Irak’taki İran destekli gruplar Irak-Suriye-Ürdün sınırının kesiştiği bölgedeki Kule 22 adlı ABD üssünü vurdu. ABD tarafından yapılan açıklamaya göre saldırıda 3 Amerikan askeri öldü.

Stratejik açıdan önemli bir konumda bulunan Kule 22 Suriye’deki ABD askerleri için oldukça önemli bir lojistik merkezi. 350 ABD askerinin bulunduğu üs, Suriye toprakları içindeki El Tenef Üssüne yakın olduğu için iki üs arasındaki trafik de oldukça yoğun.

Saldırının ardından yükselen tansiyonla birlikte gözler ABD’ye çevrildi. ABD saldırıya cevap verecek mi? Verecekse hedefi ve kapsamı ne olacak? Bu cevap bölgede zaten yükselmekte olan gerilimi nasıl etkileyecek?

Amerikan cephesinden gelen açıklamalara bakılırsa Amerikalılar tansiyonu iyice yükseltmek istemiyor ama Kule 22’ye yönelik saldırıya bir cevap vereceklerini de söylüyorlar. Bu gelişmelere ve açıklamalara göre Biden yönetiminin önünde dört seçenek varmış gibi görünüyor.

İlk seçenek ABD’nin doğrudan İran’ı hedef alması ki, ABD’de Biden yönetimini İran’ı vurması için sıkıştırmaya çalışan sesler de yükseliyor. Bu cenah, bölgede ABD üslerine yönelik bir süredir devam eden saldırılar her ne kadar Irak veya Suriye’deki silahlı gruplar tarafından yapılıyor olsa da bu grupların arkasında İran’ın olduğunu söylüyor. Ancak diğer taraftan İran dünya petrol ve doğal gazının yaklaşık yüzde 20’sinin geçtiği Hürmüz Boğazı gibi önemli bir kozu elinde tutuyor. İran’ın sadece Hürmüz Boğazı’nı kapatması dünya enerji piyasalarını altüst edebilir ve bu durum seçim arifesindeki Biden yönetimini oldukça zor bir duruma düşürür.

Bu nedenle, Biden yönetiminin İran’ı vurmak gibi bir seçeneğe sıcak bakmadığı söylenebilir. Nitekim hem Kule 22’ye yönelik saldırıdan sonra ABD’den gelen ilk açıklamalar bölgesel bir savaşı tetiklemek niyetinde olmadıkları yönünde.

Mesela, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Sözcüsü John Kirby, “İran ile bir savaş arayışında değiliz. Bizim istediğimiz istikrarlı, güvenli ve müreffeh bir Ortadoğu ve bölgedeki saldırıların durmasını istiyoruz” dedi. Keza Dışişleri Bakanı Antony Blinken da “Her türlü saldırganlığa kararlılıkla yanıt vereceğiz ve askerlerimize saldıranları sorumlu tutacağız. Bunu bizim seçtiğimiz zamanda ve yerde yapacağız. Yanıtımız kademeli olacak” diye konuştuğu açıklamasında Biden yönetiminin önündeki diğer seçenekleri işaret etti.

Biden yönetiminin önündeki ikinci seçenek İran açısından önemli noktaları ve isimleri vurmak. Birkaç yıl önce Irak’ta İran Devrim Muhafızları’nın en önemli isimlerinden Kasım Süleymani ABD tarafından Bağdat’ta vurulmuştu. Keza, İran Devrim Muhafızları’nın önemli isimlerine ve komutanlarına yönelik Irak ve Suriye topraklarında saldırılar devam ediyor ancak bu saldırıların İsrail tarafından mı yapıldığı yoksa arkasında ABD’nin mi olduğu hâlâ belirsiz.

Üçüncü seçenek Irak ve Suriye’de İran tarafından desteklenen grupların vurulması ki, ABD’nin bu grupların üslerini, silah depolarını ve eğitim alanlarını vurması muhtemel. Aslında 7 Ekim’de HAMAS’ın İsrail’e saldırısının ardından ABD’nin İsrail’e sınırsız desteğine tepki olarak ABD üslerini hedef alan gruplardan biri zaten ABD tarafından vurulmuş ve grubun lideri öldürülmüştü.

