Hamas konusunda solun kötü bir sınav vermesinin birçok nedeni var.

İran Devrimi’nden sonra, solun ezici çoğunluğunda “İslamcılarla ittifak olmaz” tavrı hakim oldu. Türkiye İslamcılarının önce neoliberalizmle ve NATO’yla, sonra Türkçü-faşist geleneklerle bütünleşmesi bu tavrı pekiştirdi.

Oysa asıl ihtiyaç duyulan, İslamcılarla ittifakın dahi ötesine geçen, Türkiye ve bölgesinin İslami (ve diğer dini/ruhani) gelenekleriyle derin bir angajman. Dünya solunun birikiminin, bu gelenekler ışığında (da) tekrar yerelleştirilmesi. İslamcılarla ittifak ancak bu yeniden yapılanmanın bir parçası olarak anlamlı olacaktır.

Bunun yapılmadığı durumlarda, ezbere bir İslam karşıtlığı kadar, İslamcılığın binbir yan etkisine karşı bir hazırlıksızlık ve naiflik de oluşabilir, hatta oluşuyor.

Temelsiz bir Hamas ve “Direniş Ekseni” yüceltmesi, bu naifliğin en son örneği.

Bir taraftan Türkiye solunun çoğunluğu İran Devrimi ve Türk pasif devrimi etkisi altında düz bir Hamas karşıtlığına teslim. Diğer taraftan, Batı’da solun en radikal kesimlerinde şuursuz bir Hamas sempatisi, sanki İran devrimindeki hatalardan hiçbir şey öğrenilmemişçesine, almış başını gidiyor. Ki Türkiye solunda da bunun iz düşümleri var.

Hamas nedir o halde? Sormaya ve tartışmaya devam etmeliyiz. Çok özet şekilde söyleyecek olursak, belirli bir İslamcılık anlayışının metamorfoza uğramış ve ulusal direnişte doğan boşluğa yerleşmiş halidir Hamas. Bunun iyi anlaşılabilmesi için, birkaç konunun zaman içinde derinlemesine açılması gerekiyor. Bunların başında gelenler:

1) Müslüman Kardeşlerin İslamcılık tarihindeki yeri. Silahlı mücadele Kardeşler geleneğinin merkezinde değilken, Hamas’ın Kardeşlerin ana gövdesinden kopuşuyla, Filistin İslamcılığında silahın belirleyici bir öge haline gelmesi.

2) Ulusal harekette önce komünistlerin, sonra sol-milliyetçilerin hem tasfiye olması hem de geride kalanların kendini tasfiye etmesi.

3) Bir “refah” aygıtı olarak Hamas. Ve bu refahçılığın İslami hareketin genel seyrindeki yeri.

4) Kadim antisemitizm ve bunun 20. yüzyılda yeni bir çehreye bürünmesi.

5) Tüm bu özelliklerin (silahlı mücadele, ulusal misyon, refah uygulamaları, antisemitizm) tek çatı altında toplanması ve birbiriyle iç içe geçmesi.

6) Yine de bu özelliklerin, Hamas’ın farklı kanatlarında farklı ağırlıklara sahip olması.

Müslüman Kardeşler, on yıllarca silahlı direnişi Filistin kurtuluşunun temel bir yöntemi olarak benimsemeyi reddetti. İlericilerin bu alanı boş bırakması ve İsrail’in iyice gaddarlaşması üzerine bu zemini devralınca ise gayet kıyıcı biçimde yaptı bunu.

7 Ekim’deki korkunç manzaraların ne kadarı bu örgütsel soy kütükten, ne kadarı insanlara aklını kaybettiren vahşi bir işgalden, ne kadarı sadece Ortadoğu’da değil tüm dünyada yaygınlaşmakta olan bir patriyarkal rövanşizmden kaynaklanıyor? O güne dair ciddi bir istihbarat ve medya manipülasyonu olduğu için, vahşetin ne kadarının Hamas’tan kaynaklandığını tam olarak bilemiyoruz. Sivil ölümlerinde diğer direniş örgütlerinin ve bizzat İsrail’in dahli de var. Fakat katkılarının boyutları muğlak. Bir de 7 Ekim operasyonu sırasında, Hamas’ın kendi içinde dahi bazı yöntemlere karşı duranlar olduğu söyleniyor. Tüm bu soruların cevabı ne olursa olsun, kullanılmış olan yöntemlerin ve bunların nedenleri kadar mücadeleye etkisinin tartışılması elzem.

