31 Mart yerel seçimlerine 3 gün gibi kısa bir süre kaldı. İktidar ve muhalefet partileri açısından başından sonuna eşitsiz ve adaletsiz koşullarda yürütülen seçim çalışmalarının halkın tercihleri üzerinde nasıl ve ne kadar belirleyici olacağını birkaç gün sonra hep birlikte göreceğiz.

Toplumun önemli bölümü açısından geleceğe yönelik en küçük olumlu beklentilerin bile ‘tek adam rejimi’ politikalarıyla birer birer yok edildiği koşullarda pazar günü sandıktan çıkacak sonuçlar, seçim sonrasında yaşanacak ekonomik ve siyasi gelişmeler açısından kuşkusuz önemli sonuçlar ortaya çıkaracak.

Erdoğan’ın seçim meydanlarında yılın ikinci yarısından itibaren enflasyonun düşeceği ve ekonominin dengeye oturacağı yönündeki temenni olmaktan öte gitmeyen sözleri, mutlu bir azınlık dışında kimseye inandırıcı gelmiyor. Yerel seçim sonrasında, zamlar ve vergi artışları başta olmak üzere, ekonomide yaşanması beklenen gelişmeler konusunda hemen herkes benzer düşüncelere sahip.

Yapılan kamuoyu araştırmaları halkın yüzde 85’i gibi yüksek oranda enflasyon ve hayat pahalılığından şikayet ettiğini, en büyük korkuların başında ise yüksek borçluluk oranlarından kaynaklı olarak işsizlik geldiğini gösteriyor. Halkın önemli bir bölümü seçim sonrasında yaşanacaklar konusunda oldukça karamsar durumda.

Uzun süredir ülke gündeminin ilk sırasında bulunan ekonomik sorunlar ve yerel seçimler sonrasında uygulanması beklenen ‘kemer sıkma’ politikalarının, normal koşullarda seçmenlerin oy tercihlerini ve partilerin alacakları oy oranlarını önemli oranda etkilemesi beklenir. Ancak giderek ağırlaşan ekonomik sorunlara, halkın içine düşürüldüğü kredi ve borç batağına, artan enflasyon ve hayat pahalılığına rağmen, bu durumun yerel seçim sonuçlarına etkisinin ne kadar olacağının hâlâ belirsizliğini koruması dikkat çekici.

Ekonomik sorunların günlük yaşamında yarattığı ağır sorunlar, işçiler ve emekliler başta olmak üzere geniş halk kesimlerinin hayat pahalılığına yönelik tepkilerini bir türlü engelleyemiyor. Bugüne kadar her seçimde işe yarayan ve halkı siyasal olarak kutuplaştırmayı ve ayrıştırmayı hedef alan ezber söylemlerin etkisi ise son derece sınırlı. Devletin bütün olanaklarının ve bakanların iktidarın adayları için seferber edilmesi, yazılı ve görsel medyanın büyük bir bölümünde iktidar adaylarının seçimi kazanması için reklamlar yapılmasına rağmen, sandıktan çıkacak olası sonuçlar en çok Erdoğan ve partisini endişelendiriyor.

14 Mayıs genel seçimleri öncesinde yoğun seçim propagandasının etkisiyle hareket eden ve tek adam rejimine nefes alma fırsatı verenlerin önemli bir bölümü bugün ciddi bir hayal kırıklığı içinde. Nitekim genel seçimler sonrasında ‘Uçuşa geçecek’ denilen ekonomi ciddi anlamda irtifa kaybetmeye devam ediyor. Çarşıda pazarda daha önce görülmemiş büyüklükte yangın var. 31 Mart seçimleri sonrasındaki birkaç ay içinde resmi enflasyonun yüzde 80’lerin üzerine çıkması, yıl sonuna kadar işsiz sayısında son yılların en hızlı artışının yaşanması kuvvetle muhtemel.

Geçmişte şu ya da bu nedenle iktidar partisini destekleyen çok sayıda yoksul emekçi, yıllardır çeşitli nedenlerle oy verdikleri partilerin kimlerin çıkarlarını koruduğunu, yaşadığı ağır ekonomik sorunlara kalıcı çözümler üretmeyenlerin gerçek yüzünü daha net görmeye başladı. Ülkenin ve halkın içinde bulunduğu koşulların asıl sorumlusunun kimler olduğu, doğrudan iktidar eliyle yaratılan ve derinleştirilen ekonomik sorunların milyonlarca emekçinin günlük yaşamını nasıl etkilediği konusunda görünen köy kılavuz istemiyor.

QOSHE - Görünen köy - Erkan Aydoğanoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Görünen köy

10 3
28.03.2024

31 Mart yerel seçimlerine 3 gün gibi kısa bir süre kaldı. İktidar ve muhalefet partileri açısından başından sonuna eşitsiz ve adaletsiz koşullarda yürütülen seçim çalışmalarının halkın tercihleri üzerinde nasıl ve ne kadar belirleyici olacağını birkaç gün sonra hep birlikte göreceğiz.

Toplumun önemli bölümü açısından geleceğe yönelik en küçük olumlu beklentilerin bile ‘tek adam rejimi’ politikalarıyla birer birer yok edildiği koşullarda pazar günü sandıktan çıkacak sonuçlar, seçim sonrasında yaşanacak ekonomik ve siyasi gelişmeler açısından kuşkusuz önemli sonuçlar ortaya çıkaracak.

Erdoğan’ın seçim meydanlarında yılın ikinci yarısından itibaren enflasyonun düşeceği ve ekonominin dengeye oturacağı yönündeki temenni olmaktan öte gitmeyen sözleri, mutlu bir azınlık dışında kimseye inandırıcı gelmiyor. Yerel seçim sonrasında, zamlar ve vergi artışları başta olmak üzere, ekonomide yaşanması beklenen gelişmeler konusunda hemen herkes benzer düşüncelere sahip.

Yapılan kamuoyu araştırmaları halkın yüzde 85’i gibi yüksek oranda enflasyon ve hayat pahalılığından şikayet ettiğini, en büyük korkuların başında ise yüksek borçluluk oranlarından kaynaklı........

© Evrensel


Get it on Google Play