Hiç şüphesiz geçtiğimiz haftalara damgasını vuran haberlerden biri İngiltere’nin eski sömürgesi Guyana’daki askeri manevralara katılması için HMS Trent savaş gemisini bölgeye yollaması olmuştu. Karayipler’de uyuşturucu ile mücadele görevinde bulunan savaş gemisinin Guyana’ya hareketi ile Brezilya’nın da Venezuela sınırına askeri yığınak yapması, 1982’deki Malvinas Savaşı’ndan bu yana bölgedeki ilk uluslararası ölçekte çatışmanın yaşanıp yaşanmayacağı sorusunu da beraberinde getirmişti. Bununla birlikte, her ne kadar Venezuela hükümeti referandum sonrasında Esequibo bölgesini resmi haritalarına bile dahil etmiş olsa da, bir yandan da ABD ile ilişkilerdeki sınırlı ilerleme sonucunda elde edilen anlaşmanın gereklerini yerine getirmeye devam ediyor. Bir başka deyişle, savaş tamtamları çalarken ve ‘emperyalizm karşıtı’ söylem daha da sertleşirken, ekonomik sorunların çizdiği sınırlar ayakları yere basan ve daha gerçekçi politikaların uygulanmasını zorunlu kılıyor.

Bu bağlamda, Venezuela, geçtiğimiz günlerde hapishanelerde terörizm suçlamaları altında bulunan ve bazıları 16 yıla kadar hüküm giymiş olan 20 siyasi suçluyu serbest bıraktı. Bu durum geçtiğimiz senenin ekim ayından beri süregelen karşılıklı adımların son halkasını oluşturuyor. Ekim ayında ABD yönetimi Venezuela’ya uyguladığı yaptırımları sınırlı bir biçimde de olsa kaldırmıştı. Altın, petrol ve doğal gaz üretiminde 6 ay süre ile kaldırılan yaptırımlar Venezuela’nın muhalefet ile görüşmelerinin devamına ve 2024’te yapılacak olan genel seçimlerin güvenliğine yönelik tutumu ile birlikte değerlendirilmesi koşuluna bağlanmıştı. ABD Hazine Bakanlığı, bu yaptırımların kaldırılması ile birlikte Venezuela’nın en çok ihtiyaç duyduğu şey olan uluslararası para akışını serbest bırakmakta ve ülkeye yeni yatırımların yapılmasına yönelik yasakları da kaldırmakta. Böylece ülkede özellikle petrol ve gaz sektörlerinde faaliyet göstermekte olan Avrupalı ulus aşırı şirketlerin eli de önemli ölçüde rahatlamış bulunurken, Venezuela da ülkeye nakit girişini sağlayarak büyük ölçüde dışa bağımlı olduğu ekonomisini tekrar döndürebilir hale geliyor. Venezuela’nın devlet petrol şirketi PDVSA’nın satışa çıkardığı tahvillerin ABD’li yatırımcılar tarafından alınmasına yönelik yasakların kaldırılması da bu gibi kamu şirketlerinin içinde bulunduğu nakit sıkıntısına çözüm sağlamış oluyor.

ABD’nin yaptırımları kaldırmasına cevaben Maduro ilk aşamada aralarında gazeteci ve siyasetçilerin de bulunduğu beş kişiyi serbest bırakmıştı. Daha sonra ABD’nin diyalog süreci için sine qua non kabul ettiği ABD’li 10 tuttuklu Venezuela tarafından serbest bırakılması adımı gerçekleşmişti. Buna karşılık olarak ise ABD, Maduro’nun özel kasası olduğu iddia edilen İş İnsanı Alex Saab’ı aralık ayı sonu hapishaneden çıkarmıştı. Saab, Cape Verde’den üzerindeki para aklama, organize suç örgütü kurma, hayali ticaret yapma ve yolsuzluk iddiaları üzerine ABD’ye sınır dışı edilmiş ve o günden bu yana da Florida’da hapis konumunda bulunmaktaydı. Venezuela’da bir kahraman gibi karşılanan Saab’ın ülkeye geri dönmesi ile birlikte Venezuela’da tutuklu konumda bulunan son 6 ABD vatandaşı da serbest bırakılarak ABD’ye geri döndüler. Böylece artık Venezuela hapishanelerinde tutuklu konumunda bulunan ABD vatandaşı kalmamış oluyor.

Her ne kadar Venezuela söylem olarak sertleşmekte olsa da, komşu Guayana ile bulunan tarihsel sorunları öne çıkararak savaş moduna girmiş gözükse de, ülkenin ABD ile olan sınırlı ilişkilere ve yaptırımların kaldırılmasına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğu kesin. Bununla birlikte bu sürecin geleceği de muhalefet ile olan diyaloğun devamına bağlı durumda. İplerin 2024 seçimlerine doğru kopup kopmayacağını ise zaman gösterecek.

QOSHE - Gelgitler arasında ABD-Venezuela ilişkileri - Ertan Erol
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Gelgitler arasında ABD-Venezuela ilişkileri

9 1
08.01.2024

Hiç şüphesiz geçtiğimiz haftalara damgasını vuran haberlerden biri İngiltere’nin eski sömürgesi Guyana’daki askeri manevralara katılması için HMS Trent savaş gemisini bölgeye yollaması olmuştu. Karayipler’de uyuşturucu ile mücadele görevinde bulunan savaş gemisinin Guyana’ya hareketi ile Brezilya’nın da Venezuela sınırına askeri yığınak yapması, 1982’deki Malvinas Savaşı’ndan bu yana bölgedeki ilk uluslararası ölçekte çatışmanın yaşanıp yaşanmayacağı sorusunu da beraberinde getirmişti. Bununla birlikte, her ne kadar Venezuela hükümeti referandum sonrasında Esequibo bölgesini resmi haritalarına bile dahil etmiş olsa da, bir yandan da ABD ile ilişkilerdeki sınırlı ilerleme sonucunda elde edilen anlaşmanın gereklerini yerine getirmeye devam ediyor. Bir başka deyişle, savaş tamtamları çalarken ve ‘emperyalizm karşıtı’ söylem daha da sertleşirken, ekonomik sorunların çizdiği sınırlar ayakları yere basan ve daha gerçekçi politikaların uygulanmasını zorunlu kılıyor.

Bu bağlamda, Venezuela, geçtiğimiz günlerde hapishanelerde terörizm suçlamaları altında bulunan ve bazıları 16 yıla kadar hüküm giymiş olan 20 siyasi suçluyu serbest bıraktı. Bu durum geçtiğimiz senenin ekim ayından beri süregelen karşılıklı adımların son halkasını........

© Evrensel


Get it on Google Play