Erzincan İliç’te Anagold’a ait altın madeninde meydana gelen siyanürlü liç yığınındaki çökme, 2’si mühendis 11 işçinin toprak altında kaldığı Afşin-Elbistan Çöllolar maden katliamını hatırlatmıştı. 9 kişinin hâlâ toprak altında olduğu maden göçüğüne dair davada 6 yıl sonra karar çıkmış, “peşin” gelen katliama taksitle para cezası verilmişti.

Erzincan’ın İliç ilçesinde yer alan Çöpler Madeninde de yığın liç alanında kayma meydana geldi ve bunun sonucunda 9 işçinin bedeni hâlâ 10 milyon metreküplük kütlenin altında. Facianın yaşandığı madenin ortaklarından olan Kanadalı Anagold Madencilik’in taşeronu Çiftay İnşaat’ta daha önce çalışan iş güvenliği uzmanına yaşatılanlar bu facianın nasıl geldiğini anlatıyor. Çiftay İnşaat 2008’den beri Sivas Divriği’de yer altı ve açık ocak demir madenlerinin üretimini aynı zamanda da yine 2008’den bu yana facianın yaşandığı Çöpler Altın Madeninin tüm madencilik faaliyetlerini yürütüyor. A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Aytekin Taşdemir de 2021’e kadar bu şirket bünyesinde görev yapıyordu. Bu tarihte Çiftay İnşaat’ın Divriği’deki şantiyesinde, tıpkı Çöpler Altın Madenindeki gibi bir heyelan olabileceğini fark etti. Bunun üzerine şirket yetkililerini uyardı. Ancak şirket yetkililerini bu uyarıları dikkate almadı. Taşdemir’in iddiasına göre bu nedenle proje yönetimi de dahil olmak üzere birçok kişiyle sorunlar yaşadı. Bu konuda önlem alınmaması üzerine Taşdemir konuyu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına taşıdı. Bunun üzerine pandemi döneminde işten çıkarma yasak olduğu için Taşdemir önce ücretsiz izne çıkarıldı. Aradan kısa bir süre geçtikten sonra da “İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarf etmesi” anlamına gelen Kod-43’le işten çıkarıldı.

Taşdemir ayrıldıktan sonra Bakanlık müfettişleri sahaya gelip incelemede bulundu. Heyelan tehlikesi olan noktada basamaklar oluşturuldu ve tehlike ortadan kalktı. Taşdemir işyerindeki çalışma koşullarına dair Evrensel’e “635 kişi çalışıyor. Kamp alanında kalanlar için hafta tatili izin uygulaması kaldırıldı. Kamp alanında çalışanlar var, evlerinden gelenler var. Kamp alanında kalanlar hafta tatilinde de çalışırlar sonra onu toplu bir arada kullanmak için iki ayda bir 10 gün 15 gün izne giderler, bu uygulamayı kaldırdılar. Sen hafta tatilinde çalışmayacaksın kamp alanında yatacaksın dediler. İzin parası yatacak dediler. Üç vardiyaya geçmekten dolayı bir saat olan yemek molası kaldırılıp yarım saate indirildi. O yarım saatte de çorbanızı içer devam edersiniz işinize denildi. Dağın başındayız verilen yemek parasını harcayacak yerimiz yok, dolayısıyla aç kalıyoruz. Günde ortalama 12-13 saat aç kaldığımız zamanlar oluyor, bu zaman diliminde çalışırken kaza geçirir bu insanlar, çeşitli nedenlerden kaynaklı. Bu kazalar sonucunda da bu sorumlulukları kabul etmiyoruz. ‘Bu sizin işiniz değil’ dediler. Bu benim iş güvenliği olarak asıl görevim, işim bunu söylemek, ‘O zaman biz seni ücretsiz izne çıkarıyoruz’ dediler” şeklinde konuşmuştu.

İş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimleri, hizmet verdikleri iş yerlerince acil durdurmayı gerektiren bir tedbiri patronun yerine getirmemesi durumunda o iş yerini Bakanlığa bildirmekle sorumlu. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Kanunu’na göre bildirim “Acil durdurmayı gerektirmesi veya yangın, patlama, göçme, kimyasal sızıntı ve benzeri acil ve hayati tehlike arz etmesi, meslek hastalığına sebep olabilecek ortamların bulunmasına rağmen işveren tarafından gerekli tedbirlerin alınmaması halinde” yapılması gerekiyor. Kanunda Bakanlığa bildirim yapmayan iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekiminin belgelerinin üç ay, tekrarında ise altı ay askıya alınacağı da belirtiliyor. Kısacası iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekiminin hizmet verdikleri iş yerindeki aksaklıkları önce yazılı olarak işverene, işverenin yerine getirmemesi halinde ise Bakanlığa bildirmesi gerekiyor. Fakat tam da bu noktada iş güvenliği uzmanları ve iş yeri hekimleri Bakanlığa bildirimi rahatlıkla yapamıyor, yapmaları halinde Aytekin Taşdemir gibi Kod 43’le işten atılma ile karşılaşıyor.

