Venezuela ve Guyana arasında geçtiğimiz hafta yaşanan bazı olaylar doğal olarak Venezuela’nın komşu ülkeye yönelik askeri bir harekata girişip girişmediği sorularını da beraberinde getirdi. İki ülke arasında yaklaşık 200 yılı aşkın bir geçmişe sahip bir sınır anlaşmazlığı bulunuyor ve bugün Venezuela’da aslında iç siyasetle de yakından ilgili bir ortamda bu anlaşmazlık tekrar alevlenmiş durumda. Hiç şüphesiz, uluslararası konjonktür de birçok coğrafyada sessiz sedasız eski defterlerin açılmasına olanak sağlıyor.

Venezuela ve Guyana arasındaki mevcut anlaşmazlığa yola açan Esequibo bölgesi, Venezuela’nın doğusundaki mevcut sınırı ile bugün Guyana’nın kontrolünde bulunan Esequibo nehrine kadar uzanan yaklaşık 160 bin kilometrekarelik bir alana yayılan, altın ve petrol kaynakları gibi zengin doğal kaynaklara sahip ve yağmur ormanları ile kaplı bir bölgeye tekabül ediyor.

Bilindiği üzere Amerika kıtasının İspanya ve Portekiz arasında paylaşımını sağlayan mekanizma 1494 yılında imzalanan Tordesillas Anlaşması ile belirlenmişti. Ancak bu anlaşmanın Hollanda ve İngiltere gibi Papalık otoritesini tanımayan ülkeler açısından 17. yüzyılda bir geçerliliğinin olmaması, bu ülkelerin Guyana bölgesinde yerleşim yerleri oluşturmasında bir engel görmemeleri anlamına gelmekteydi. Hollanda’nın ‘Batı Hindistan’daki varlığı 1648 Vestfalya Anlaşması ile İspanya tarafından kabul edilse de bu varlığın sınırları kesin bir biçimde belirlenmeyecekti. Hollanda’nın bu bölgedeki topraklarının bir bölümünü 1814’te İngiltere’ye bırakması ile sorun artık bağımsızlığını yeni kazanan Venezuela ile İngiltere arasındaki bir sorun haline dönüşecekti. 19. yüzyıl boyunca İngiltere kendi kontrolü altındaki Guyana’nın sınırlarını Orinoco nehrinin bittiği deltaya kadar uzatırken, Venezuela 1810 yılına ait haritalarla bu sınırın Esequibo nehrinde bittiği argümanını savunacaktı. 1899’da Paris’te İngiltere ve Venezuela’yı temsilen ABD’nin başvurduğu tahkim anlaşması ile mevcut Venezuela-Guyana sınırı tesis edilirken, Venezuela bu kararı tanımamış, 1966’da Birleşmiş Milletler aracılığı ile varılan Cenevre Anlaşmasına göre de 1899’da alınan bu kararın geçersizliği tescil edilmişti. 1966’dan bugüne kadar Venezuela ve Guyana arasındaki sınır anlaşmazlığı çözüm bulunması için BM Genel Sekreterinin uhdesinde bulunurken, 2018’de bu anlaşmazlık BM Genel Sekreterliği tarafından, Venezuela’nın 1980’lerde savunduğu gibi, Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanına aktarılmıştı.

Bu anlaşmazlığın tekrar gündeme gelmesi ise Başkan Nicolás Maduro’nun ve rejiminin 2024 başkanlık seçimlerine giderken yaşadığı sıkışmışlık ile yakından ilgili. Ülkedeki ekonomik durum açısından, ABD’nin uyguladığı yaptırımların bir kısmını geçici olarak kaldırması hayati bir öneme sahip. Ancak ABD’nin bu yaptırımları kaldırması Maduro rejiminin muhalefet ile başlattığı diyaloğu sürdürmesi ve ekim ayı içerisinde Barbados’ta ulaşılan kararların uygulanarak 2024 yılının ikinci yarısında serbest bir ortamda başkanlık seçimlerinin gerçekleştirilmesi şartına bağlı.

