derinliklerine su akiferlerine atıyorlar?

Büyük yıkımı fırsata çevirip, buradan yeniden çıkmak istiyorlar. İlk günlerde enerji bakanı “Madencilik bizim için hayati öneme haizdir” diyerek yıkım projelerinin arkasında olduklarını net olarak ortaya koydu. Ancak bu sözler onca söz içinde kayboldu. Neticede kaldıkları yerden, yıkım işlemlerini yürütebilmek için bilgi akışına yasak ile akan malzemenin yarattığı yıkımın daha çok katı kadar yıkım şu an fiilen uygulanmaktadır. Ne yazık ki; toplumsal duyarlılık kilitlenip, başka konulara aktarıldı. İş güvenliği ve tedbir gibi konular tartışılarak, konu teknik olarak çözülebilirmiş fikri oluşturulmak isteniyor. Oysa bunun yıkılacağını yıllar önce söyledik. Başka yerlerde benzer yıkımlar oldu. Teknik olarak liç işleminde kazanılacak metali en üst düzeyde alabilmeniz için bu yığınların yıkılabilir, akar olması gerekir. Bunu herkes biliyordu. Bu faaliyetin kendisi yıkımdır. Ancak sermaye, bu yıkımların işletme aşamasında böyle büyük olmasını istemez. Genelde madeni alıp, sahadan çekildikten yıllar sonra olur bu yıkımlar. Daha önce yaşanan böylesi yıkımlar toplumdan saklandı.

*İNAM Ahmet, Prof Dr. ODTÜ Felsefe Bölümü Başkanı (TMMOB MMO mühendis söyleşisi İstanbul 2005)

QOSHE - Başlarken - Cemalettin Küçük
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Başlarken

8 24
16.03.2024

Toplumsal olayların bir parçası olan mühendislik işini yapan mühendisin toplumsal sorumluluğu kaçınılmazdır. Bu sorumluluk coğrafya, kültür ve bütün canlılığa karşıdır. Toplumcu açıdan bakan mühendisin, yapılan çalışmalardan elde edilmiş olan verileri bilgi senteziyle başta tüm yerküre ve geldiğimiz bilimsel ve teknolojik koşullarda uzay da olmak üzere, yararlı oluşum yaratma çabası içerinde olup, bütün sorunsallara karşı durmak zorunluluğu vardır.

“Türkiye gibi ülkelerde bir zanaatkar, yönetici, ekonomist, toplum bilimci, bilim insanı olan mühendis aynı zamanda siyasetçidir de.”*

Buradan bakıldığında toplumsal sorumluluğum olarak her sorunsala karşı dururken, toplumsal alanda yararlı olabilme çabası içerisinde her sözüm siyasi olacaktır.

Kısaca, yazacak olduğum sürece, yazılarımın temel felsefesini belirttikten sonra, son dönemin gündemi olan İliç (Çöpler-İliç-Erzincan) başta altın olmak üzere kompleks maden işletmesinin geçen ay hidrometalurji işlemi olan yığın liç (özütleme) prosesinin işlem sırasında yarattığı sorunsalın üzerine bir de akarak etrafa yayılması ile gündeme oturmuş olduğu konuya değinerek başlayalım.

İliç benzeri işletmelerin gündem olduğu coğrafyamızda, yarım asrı geçen süredir kurulmak istenen ve kurulan her işletmenin yaratacağı sorunları dile getirmeye çalıştık. Benzer proseslerin sorunları her gün giderek yayılıyor. Geçmişte oluşan yıkımlar toplumdan saklanmakta ve gündem dışı tutulmaktaydı. Ancak dokuz insanın kimyasal yüklü liç işlemine tabi tutulmuş kırılmış, öğütülmüş malzemelerin akıntısıyla kaybolması bu gündemi toplumun önüne koymuş oldu.

Öncelikle belirtmeli ki; bu ve benzeri........

© Evrensel


Get it on Google Play