7 Ekim, bölgedeki gerilimi yeni bir aşamaya taşıyan ve birçok kez bölgesel savaş senaryolarını gündeme getiren bir eşik oldu. 8 Ekim’de İsrail ile Lübnan Hizbullah’ı arasında sınırda ve tarafların kontrol altında tutmaya çalıştığı çatışmalar başladı.

Yemen’deki Husiler olarak bildiğimiz Ensarullah hareketi ise dünya ticaretinin yüzde 15’inin geçtiği Kızıldeniz’deki kontrollerini kullanarak sürece dahil oldu. Ensarullah, “İsrail’e mal taşıyan ve İsrail ile bağlantılı gemileri” hedef alacağını duyurdu. Velhasıl 19 Kasım’dan beri 26 gemi Ensarullah’ın hedefi oldu. Bu saldırılarının ardından bazı uluslararası taşımacılık şirketleri Kızıldeniz’deki seferlerini durdurdu ve saldırı riskinden korkan gemiler yeni rotalar belirledi. Ancak tedarik süresini ve maliyetini artıran bu değişikliğin dünya tedarik zincirini olumsuz etkileyebileceği yorumları öne çıkmaya başladı.

ABD ve bölgeden sadece Bahreyn’in katıldığı müttefikleri Ensarullah’a karşı Refah Muhafızı Operasyonu başlattı. Kızıldeniz’deki seyrüseferin güvenliği hedefiyle oluşturulan bu devriye gemileri ile Ensarullah arasında roket ve SİHA saldırıları hâlâ devam ediyor.

Nihayet ABD ve İngiltere Ensarullah’ın Kızıldeniz devriyeleri ile durdurulamayacağını anlamış olacak ki, örgütün üslerine yönelik saldırılar yaptı. ABD cenahından gelen açıklamalara göre bu saldırılarda örgütün radar ve gözetleme kapasitesi ile SİHA ve füze alt yapısı hedef alındı. Saldırılarda Husilerin güçlü olduğu başkent Sana ve Hudeyde ile Taiz kentlerindeki askeri tesisler vuruldu.

Amerikalılar “Gerekirse yine vururuz” açıklamaları yaparken Husiler’in Lideri Abdulmelik El Husi “Bu saldırılar cezasız kalmayacak” dedi.

Bölge ülkelerine, özellikle Birleşik Arap Emirlikleri’ne ve Suudi Arabistan’a da Yemen karşıtı saldırılara katılmama çağrısı yapan Husilerin hedefinde bölgedeki ABD ve İngiliz üsleri var artık.

Tam da bu sebeple bir kere daha bölgesel bir savaş ihtimali gündeme gelmeye başladı. Husiler ve gelişmeleri izleyen bölge ülkeleri ABD saldırılarının bölge ülkelerindeki ABD üslerinden yapılıp yapılmadığını anlamaya çalışıyor. Ki, ABD’nin Yemen çevresindeki bütün ülkelerde küçüklü büyüklü üsleri, bu ülkelerin üslerini kullanmayı öngören anlaşmaları var.

Peki bundan sonra ne olacak?

Mevcut duruma bakılırsa; ABD’nin saldırılarında üs olarak kullandığı bölge ülkesi, Ensarullah’ın yeni hedefi olabilir. Ayrıca bölgedeki ABD ve İngiliz üslerinin örgüt tarafından meşru hedef sayılması, gerilimi iyice tırmandırabilir.

Bölgede bütün bunlar olurken Rusya, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyini acil toplantıya çağırdı. Uluslararası güçlerin devreye girmemesi halinde mevcut gerilimin yükselmesi oldukça muhtemel.

Peki Ensarullah ne istiyor? İran’ın emriyle mi hareket ediyor?

Husilerin/Ensarullah hareketinin 7 Ekim saldırısından sonra gündemimize girmesinin ardından muhtemelen en çok sorulan sorular bunlar.

Ensarullah’ın İsrail karşıtı çıkışının temel sebebi elbette Filistin meselesine ilişkin öğretileri ve bu meseleyi kutsal bir dava olarak görmesi. Ancak bunun dışında da Ensarullah’ın mevcut krizi bazı kazanımlarla avantaja çevirmeye çalıştığı söylenebilir. Ensarullah’ın bu bağlamda ilk hedefi Yemenli bir silahlı grup olmaktan çıkıp Hizbullah ya da Haşd-i Şaabi gibi bölgesel bir aktör olmak.

