Bölge ülkeleri Türkiye’deki yerel seçimleri yakından izledi. Şimdi de sonuçları ve gidişatı anlamaya çalışıyor. Bölge basınında Türkiye’deki seçimlere dair çok sayıda haber, analiz, tartışma programı yapıldı, yapılıyor.

Türkiye’yi yakından izleyen bölgeden uzmanların bir kısmı “Erdoğan kan kaybetti” diyor. Bu kesimin gözünü diktiği isim ise Ekrem İmamoğlu. “Muhalefet yükseliyor” diyenler Türkiye’nin 2028 seçimlerine bambaşka şartlarda gideceğini savunuyor. “Artık yabancıların muhatap olması gereken bir muhalefet var” görüşünü öne çıkaran bu kesime göre, Türkiye’de artık yatırımlardan dış politikaya her şeyi etkileyebilecek yeni dinamikler ortaya çıkabilir. Bu yeni dinamiklerin tetikleyeni ise, yerel seçimlerde yükselişe geçen muhalefetin yürüteceği politikalar olacak. Bu görüşteki uzmanlar, “Türkiye’de artık tek adamın kararı ile işlerin yürüdüğü dönem kapanıyor” yorumları yapıyor.

İkinci kesim ise temkinli ve biraz da şüpheci yaklaşıyor seçim sonuçlarına. “Erdoğan seçim sonuçlarını kabul etmeyecektir, muhalefeti baskı altına almaya çalışacaktır” diyen bu kesim açısından da muhalefetin yükselişi açık bir gerçek. Ancak Erdoğan’ın ve AKP iktidarının muhalefeti baskılamak için her şeyi yapabileceğini savunan uzmanlar Türkiye’nin 2028 seçimlerine daha karmaşık bir ortamda gidebileceğini savunuyor.

Bölge ülkeleri diğer taraftan seçim sonuçlarını etkileyen faktörleri de anlamaya çalışıyor. Türkiye ekonomisinin kötü gidişatını muhtemelen ilk kez idrak eden bölgeden uzmanların fikir birliğinde olduğu birkaç nokta var.

- Türkiye’de ekonomi iktidarı sarsabilecek kadar kötü. Bu nedenle Türkiye, bölge ülkeleri ile yakınlaşmaya çalışırken daha tavizkar olabilir.

- Türkiye içindeki muhalefeti baskılamak üzere kolları sıvayacak olan Erdoğan ve AKP hükümeti Irak ve Suriye başta olmak üzere dış politikaya değil iç politikaya odaklanacak.

- Türkiye’de muhalefetin yükselişi bir gerçek ve Erdoğan’ın sarsılmaz iktidarını sarstı. Bu nedenle bölge ülkelerinin Türkiye’deki muhalefetle ilişki kurmaya başlaması gerekiyor.

Velhasıl Türkiye bir kez daha bölge ülkelerinin kadrajına sadece dış politikadaki gelişmelerle değil, ülke olarak girmiş oldu. Türkiye’yi bundan sonraki süreçte yakından izleyecek olanlar elbette sadece bölgedeki yönetimler olmayacak.

2011 öncesini yani Arap Ayaklanması öncesi dönemdeki Türkiye’nin bölgedeki imajını hatırlamakta fayda var. Elbette ekonomisi şimdikine göre daha iyi olan Türkiye bölgede kadın hareketlerinden muhalif akımlara kadar birçok oluşumu etkiliyordu, merak ediliyordu, öğrenilmek istenen ülkeydi. Türk dizilerinin revaçta olmasını sağlayan şey de bu meraktı zaten.

Nihayetinde Türkiye bölge ülkelerindeki halklar için “Müslüman ama laikti, muhafazakar ama yüzü batıya dönük ülkeydi, doğulu değerleri olan ama parlamentosu olan, çarşı pazarı ve sokakları renk renk bir ülkeydi.” Kısacası Türkiye bölge ülkeleri ile birçok ortak değeri olmasına rağmen dönüşebilmiş, demokrasisi olan, basınıyla, kadın hareketleriyle özgür bir ülkeydi bölge ülkelerinin gözünde. Pasaportumuz değerliydi, dilimiz önemliydi ki bu nedenle insanlar akın akın Türkçe öğrenmeye çalışıyordu. Üniversiteleri dünyaya açılan, vatandaşlığı peynir-ekmek gibi dağıtılmayan ülkeydi. Sözünün bir ağırlığı, eylemlerinin yaptırım gücü vardı.

