İsrail, Gazze’ye yönelik saldırılarında Uluslararası Adalet Divanı tarafından soykırımla suçlanıyormuş, hastane, okul, sivil kişilere ait evlermiş, giriştiği katliamlar halkları tarafından protesto ediliyormuş, bayrammış, ramazanmış… gibi tepkileri umursamadan Filistinlileri katletmeyi sürdürüyor.

8 Ekim’de Filistinlilere yönelik başlattığı savaşta İsrail ordusu büyük çoğunluğu kadınlar ve çocuklar olmak üzere 32 binden fazla Filistinliyi katletti.

İsrail giderek artan “ateşkes” çağrılarını, yaygınlaşan protestoları umursamıyor ama İsrail halkı başta olmak üzere dünya hakları İsrail’in Filistinlilere yönelik soykırıma varan cinayetlerini umursamazlık etmiyor. Özellikle Batılı ülkelerin halkları, İsrail’in katliamlarına suç ortaklığı yapan kendi hükümetlerini de protesto ediyorlar.

11 Mart günü yapılan Oscar Ödülleri törenine de İsrail’in katliamlarına yönelik protesto damgasını vurdu.

Törene katılan pek çok ünlü oyuncu Filistin halkına destek çağrısı yaparak kırmızı halıya yakalarına Filistin bayrağı takarak çıktı. Sanatçıların bu tutumu salondan da büyük alkış alırken salonun dışında da Los Angeleslılar İsrail’i ve ABD’nin İsrail’i destekleyerek katliama ortak olmasını protesto ediyordu.

Protestocu oyunculardan biri de “Poor Things” filmindeki performansıyla öne çıkan Ramy Youssef oldu. Ödül töreni öncesinde verdiği röportajda konuşan Youssef, “Gazze’de acil ve kalıcı ateşkes çağrısında bulunuyoruz. Filistin halkı için barış ve kalıcı adalet için çağrıda bulunuyoruz. Bu savaşın bir parçası olmayalım” diyerek törendeki tepkilerin sözcüsü oldu.

Oscar Ödüllerinin dağıtılmasından kısa süre sonra basın kuruluşlarının Ankara temsilcileri ve parlamento muhabirleri ile iftarda bir araya gelen TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, yaptığı konuşmada, “En son Oscar ödül töreninde bile insanlığın vicdanı açıkça dile geldi. Yakalarına Filistin rozetleri takanlara, orada ödül töreninde insanlık adına konuşup gerçekten Filistin’in mazlum halkına sahip çıkanlara teşekkür ediyorum…” dedi.

Hem TBMM Başkanı hem de AKP’de Erdoğan’dan sonra gösterilecek kişi olan Kurtulmuş, Oscar Ödülleri törenine katılanlara teşekkür ediyor ama;
• Erdoğan’ın Sakarya’daki seçim mitinginde açılan “İsrail’le ticaret utancı sonlandırılsın” pankartının polis tarafından kaldırılmasına,
• Kurtulmuş’un liderinin İstanbul’a BB Başkan adayı olarak atadığı Murat Kurum’un katıldığı kamuya açık, gençlerin Kurum’a sorular sorduğu bir programda, bir gencin Gazze ile ilgili soru soracağı anlaşılınca elindeki mikrofon alınarak sorusunu sormasının engellenmesine,
• İktidarın yandaşı ve yakını firmaların her gün 7-8 gemiciği ile gıda, gübre, çelik, uçak benzini dahil petrol ürünleri, dikenli tel… gibi yürüttüğü savaş için son derce stratejik malları İsrail’e taşımasına, savaşla birlikte artan ticaretle övünülmesine,
• İsrail’in Filistinlilere saldırılarına başlamasından sonra İsrail ve arkasındaki ABD başta olmak üzere Batılı hükümetleri de hedefe koyan Erdoğan ve sözcülerinin son günlerde suçlamaları Netanyahu’ya “katil”, “Adı Hitlerin, Mussoloni’nin yanına yazılacak”, “soykırımcı” …demeye indirgemelerine bir şey söylemeyen Kurtulmuş’un Oscar ödülleri töreninde İsrail’e katliamı durdurma ve acilen ateşkes çağrısı yapanlara teşekkür etmesi samimiyetini tartışılır hale getirmektedir.