Bu tartışmanın nasıl yürütüldüğü de önemli. Yukarıdaki maddelerde sıraladığım olgu ve süreçlere analitik olarak yaklaşmak başka, bu detayları Filistin direnişine karşı bir karalama aracı haline getirmek başka.

Bölgedeki ve dünyadaki hegemonik güçlerin bu tartışmalardaki rolünü de es geçmeyelim. ABD, İsrail ve (Türkiye dahil) bölge devletleri on yıllardır komünistleri ve ilericileri ortadan kaldırdı ve belirli İslamcı grupları destekledi. Hakim sınıflar ve medya da bu sürecin bir parçasıydı. Şimdi kalkıp kendi meyvelerine barbar, terörist, kadın düşmanı, antisemitik vs. demeleri ve bu sıfatları direnişin tümüne atfetmeleri, ikiyüzlülükten de öte şarlatanlıktır. Bu tür yargıların kaynağı sol değil elbette ama solun ciddi bir kesiminin Filistin’e karşı bu hegemonik saldırının etkisi altında olduğu da su götürmez.

Bir etnik temizliğin ortasında olduğumuz için, önceliğimiz Filistin direnişine yöneltilen bu şarlatanca eleştirileri çürütmek. Ama bölgede ve dünyada direniş güçlerinin niye bu halde olduğunu tartışıp, ciddi bir öz eleştiri sürecinde kendimizi tekrar oluşturmazsak, biz de çözümün değil sorunun parçası haline geliriz. Filistin direnişine karşı yöneltilen saçma sapan eleştirilerin alternatifi, temelsiz bir Hamas yüceltmesi olmamalı.

QOSHE - Hamas meselesinde ‘ifrat ve tefrit’ - Cihan Tuğal
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Hamas meselesinde ‘ifrat ve tefrit’

18 9
03.02.2024

Hamas konusunda solun kötü bir sınav vermesinin birçok nedeni var.

İran Devrimi’nden sonra, solun ezici çoğunluğunda “İslamcılarla ittifak olmaz” tavrı hakim oldu. Türkiye İslamcılarının önce neoliberalizmle ve NATO’yla, sonra Türkçü-faşist geleneklerle bütünleşmesi bu tavrı pekiştirdi.

Oysa asıl ihtiyaç duyulan, İslamcılarla ittifakın dahi ötesine geçen, Türkiye ve bölgesinin İslami (ve diğer dini/ruhani) gelenekleriyle derin bir angajman. Dünya solunun birikiminin, bu gelenekler ışığında (da) tekrar yerelleştirilmesi. İslamcılarla ittifak ancak bu yeniden yapılanmanın bir parçası olarak anlamlı olacaktır.

Bunun yapılmadığı durumlarda, ezbere bir İslam karşıtlığı kadar, İslamcılığın binbir yan etkisine karşı bir hazırlıksızlık ve naiflik de oluşabilir, hatta oluşuyor.

Temelsiz bir Hamas ve “Direniş Ekseni” yüceltmesi, bu naifliğin en son örneği.

Bir taraftan Türkiye solunun çoğunluğu İran Devrimi ve Türk pasif devrimi etkisi altında düz bir Hamas karşıtlığına teslim. Diğer taraftan, Batı’da solun en radikal kesimlerinde şuursuz bir Hamas sempatisi, sanki İran devrimindeki hatalardan hiçbir şey öğrenilmemişçesine, almış başını gidiyor. Ki Türkiye solunda da bunun iz düşümleri var.

Hamas nedir o halde? Sormaya ve tartışmaya devam etmeliyiz. Çok özet şekilde söyleyecek olursak, belirli bir İslamcılık anlayışının metamorfoza uğramış ve ulusal direnişte doğan boşluğa yerleşmiş halidir Hamas. Bunun iyi anlaşılabilmesi için, birkaç konunun zaman içinde derinlemesine açılması gerekiyor. Bunların........

© Evrensel


Get it on Google Play