Ayrıca Kule 22’ye yönelik saldırının ardından gerek Bağdat yönetiminin tepkileri ve gerekse bölgede tansiyonun iyice yükselmesi gibi sebeplerle Irak Hizbullah’ı bir açıklama yaptı. Örgüt, Irak ve Suriye’deki ABD üslerine yönelik saldırılarını durdurduklarını duyurdu.

Ancak şunu da unutmamak gerekiyor ki, Irak’ta daha yoğun olmak üzere Irak ve Suriye’de çok sayıda İran’a yakın silahlı grup bulunuyor. Bu gruplar İran’dan destek alıyorlar ancak her türlü eylemlerine büyük ölçüde kendileri karar veriyorlar. Dolayısıyla, Irak Hizbullah’ının kararına katılmayan grupların öne çıkması ABD üslerine yönelik saldırılara devam etmesi mümkün.

Biden’ın önündeki dördüncü seçenek ise ABD’nin bu saldırılara karşı tamamen sessiz kalması ki, bu ihtimal de İran’ın vurulması kadar zayıf bir ihtimal.

Görünen o ki, Biden yönetiminin önündeki en güçlü seçenek Irak ve Suriye topraklarındaki önemli İranlı isimlerin-komutanların hedef alınması ve İran destekli grupların doğrudan ve dolaylı olarak vurulması, baskı altında tutulması.

Ancak taraflar yani İran ve ABD her ne kadar doğrudan bir savaştan kaçınıyor olsalar da aralarındaki mesafenin her bir isme, komutana, gruba yönelik saldırının ardından biraz daha daralacağı açık. Bu çerçevede İsrail-HAMAS gerilimi olarak tetiklenen ve dahil olan aktör ve taraf sayısı arttıkça iyice alevlenen bu sürecin daha da tehlikeli aşamalara girmesi muhtemel.

QOSHE - Biden'ın masasındaki 4 seçenek! - Hediye Levent
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Biden'ın masasındaki 4 seçenek!

27 29
01.02.2024

Irak’taki İran destekli gruplar Irak-Suriye-Ürdün sınırının kesiştiği bölgedeki Kule 22 adlı ABD üssünü vurdu. ABD tarafından yapılan açıklamaya göre saldırıda 3 Amerikan askeri öldü.

Stratejik açıdan önemli bir konumda bulunan Kule 22 Suriye’deki ABD askerleri için oldukça önemli bir lojistik merkezi. 350 ABD askerinin bulunduğu üs, Suriye toprakları içindeki El Tenef Üssüne yakın olduğu için iki üs arasındaki trafik de oldukça yoğun.

Saldırının ardından yükselen tansiyonla birlikte gözler ABD’ye çevrildi. ABD saldırıya cevap verecek mi? Verecekse hedefi ve kapsamı ne olacak? Bu cevap bölgede zaten yükselmekte olan gerilimi nasıl etkileyecek?

Amerikan cephesinden gelen açıklamalara bakılırsa Amerikalılar tansiyonu iyice yükseltmek istemiyor ama Kule 22’ye yönelik saldırıya bir cevap vereceklerini de söylüyorlar. Bu gelişmelere ve açıklamalara göre Biden yönetiminin önünde dört seçenek varmış gibi görünüyor.

İlk seçenek ABD’nin doğrudan İran’ı hedef alması ki, ABD’de Biden yönetimini İran’ı vurması için sıkıştırmaya çalışan sesler de yükseliyor. Bu cenah, bölgede ABD üslerine yönelik bir süredir devam eden saldırılar her ne kadar Irak veya Suriye’deki silahlı gruplar tarafından yapılıyor olsa da bu grupların arkasında İran’ın olduğunu söylüyor. Ancak diğer taraftan İran dünya petrol ve doğal gazının yaklaşık yüzde 20’sinin geçtiği Hürmüz Boğazı gibi önemli bir kozu elinde tutuyor. İran’ın sadece Hürmüz Boğazı’nı kapatması dünya enerji piyasalarını altüst edebilir ve bu durum seçim arifesindeki........

© Evrensel


Get it on Google Play