Spor, insanların fiziksel ve zihinsel gelişimlerini sağlayan, rekabete dayalı, kendine özgü kuralları bulunan, temel öğretisinin etik mücadele olduğu ve tüm katılımcılarının adaletle yönetildiği bir aktivitedir. Sütlaç ise bildiğiniz gibi süt, şeker, nişasta ve haşlanmış pirinçten yapılan bir tatlı çeşididir. Sporu yönetmek ile sütlaç yapmak çok farklı şeylerdir. Eğer sadece sütlaç yapabilecek beceriye sahipseniz oturup evinizde sütlaç yapmalı, spor federasyonu yönetmeye hele de satranç federasyonunu yönetmeye çalışmamalısınız. Satranç, ev hanımlarının ek iş yapma kapısı değildir. Yapmaya kalktığınızda neler olabileceğini çok merak ediyorsanız Türkiye Satranç Federasyonunun 23 yıldır devam eden skandalına bakmanız yeterli olacaktır.

Evet, “Ne saçmalıyor bu adam” diye düşünüyorsunuz muhtemelen. Ama inanın şimdi anlatacağım olayı başka şekilde izah etmek pek mümkün değil. Gelin şimdi biraz geriye gidelim. 2000 yılında üstadımız Fatih Atakişi, Avrupa Yazışmalı Satranç Şampiyonu oldu ve o gün bugündür yazışmalı satrançta böyle bir başarı maalesef elde edilemedi.

(Yazışmalı satranç, oyuncuların coğrafi olarak uzak oldukları için aynı tahta üzerinde karşı karşıya gelmedikleri bir satranç çeşidi. Hamlelerini posta, e-posta veya satranç sunucusu ile iletirler. ICCF yani Uluslararası Yazışmalı Satranç Federasyonu ve unvanları, FIDE yani Uluslararası Satranç Federasyonu tarafından kabul edilmektedir. FIDE’nin bağlı olduğu Türkiye Satranç Federasyonu da ICCF üyesidir ve Yazışmalı Satranç Kurulu bulunmaktadır)

Şimdi gelelim, neden sütlaç federasyonu dediğime; FM Fatih Atakişi’nin beyanına göre, Avrupa Şampiyonu olduktan sonra dönemin Federasyon Başkanı Kahraman Olgaç başkanlığında toplanan yönetim kurulu, unvanının tescili ve ödüllendirilmesi konusunda karar alıyor ancak ödül verilmiyor. Bir yıl sonra yönetim değişiyor ve Başkanlığa Ali Nihat Yazıcı geliyor. Ali Nihat Yazıcı ve şimdiki başkan Gülkız Tulay’ın da içinde olduğu yönetim kurulu yine unvanın tescili ve ödüllendirilmesi ile ilgili bir karar alıyor. Ve iki yönetimin aldığı bu kararlar karar defterine yazılıyor ancak ödül verilmeyince Fatih Atakişi İdare mahkemesine başvuruyor. Federasyon yönetimi savunmasında kendi almış olduğu karara rağmen yazışmalı satrancın kendilerine bağlı olmadığını ve sanal bir oyun olduğunu iddia ederek, mahkemede itiraz ediyor. Üstat davayı kaybediyor, avukatı karara itiraz etmiyor, o da ‘lanet olsun böyle adalete’ duygusuyla işin peşini bırakıyor. Günümüze dönelim, federasyonun iki farklı tarihte almış olduğu kararlara ulaşmak için Eylül ayında Cimer üzerinden bu kararları şahsen federasyondan talep ettim.

Gelen cevap şu şekildeydi; Kurum ve kuruluşların, kamuoyunu ilgilendirmeyen ve sadece kendi personeli ile kurum içi uygulamalarına ilişkin düzenlemeler hakkındaki bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkının kapsamı dışındadır.

Buradan anladığımız şu; Avrupa Şampiyonu olmuş biri hakkında federasyonun aldığı kararlar kamuoyunu ilgilendirmiyormuş. Kamu kuruluşu olan satranç federasyonu aldığı kararları kamudan gizlemeye çalışıyor iyi mi?! “Devlet sırrı mı bu, böyle saçmalık mı olur?” diyorsun sevgili okur, deme. Çünkü üstadı arayıp, “Fatih abi beni ilgilendirmiyormuş, belki seni ilgilendiriyordur, rica etsem kararları sen ister misin?” dedim. Üstat beni kırmayarak kendisi hakkında alınan iki kararı Ekim ayında federasyondan talep etti. Cevabı buraya yazmama gerek yok, çünkü bana gönderilen cevabın aynısını kopyala yapıştır yöntemiyle Fatih abiye göndermişler. Yani diyorlar ki, “Biz senin Avrupa şampiyonluğunun ödülü ve tescili hakkında iki defa karar aldık ama bu seni ilgilendirmiyor.” Yazımın başlığını bir kompozisyon konusu olarak öğrencilere versek, eminim hiçbirinin aklına bu akıl tutulmasını uydurmak gelmezdi ama ülke satrancını yöneten Gülkız Tulay ve ekibinin aklına gelmiş işte… Satrancı sevdiğini iddia eden hukukçuları buraya alalım, lütfen…

QOSHE - Sütlaç federasyonu - Evrensel Bilgin
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Sütlaç federasyonu

11 8
04.11.2023

Spor, insanların fiziksel ve zihinsel gelişimlerini sağlayan, rekabete dayalı, kendine özgü kuralları bulunan, temel öğretisinin etik mücadele olduğu ve tüm katılımcılarının adaletle yönetildiği bir aktivitedir. Sütlaç ise bildiğiniz gibi süt, şeker, nişasta ve haşlanmış pirinçten yapılan bir tatlı çeşididir. Sporu yönetmek ile sütlaç yapmak çok farklı şeylerdir. Eğer sadece sütlaç yapabilecek beceriye sahipseniz oturup evinizde sütlaç yapmalı, spor federasyonu yönetmeye hele de satranç federasyonunu yönetmeye çalışmamalısınız. Satranç, ev hanımlarının ek iş yapma kapısı değildir. Yapmaya kalktığınızda neler olabileceğini çok merak ediyorsanız Türkiye Satranç Federasyonunun 23 yıldır devam eden skandalına bakmanız yeterli olacaktır.

Evet, “Ne saçmalıyor bu adam” diye düşünüyorsunuz muhtemelen. Ama inanın şimdi anlatacağım olayı başka şekilde izah etmek pek mümkün değil. Gelin şimdi biraz geriye gidelim. 2000 yılında üstadımız Fatih Atakişi, Avrupa Yazışmalı Satranç Şampiyonu oldu ve o gün bugündür yazışmalı satrançta böyle bir başarı maalesef elde edilemedi.

(Yazışmalı satranç, oyuncuların coğrafi olarak uzak oldukları için aynı tahta üzerinde karşı karşıya gelmedikleri bir satranç çeşidi. Hamlelerini posta, e-posta veya satranç sunucusu ile iletirler. ICCF yani........

© Evrensel


Get it on Google Play