Elbette ki Türkiye içindeki durum Orta Doğu’dan göründüğü gibi değildi kesinlikle. Demokrasiye, insan haklarına, kadın haklarına, ifade özgürlüğüne, yolsuzluğa dair birçok sorunla boğuşuyor olsak da bölge ülkeleri bizi bambaşka görüyordu.

Velhasıl Arap Ayaklanması’nın başlaması ile birlikte Türkiye’nin bu imajı aşındıkça aşındı. Dini söylemler bir tarafa doğrudan mezhepçi yaklaşımlarla Arap Ayaklanması’na taraf olan Türkiye’nin bölge halkları açısından imajı da bozuldukça bozuldu. Artık bölge insanları “Türkiye de bizim gibi dini söylemlerle konuşuyor, mezhepçi yaklaşımlarla politikalar şekillendiriyor, otoriterleştikçe otoriterleşiyor, biz de aynen onlardaki gibi işlevsiz parlamento var, ekonomik kriz var, kadın hakları ve ifade özgürlüğü gibi sorunlar var. Kısacası Türkiye de bizim gibi” demeye başladı. İşte bu imaj erozyonunu Türk dizileri bile kurtaramadı, kurtaramaz.

Ancak yerel seçimlerle birlikte “Tamamen ölmemiş” dedirten demokrasi, çok seslilik ve laiklik ile birlikte Türkiye yeniden bölgenin markajında.

Türkiye ekonomik krizden otoriterleşmeye, sivil toplum kuruluşlarının üzerindeki baskıdan basının susturulmasına kadar birçok açıdan çok kan kaybetti ancak yerel seçimler Türkiye’de bölge ülkelerine ilham verecek bir ruhun da olduğunu ortaya koymuş oldu.

QOSHE - Orta Doğu bizi izliyor! - Hediye Levent
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Orta Doğu bizi izliyor!

49 1
06.04.2024

Bölge ülkeleri Türkiye’deki yerel seçimleri yakından izledi. Şimdi de sonuçları ve gidişatı anlamaya çalışıyor. Bölge basınında Türkiye’deki seçimlere dair çok sayıda haber, analiz, tartışma programı yapıldı, yapılıyor.

Türkiye’yi yakından izleyen bölgeden uzmanların bir kısmı “Erdoğan kan kaybetti” diyor. Bu kesimin gözünü diktiği isim ise Ekrem İmamoğlu. “Muhalefet yükseliyor” diyenler Türkiye’nin 2028 seçimlerine bambaşka şartlarda gideceğini savunuyor. “Artık yabancıların muhatap olması gereken bir muhalefet var” görüşünü öne çıkaran bu kesime göre, Türkiye’de artık yatırımlardan dış politikaya her şeyi etkileyebilecek yeni dinamikler ortaya çıkabilir. Bu yeni dinamiklerin tetikleyeni ise, yerel seçimlerde yükselişe geçen muhalefetin yürüteceği politikalar olacak. Bu görüşteki uzmanlar, “Türkiye’de artık tek adamın kararı ile işlerin yürüdüğü dönem kapanıyor” yorumları yapıyor.

İkinci kesim ise temkinli ve biraz da şüpheci yaklaşıyor seçim sonuçlarına. “Erdoğan seçim sonuçlarını kabul etmeyecektir, muhalefeti baskı altına almaya çalışacaktır” diyen bu kesim açısından da muhalefetin yükselişi açık bir gerçek. Ancak Erdoğan’ın ve AKP iktidarının muhalefeti baskılamak için her şeyi yapabileceğini savunan uzmanlar Türkiye’nin 2028 seçimlerine daha karmaşık bir ortamda gidebileceğini savunuyor.

Bölge ülkeleri diğer taraftan seçim sonuçlarını etkileyen faktörleri de anlamaya çalışıyor. Türkiye ekonomisinin kötü gidişatını muhtemelen ilk kez idrak eden bölgeden uzmanların fikir........

© Evrensel


Get it on Google Play