24 Ocak kararları olarak bilinen ve Türkiye’yi sermaye için cennet, emekçiler için cehenneme çevirmeyi hedefleyen ünlü kararların üzerinden 44 yıl geçti. Bugüne kadar hayata geçirilen ne kadar emek düşmanı politika varsa, istisnasız hepsinin temelinde 24 Ocak kararlarının izi ve etkisi var.

24 Ocak kararlarının sermaye sınıfının çıkarlarının korunup kollanması açısından nasıl sonuçlar ortaya çıkardığını, sadece ekonomik değil, sosyal ve siyasal sonuçlarını, emekçi sınıfların çalışma ve yaşam koşullarının geriye gitmesi, işçi sınıfının örgütlü mücadelesine yönelik olumsuz etkilerinin günümüzde kadar uzanması kesinlikle tesadüf değil.

44 yıl önce kapitalizmin ve Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu koşullarda günümüz arasında elbette önemli farklar var. Ancak 24 Ocak kararlarından ardından tercihini patronlardan yana yapıp, ülke kaynaklarını yerli ve yabancı tekellerin hizmetine sunanlarla bugün benzer bir mantıkla ülkeyi patronlar için dikensiz gül bahçesine çevirmek isteyenler aynı kaynaktan çıkıyor.

AKP’nin 22 yılı aşan iktidar döneminde benimsediği ekonomi politikalarının özüne bakıldığında 24 Ocak kararlarının izinden hiç ayrılmadıkları gibi, o dönem belirlenen hedeflerin çok daha ilerisine geçtiler. 24 Ocak kararları sonrasında ülke ekonomisi, uluslararası sermayenin her türlü müdahalesine açık hale gelmesinin kaçınılmaz bir sonucu olarak, ciddi ekonomik krizlerle karşı karşıya kaldı. Her kriz sonrasında IMF ile ‘yapısal uyum’ anlaşmaları imzalandı ve ekonomi yönetimi tamamen IMF’nin denetimine girdi.

IMF’den alınan borçların geri ödenmesi için öne sürülen en önemli koşullar, kamu harcamalarının sınırlandırılması, özelleştirme, ithalata bağımlılığı arttırmak için tarım başta olmak üzere yerli üretime son verilmesi, kamu harcamalarının kısılması ve ücret/maaş artışlarının baskılanmasıydı. Bugün Türkiye ile IMF’nin yeni bir anlaşma yapmasına gerek duyulmuyor. Çünkü ekonomi yönetimi IMF’nin çok ötesinde, çok daha ileri uygulamalarla ülke kaynaklarını patronların hizmetine sunarken, milyonlarca emekçi ve emekliyi sefalet koşullarında yaşamaya mecbur bırakıp yüzdelik zamlar üzerinden oyalamaya devam ediyor.

24 Ocak kararlarıyla hedeflenenlerin büyük bölümü, AKP iktidarları döneminde hayata geçirildi. Yapılan özelleştirmelerin yüzde 90’ından fazlası geçtiğimiz 22 yılda gerçekleşti. Geçmişte hayal bile edilemeyecek düzeyde dış borçlanma, kamu hizmetlerinin tamamının piyasaya açılması, güvencesiz çalışma biçimlerinin artması sağlandı. Bütün bunlara ek olarak, emekçilerin en temel hakları birer birer ellerinden alındı, grev yasakları arttı ve güvencesiz istihdam politikalarının kaçınılmaz bir sonucu olarak iş cinayetlerinde ciddi artışlar yaşandı.

24 Ocak kararlarının izinden gidenlerin hayata geçirdiği dışa bağımlı ekonomik politikaların günümüz itibarıyla geldiği nokta, 44 yıl öncesi ile karşılaştırıldığında çok daha vahim boyutlara ulaşmış durumda. Türkiye’nin IMF’den bugüne kadar 19 anlaşmayla aldığı 50 milyar dolarlık krediden çok daha fazlasına, 260 milyar dolar dış kaynağa ihtiyacı var. Bu nedenle içinde bulunduğumuz yıl, 44 yıl öncesinde olduğu gibi, ekonomide büyük bir altüst oluş yaşanması ihtimali hiç de az değil.

Türkiye’de ekonomik durgunluk işaretlerinin kendisini somut olarak gösterdiği, işsizliğin belirgin şekilde arttığı, kentte ve kırdaki yoksullaşmanın hızlandığı, halkın satın alma gücünde son yılların en hızlı düşüşünün yaşandığı koşullarda yerel seçime gidilecek. Krizin sonuçlarını en acı şekilde yaşayan ve yaşayacak olanların yerel seçimlerde tercihleri ne yönde olursa olsun, yerel seçimler sonrasında ülke tarihinin en ağır ‘kemer sıkma’ programının uygulanması kaçınılmaz görünüyor.

QOSHE - 24 Ocak kararları güncelliğini koruyor - Erkan Aydoğanoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

24 Ocak kararları güncelliğini koruyor

16 0
25.01.2024

24 Ocak kararları olarak bilinen ve Türkiye’yi sermaye için cennet, emekçiler için cehenneme çevirmeyi hedefleyen ünlü kararların üzerinden 44 yıl geçti. Bugüne kadar hayata geçirilen ne kadar emek düşmanı politika varsa, istisnasız hepsinin temelinde 24 Ocak kararlarının izi ve etkisi var.

24 Ocak kararlarının sermaye sınıfının çıkarlarının korunup kollanması açısından nasıl sonuçlar ortaya çıkardığını, sadece ekonomik değil, sosyal ve siyasal sonuçlarını, emekçi sınıfların çalışma ve yaşam koşullarının geriye gitmesi, işçi sınıfının örgütlü mücadelesine yönelik olumsuz etkilerinin günümüzde kadar uzanması kesinlikle tesadüf değil.

44 yıl önce kapitalizmin ve Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu koşullarda günümüz arasında elbette önemli farklar var. Ancak 24 Ocak kararlarından ardından tercihini patronlardan yana yapıp, ülke kaynaklarını yerli ve yabancı tekellerin hizmetine sunanlarla bugün benzer bir mantıkla ülkeyi patronlar için dikensiz gül bahçesine çevirmek isteyenler aynı kaynaktan çıkıyor.

AKP’nin 22 yılı aşan iktidar döneminde benimsediği ekonomi politikalarının özüne bakıldığında 24 Ocak kararlarının izinden hiç ayrılmadıkları gibi, o dönem belirlenen hedeflerin çok daha ilerisine geçtiler. 24........

© Evrensel


Get it on Google Play