İkinci hedefi yanı başındaki ‘düşmanı’ Suudi Arabistan üzerinde baskı kuracak kozlarını olabildiğince güçlü kullanmak. Bu kozların başında elbette Suudi Arabistan ekonomisi ve petrol ticareti açısından çok önemli olan Kızıldeniz sahillerini kontrol etmek geliyor.

Bilindiği gibi Suudi Arabistan 2011 Arap Ayaklanması’nın ardından Yemen’deki duruma müdahale etmiş, Ensarullah karşıtı hareketleri desteklemişti. Ancak bu müdahale ile istediği sonuçları edinemeyen Suudi Arabistan Yemen’e doğrudan operasyon başlattı. Yemen’in Suudi Arabistan açısından bataklığa dönüşmesi ile birlikte Suudiler siyasi süreçlere ağırlık verdi ve ‘uluslararası meşruiyeti’ olan bir Yemen yönetimi kurdurdu. Merkezi Riyad’da olan bu ‘meşru’ hükümetin aksine Yemen’in büyük kısmının fiilen Ensarullah tarafından yönetildiği söylenebilir.

İşte Ensarullah hareketinin Suudi Arabistan ile pazarlıklar aşamasında ellerini güçlendirmek istediği açık.

Şunu da belirtmek gerekiyor ki, Ensarullah dahil bölgedeki İran destekli silahlı hareketler büyük ölçüde İran’ın bölgesel politikalarına paralel hareket ediyor. Ancak bu hareketlerin kendi ajandaları olduğunu ve bulundukları ülkelerdeki ekonomik-siyasi-askeri süreçleri göz önüne alarak hareket ettiklerini unutmamak gerekiyor.

Velhasıl Yemen Ensarullah hareketinin Kızıldeniz sahillerini kontrol etme girişimi ve ABD öncülüğündeki koalisyon saldırısı 7 Ekim’de başlayan sürecin yeni eşiklerinden biri olacak. Tansiyonun daha da yükselmesi ve Gazze’deki savaşın bölgenin bir kısmına sıçraması muhtemel.

QOSHE - Husiler bölgesel savaşı tetikler mi? - Hediye Levent
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Husiler bölgesel savaşı tetikler mi?

51 1
13.01.2024

7 Ekim, bölgedeki gerilimi yeni bir aşamaya taşıyan ve birçok kez bölgesel savaş senaryolarını gündeme getiren bir eşik oldu. 8 Ekim’de İsrail ile Lübnan Hizbullah’ı arasında sınırda ve tarafların kontrol altında tutmaya çalıştığı çatışmalar başladı.

Yemen’deki Husiler olarak bildiğimiz Ensarullah hareketi ise dünya ticaretinin yüzde 15’inin geçtiği Kızıldeniz’deki kontrollerini kullanarak sürece dahil oldu. Ensarullah, “İsrail’e mal taşıyan ve İsrail ile bağlantılı gemileri” hedef alacağını duyurdu. Velhasıl 19 Kasım’dan beri 26 gemi Ensarullah’ın hedefi oldu. Bu saldırılarının ardından bazı uluslararası taşımacılık şirketleri Kızıldeniz’deki seferlerini durdurdu ve saldırı riskinden korkan gemiler yeni rotalar belirledi. Ancak tedarik süresini ve maliyetini artıran bu değişikliğin dünya tedarik zincirini olumsuz etkileyebileceği yorumları öne çıkmaya başladı.

ABD ve bölgeden sadece Bahreyn’in katıldığı müttefikleri Ensarullah’a karşı Refah Muhafızı Operasyonu başlattı. Kızıldeniz’deki seyrüseferin güvenliği hedefiyle oluşturulan bu devriye gemileri ile Ensarullah arasında roket ve SİHA saldırıları hâlâ devam ediyor.

Nihayet ABD ve İngiltere Ensarullah’ın Kızıldeniz devriyeleri ile durdurulamayacağını anlamış olacak ki, örgütün üslerine yönelik saldırılar yaptı. ABD cenahından gelen açıklamalara göre bu saldırılarda örgütün radar ve gözetleme kapasitesi ile SİHA ve füze alt yapısı hedef alındı. Saldırılarda Husilerin güçlü olduğu başkent Sana ve Hudeyde ile Taiz kentlerindeki askeri tesisler vuruldu.

Amerikalılar “Gerekirse yine vururuz” açıklamaları yaparken........

© Evrensel


Get it on Google Play