İktidar, esneklik ve güvencesizlik temelinde yeni bir esnek çalışma rejimi oluşturmak için “Çalışma yasalarının birleştirilmesi” adı altında yasal hazırlıklar yapıyor. Konuyla ilgili olarak basına ‘Servis edilen’ bilgiler, cumhuriyet tarihinin en işçi düşmanı iktidarının ‘çalışan odaklı’ tek bir yasa hazırlayarak çalışma saatlerinin 40 saate, hatta 35 saate düşürüleceği iddia ediliyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın, konuyla ilgili olarak çalışma yasalarını “Değişen iş gücü piyasası koşullarına ve yeni nesil esnek çalışma şekillerine daha uyumlu hale getirmek” yönündeki açıklaması asıl niyetin ne olduğunu açıkça gösteriyor. Bunun için özellikle uzaktan çalışma, kısmi çalışma ve geçici süreli çalışma gibi esnek çalışma modellerinin mevzuatta daha ayrıntılı olarak düzenlenmesi sürpriz olmaz.

Esnek çalışma, emekçilerin çalışma süreleri, çalışma koşulları, ücretleri ve yaptıkları işin niteliği açısından o andaki ‘koşullar’ nasıl çalışılmasını gerektiriyorsa o koşullarda çalıştırılmasını ifade eden son derece tehlikeli bir kavram. Nitekim çalışma saatleri üzerinden yapılan tartışmaların büyük bölümü, çalışma sürelerinin kısaltılmasından çok, çalışma biçim ve sürelerinin bireyselleştirilmesi ve esnekleşmesi yönündedir.

Çalışma saatleri üzerinden tartışmaya açılan konuda işin asıl odak noktasını esnek çalışma uygulamaları üzerinden kâr oranlarını olumsuz etkileyen iş gücünün fiyatını (maliyetini) aşağıya çekmek oluşturuyor. İktidar ve patronlar evden çalışma, uzaktan çalışma, kısmi süreli çalışma gibi en yaygın kullanılan esnek çalışma yöntemlerinin iş gücü maliyetlerini nasıl azalttığını bildiklerinden, esnek çalışma uygulamalarının çalışma yasasında yer almasını ve yaygın olarak uygulanmasını savunuyorlar.

Son yıllarda istihdamın esnekleşmesi, kendi içinde çok katmanlı ve parçalı hale gelmesi, hem yeni istihdam biçimleri üzerinden ücretlerin fiilen geriletilmesini sağladı, hem de iş gücünü parçalayıp ayrıştırarak kendince daha esnek ve kuralsız bir yapı oluşturdu. Böylece esnek, istikrarsız, geçici ve kırılgan nitelikler taşıyan, güvencesiz istihdamın uygulamaları hızla arttı ve yaygınlaştı. Ancak bugün gelinen noktada mevcut durumun bile patronları yeterince tatmin etmediği anlaşılıyor.

Esnek çalışma biçimlerinden en yaygını olan kısmi süreli çalışma ile daha fazla kişinin istihdam edilmesi (İstihdamda görünmesi demek daha doğru) mümkünken, Türkiye’de tam zamanlı çalışanların zaten düşük olan ücret düzeylerinin esnek çalışma uygulamaları üzerinden daha da düşmesi, başta kıdem tazminatı olmak üzere, sosyal ve özlük hakların doğrudan hedef haline gelmesi kaçınılmaz.

Bugünden geriye doğru baktığımızda Türkiye’de istihdamın yapısı geçtiğimiz 22 yıl içinde tümüyle sermayenin istekleri doğrultusunda yeniden biçimlendirildi. Önce fiili uygulamalar başlatıldı, yasal düzenlemeler arkasından geldi. İktidar bu taktikle istihdam alanına yönelik herhangi bir yasal düzenlemeyi gündeme getirdiğinde, konunun muhatapları, bir süredir getirilmek istenen yasal değişiklikleri zaten fiili olarak yaşamış olduklarından, kendilerinden beklenen tepkileri vermekte geciktiler. Bugün de benzer bir durumla karşı karşıyayız.

Sendikalar tarafından savunulması gereken, çalışma sürelerinin işçilerin ücret ve sosyal haklarında herhangi bir kısıtlamaya gidilmeden azaltılması olmalıdır. Çalışma saatlerinin azaltılması işçilerin daha esnek ve güvencesiz istihdam edilmesini değil, çalışma ve yaşama koşullarını iyileştirmeyi hedeflemelidir. Sendikalar açısından çalışma sürelerinin kısaltılması konusu bu temelde ele alındığında daha anlamlı olacaktır.

QOSHE - Esnek çalışma yeniden gündemde - Erkan Aydoğanoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Esnek çalışma yeniden gündemde

7 6
22.02.2024

İktidar, esneklik ve güvencesizlik temelinde yeni bir esnek çalışma rejimi oluşturmak için “Çalışma yasalarının birleştirilmesi” adı altında yasal hazırlıklar yapıyor. Konuyla ilgili olarak basına ‘Servis edilen’ bilgiler, cumhuriyet tarihinin en işçi düşmanı iktidarının ‘çalışan odaklı’ tek bir yasa hazırlayarak çalışma saatlerinin 40 saate, hatta 35 saate düşürüleceği iddia ediliyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın, konuyla ilgili olarak çalışma yasalarını “Değişen iş gücü piyasası koşullarına ve yeni nesil esnek çalışma şekillerine daha uyumlu hale getirmek” yönündeki açıklaması asıl niyetin ne olduğunu açıkça gösteriyor. Bunun için özellikle uzaktan çalışma, kısmi çalışma ve geçici süreli çalışma gibi esnek çalışma modellerinin mevzuatta daha ayrıntılı olarak düzenlenmesi sürpriz olmaz.

Esnek çalışma, emekçilerin çalışma süreleri, çalışma koşulları, ücretleri ve yaptıkları işin niteliği açısından o andaki ‘koşullar’ nasıl çalışılmasını gerektiriyorsa o koşullarda çalıştırılmasını ifade eden son derece tehlikeli bir kavram. Nitekim çalışma saatleri üzerinden yapılan tartışmaların büyük bölümü, çalışma sürelerinin........

© Evrensel


Get it on Google Play