Evrensel gazetesi 29 yıla yakın süredir, yalnızca Türkiye’nin emekçilerinin seferber edilmiş olanaklarıyla çıkıyor. Arkasında hiçbir medya grubu, hiçbir tekel, şirket, market yok. Heybesinin gizli gözünde tek bir kamu ihalesi, devlet teşviği yok, heybesinin gizli gözü de yok. Tüp, cip, buzdolabı, konut ya da ciklet satışı gelirleriyle finanse edilmiyor. Sınırlı olanaklarla ama sınırsız bir gayretle hazırlanıp okuyucuya gidiyor ve yalnızca okurun sahiplenmesiyle ayakta kalıyor.

Bu durum, son iki yıldır iyiden iyiye böyle. Zira Basın İlan Kurumu, Evrensel gazetesinin yasal hakkı olan resmi ilan yayınlama yetkisini, keyfi denetim sonuçlarını bahane ederek kaldırdı ve iktidara yakın gazetelere gani gani dağıttığı ilan gelirini tamamen kesti. Buna yaptığımız itiraz hoyratça reddedildi. BİK ambargosunun ve buna yaptığımız itirazın reddedilmesine dair kararın politik nitelikte olduğunu biliyoruz. Okurlarımız da biliyor. Ve Evrensel’i doğal gelirlerinden mahrum ederek susturmaya, olağanüstü maddi zorluklar karşısında direnicini kırmaya, böylelikle hiç değilse zayıflatmaya, etkisini azaltmaya yönelik harekat, mevcut politik tabloyla benzer bir ömür sürecek gibi görünüyor.

Peki Evrensel kendisine yönelik bu harekat karşısında ne yapıyor? Geride kalan 29 yıla bakarak artık bir gelenek haline geldiğini söyleyebileceğimiz bir yolla, dirençle karşılık veriyor. İlan hakkımızın gasbedildiğinin kesinleştiği ve en azından öngörülemez bir süre boyunca bu maddi baskıya maruz kalacağımız ortaya çıktığı gün, küçülmeyi değil büyümeyi, geri çekilmeyi değil öne atılmayı, mırıldanmayı değil haykırmayı kararlaştırdık. Daha güçlü, daha etkili bir gazete için seferber olmaya karar verdik.

İskenderun’da yanan işçilerin damacana suyla söndürülmesini haber yapmamızın ardından bölgedeki fabrikalarda internet sunucuları Evrensel’e girilemeyecek şekilde ayarlanmıştı. Kamu işçilerinin ek zam ve insanca bir yaşam taleplerini güçlü şekilde duyurduğumuzda sendikal bürokrasi tarafından hedef gösterildik. Muhabirlerimiz, yazarlarımız, sorumlu yöneticilerimiz çeşitli nedenlerle yargılanıyor, sık sık adliye koridorlarında bir araya geliyoruz. Yani biliyoruz ki sermaye sınıfı, onun devleti ve her türden aygıtları ile karşı karşıyayız. Bu gözümüzü korkutmuyor, yüreğimizi genişletiyor. Halkın, emekçilerin desteğiyle bu engellerin tümünü aşabileceğimiz bilgisini pekiştiriyor.

Şairimiz Nâzım Hikmet, “Neşe kavganın musikisidir” diyordu. Fırtınayla boğuşan balıkçılar gibi türkü söylemeye başlıyoruz biz de. Yeni bir yayın planı ve yeni yazarlarla gücümüzü artırıyoruz. Bir kısmı zaten yazmaya başlamış olan yeni yazarlarımızı duyurmaya devam edeceğiz. Yayın planımızı Türkiye emekçilerinin sorunları, mücadele ve örgütlenme deneyimleriyle ilgili daha derinlikli, daha çok çalışılmış haber, röportaj ve analizlerle güçlendiriyoruz.

Ve tüm bunlarla birlikte bugün yeni bir kampanyayla çıkıyoruz okurlarımızın karşısına. Önümüze çıkarılan zorlukları güçlenerek aşmak için dayanışma çağrısında bulunuyoruz. Biz yeni bir yayın planı ve yeni yazarlarla gücümüzü artırıyoruz. Sesini duyurmaya çalıştığımız tüm kesimlerden dayanışmayı, bu mücadeleyi sahiplenmelerini istiyoruz.

“Emeğin sesi, gerçeğin habercisi” Evrensel’in bayi satışını ve abone sayısını artırmak, e-gazete aboneliklerini çoğaltmak için sesimizi daha çok mecrada ve daha yaygın duyurmak için her zaman olduğu gibi okurlarımızın, yazarlarımızın, tüm emekçilerin desteğine güveniyoruz.

Yine Nâzım Hikmet, bundan yaklaşık 100 yıl önce “İsyanı dinleyiniz yanardağın ağzından” diye yazıyordu. Yanardağın ağzında, “Boğazından / güneşleri / kırmızı balonlar gibi fırlatan” bir coşkuda buluşmaya çağırıyoruz dostlarımızı.

QOSHE - Evrensel’le dayanışmaya çağrı - Hakkı Özdal
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Evrensel’le dayanışmaya çağrı

23 72
02.03.2024

Evrensel gazetesi 29 yıla yakın süredir, yalnızca Türkiye’nin emekçilerinin seferber edilmiş olanaklarıyla çıkıyor. Arkasında hiçbir medya grubu, hiçbir tekel, şirket, market yok. Heybesinin gizli gözünde tek bir kamu ihalesi, devlet teşviği yok, heybesinin gizli gözü de yok. Tüp, cip, buzdolabı, konut ya da ciklet satışı gelirleriyle finanse edilmiyor. Sınırlı olanaklarla ama sınırsız bir gayretle hazırlanıp okuyucuya gidiyor ve yalnızca okurun sahiplenmesiyle ayakta kalıyor.

Bu durum, son iki yıldır iyiden iyiye böyle. Zira Basın İlan Kurumu, Evrensel gazetesinin yasal hakkı olan resmi ilan yayınlama yetkisini, keyfi denetim sonuçlarını bahane ederek kaldırdı ve iktidara yakın gazetelere gani gani dağıttığı ilan gelirini tamamen kesti. Buna yaptığımız itiraz hoyratça reddedildi. BİK ambargosunun ve buna yaptığımız itirazın reddedilmesine dair kararın politik nitelikte olduğunu biliyoruz. Okurlarımız da biliyor. Ve Evrensel’i doğal gelirlerinden mahrum ederek susturmaya, olağanüstü maddi zorluklar karşısında direnicini kırmaya, böylelikle hiç değilse zayıflatmaya, etkisini azaltmaya yönelik harekat, mevcut politik tabloyla benzer bir ömür sürecek gibi görünüyor.

Peki Evrensel kendisine yönelik bu harekat karşısında ne yapıyor? Geride kalan 29........

© Evrensel


Get it on Google Play