Venezuela hükümeti ise seçimlere katılımda siyasi yasak silahının uygulanmayacağını kabul etse de gerçekler bundan biraz daha karmaşık bir tabloya tekabül ediyor. Muhalefetin geçtiğimiz hafta kendi düzenlediği ulusal oylamada yüzde 92 ile kendi birleşik adayı olarak seçtiği muhafazakar siyasetçi María Corina Machado da siyasi yasaklı durumda bulunuyor ve bu sebeple Anayasa Mahkemesine başvurması gerekiyor, ki bunun aslında Machado’nun siyasi yasağının seçimlere kadar kaldırılmayacağı anlamına geldiği üzerine birçok kişi hemfikir durumda.

Tam da böyle bir iç siyasi panoramada Maduro rejimi Esequibo meselesini tekrar alevlendirerek en azından kendi chavist tabanını mobilize etmeye çalışıyor. Venezuela, tüm ülkede bölgenin bir eyalet olarak ilhak edilmesinin de sorular arasında bulunduğu bir referanduma giderken, referandumun sonucuna göre ülkede bir olağanüstü hal rejiminin uygulanması bile ihtimaller arasında. Hiç şüphesiz Venezuela, kendi sınırlarında ABD, İngiltere ve Brezilya’yı karşısına alacak silahlı bir mücadeleye kolay kolay atılacak bir durumda değil. Guyana yakın zamanda keşfedilen devasa petrol rezervlerinin çıkarılması için 2015’ten bu yana birçok Batılı ulus aşırı şirkete imtiyazlar dağıttı bile. Bu haliyle Maduro rejiminin bu sınır anlaşmazlığını 2024 seçimlerini atlatmak ya da kendi usulüne göre gerçekleştirmek için bir araç olarak kullandığını tahmin etmek de zor değil.

Bu hamlenin Maduro’yu ne kadar daha iktidarda tutmaya yardımcı olacağını ise tarih gösterecek.

QOSHE - Maduro’nun Guyana seferi - Ertan Erol
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Maduro’nun Guyana seferi

13 1
04.12.2023

Venezuela ve Guyana arasında geçtiğimiz hafta yaşanan bazı olaylar doğal olarak Venezuela’nın komşu ülkeye yönelik askeri bir harekata girişip girişmediği sorularını da beraberinde getirdi. İki ülke arasında yaklaşık 200 yılı aşkın bir geçmişe sahip bir sınır anlaşmazlığı bulunuyor ve bugün Venezuela’da aslında iç siyasetle de yakından ilgili bir ortamda bu anlaşmazlık tekrar alevlenmiş durumda. Hiç şüphesiz, uluslararası konjonktür de birçok coğrafyada sessiz sedasız eski defterlerin açılmasına olanak sağlıyor.

Venezuela ve Guyana arasındaki mevcut anlaşmazlığa yola açan Esequibo bölgesi, Venezuela’nın doğusundaki mevcut sınırı ile bugün Guyana’nın kontrolünde bulunan Esequibo nehrine kadar uzanan yaklaşık 160 bin kilometrekarelik bir alana yayılan, altın ve petrol kaynakları gibi zengin doğal kaynaklara sahip ve yağmur ormanları ile kaplı bir bölgeye tekabül ediyor.

Bilindiği üzere Amerika kıtasının İspanya ve Portekiz arasında paylaşımını sağlayan mekanizma 1494 yılında imzalanan Tordesillas Anlaşması ile belirlenmişti. Ancak bu anlaşmanın Hollanda ve İngiltere gibi Papalık otoritesini tanımayan ülkeler açısından 17. yüzyılda bir geçerliliğinin olmaması, bu ülkelerin Guyana bölgesinde yerleşim yerleri oluşturmasında bir engel görmemeleri anlamına gelmekteydi. Hollanda’nın ‘Batı Hindistan’daki varlığı 1648 Vestfalya Anlaşması ile İspanya tarafından kabul edilse de bu varlığın sınırları kesin bir biçimde belirlenmeyecekti. Hollanda’nın bu bölgedeki topraklarının bir bölümünü 1814’te........

© Evrensel


Get it on Google Play