Yasada yazan bir şey hak mıdır? Evet, bir haktır. Anayasa’da yazan en temel hükümleri dahi uygulamayıp, savunmak ise kimi zaman suç olabiliyor. Çalışmaktan kaçınmak hakkı da fiilen uygulanmayan, uygulanamayan bir hak. Çalışmaktan kaçınma hakkı iş sağlığı ve güvenliği konusunda işçiye verilmiş bir hak. Bu hak, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 13’üncü maddesinde düzenlenen çalışmadan kaçınma hakkına göre; işçi, ciddi ve yakın tehlikeyle karşı karşıya kaldığında iş sağlığı ve güvenliği kuruluna, kurulun bulunmadığı yerlerde ise patrona başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep edebilir. Kurul acilen toplanır, patron ise derhal kararını verir ve durumu tutanakla tespit eder. Karar, işçiye ve işçi temsilcisine yazılı olarak bildirilir. Ciddi ve yakın tehlikenin önlenemez olduğu durumlarda ise işçi bu usule uymak zorunda olmaksızın iş yerini veya tehlikeli bölgeyi terk ederek belirlenen güvenli yere gider. İşçilerin bu hareketlerinden dolayı hakları kısıtlanamaz. İşçilerin başvurusu üzerine iş sağlığı ve güvenliği kurulunun veya patronun işçinin talebi yönünde karar vermesi halinde işçi, gerekli tedbirler alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınabilir. İşçi, gerekli tedbirler alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınma hakkını kullandığı döneme ait ücretini alacağı gibi, bu dönemde iş sözleşmesinden doğan ve kanunlardan gelen haklarını da kullanabilir. Bugün işçi sağlığı ve iş güvenliğini ihlali veya aykırı olma ihtimali olan her durumda çalışmaktan kaçınma hakkı, özellikle Türkiye’de en zor ama en gerçekçi taleplerden birisi ve özellikle sendikalı olmayan iş yerlerinde işçilerin örgütlenmesinin pratik adımı olmalı.

QOSHE - İliç ve çalışmadan kaçınma hakkı - Deniz İpek
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İliç ve çalışmadan kaçınma hakkı

11 13
31.03.2024

Erzincan İliç’te Anagold’a ait altın madeninde meydana gelen siyanürlü liç yığınındaki çökme, 2’si mühendis 11 işçinin toprak altında kaldığı Afşin-Elbistan Çöllolar maden katliamını hatırlatmıştı. 9 kişinin hâlâ toprak altında olduğu maden göçüğüne dair davada 6 yıl sonra karar çıkmış, “peşin” gelen katliama taksitle para cezası verilmişti.

Erzincan’ın İliç ilçesinde yer alan Çöpler Madeninde de yığın liç alanında kayma meydana geldi ve bunun sonucunda 9 işçinin bedeni hâlâ 10 milyon metreküplük kütlenin altında. Facianın yaşandığı madenin ortaklarından olan Kanadalı Anagold Madencilik’in taşeronu Çiftay İnşaat’ta daha önce çalışan iş güvenliği uzmanına yaşatılanlar bu facianın nasıl geldiğini anlatıyor. Çiftay İnşaat 2008’den beri Sivas Divriği’de yer altı ve açık ocak demir madenlerinin üretimini aynı zamanda da yine 2008’den bu yana facianın yaşandığı Çöpler Altın Madeninin tüm madencilik faaliyetlerini yürütüyor. A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Aytekin Taşdemir de 2021’e kadar bu şirket bünyesinde görev yapıyordu. Bu tarihte Çiftay İnşaat’ın Divriği’deki şantiyesinde, tıpkı Çöpler Altın Madenindeki gibi bir heyelan olabileceğini fark etti. Bunun üzerine şirket yetkililerini uyardı. Ancak şirket yetkililerini bu uyarıları dikkate almadı. Taşdemir’in iddiasına göre bu nedenle proje yönetimi de dahil olmak üzere birçok kişiyle sorunlar yaşadı. Bu konuda önlem alınmaması üzerine Taşdemir konuyu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına taşıdı. Bunun üzerine pandemi döneminde işten çıkarma yasak olduğu için Taşdemir önce ücretsiz izne çıkarıldı. Aradan kısa bir süre geçtikten sonra da “İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarf etmesi” anlamına gelen Kod-43’le işten çıkarıldı.

Taşdemir ayrıldıktan sonra Bakanlık müfettişleri sahaya gelip incelemede bulundu. Heyelan tehlikesi olan noktada basamaklar........

© Evrensel


Get it on Google Play