Ki, bu tutumuyla Kurtulmuş, iktidarın bırakalım Filistinlilere sahip çıkmayı, Türkiye’nin bu konuda İsrail’e savaşı sürdürmesi için güç vermek anlamına gelen ticarete karşı çıkmayı bile yasaklamasını görmezden gelerek destek vermektedir.

Yerel seçim öncesinde emekliler ve asgari ücretli işçilerden, toplumun yoksul kesimlerinden açlık ve yoksulluk çığlıkları yükselip İsrail, ABD ve Batılı emperyalistlerin desteğinde katliamlarına devam ederken Erdoğan ilginç bir açıklama yaptı.

12 Mart günü büyükelçiler geleneksel iftar yemeği programında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Filistin’de barış sağlanmadan ne bölgede ne de dünyada kalıcı barış sağlanamayacağını” söyledikten sonra sözlerine şeyle devam etti: “Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki barış anlaşmasının imzalanmasıyla bölgede yeni dönemin başlamasını arzu ediyoruz…Kosova’daki NATO gücünün komutasını biz yürütüyoruz. 70 yıldan fazladır üyesi olduğumuz NATO güvenliğimizin temel taşlarından biridir. AB üyeliği de stratejik hedefimiz olmaya devam ediyor…”

İlk bakışta bu açıklama için, “Ne var bunda Erdoğan bugün böyle der yarın başka bir şey der” denebilir. Ancak bu sefer öyle görünmüyor. Çünkü son günlerde tek adam rejiminin yaz aylarında Irak Kürdistanı ve Suriye’nin kuzeyindeki Rojava bölgesine karşı kapsamlı bir operasyon (operasyonlar) yapma hazırlığı içinde olduğu son günlerde daha bir yüksek sesle öne sürülüyor.

Bu operasyonda amacın Türkiye’nin Irak ve Suriye sınırları boyunca 30-40 kilometre derinlikte, Akdeniz’e kadar uzanan bir “güvenli bölge” oluşturmak olduğu belirtiliyor. Bunun için de en başta ABD’den icazet alınması, Irak ve Suriye hükümetleriyle de uzlaşılması gerekiyor. Tabii, İran ve Rusya’nın da burada devreye girmesi kaçınılmaz. Ama Erdoğan önce Bağdat, Erbil ve Süleymaniye (Bölgesel Kürt Yönetimiyle) doğrudan, Suriye ile de dolaylı yollardan uzlaşmaya çalışıyor. Örneğin Sisi’den bu konuda aracılık etmesi isteniyor.

Gerek İsrail’e yönelik Filistin’deki katliamla ilgili Netanyahu’ya sövüp saymaya çekilmiş olması, içeride yükselen tepkilere ve bunun seçimde de ayaklarına dolanmasına karşın İsrail’le ticaretin artarak sürdürülmesindeki ısrar, ABD ve Batılı emperyalistlere İsrail’e destekleri üstünden yapılan eleştirilerin hayli geriye çekilmesi gerekse bir ramazan günü NATO ve AB’ye selam çakılmasında bu “yaz operasyonu” dolayısıyla bölgedeki açmaza giren politikanın kurtarılması amacı oluğu tartışmasızdır. Ki, bu tutumla aynı zamanda ekonomik açmazdan çıkmak için Mehmet Şimşek’in girişimlerinin yetmeyeceğini görüp IMF’nin kapısına gitmenin yoluna taşlar döşemenin amaçlandığını söylemek de yabana atılmaması gereken bir ihtimaldir. Bu da son günlerde sıkça dile getiriliyor.

Dahası Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Bağdat-Erbil-Washington arasında mekik dokumalarında amacın bu olduğu görülüyor.

Henüz bayram değil seyran değilken Erdoğan’ın "NATO’ya bağlılık yenilemesi" yapıp AB’ye girmeyi stratejik amaç ilan etmesi, içine sürüklendiği ve artık böyle gidemeyeceğini kabul etmek zorunda kaldığı ekonomi ve politikadaki açmazlarıyla ilgilidir. “Girişimler” de bu amaçla yapılmaktadır.

Ancak bu gelişmeler hâlâ niyet ve girişim düzeyindedir. Seçimden sonra ülke gündeminde önemli ölçüde yer alacaklardır.

QOSHE - İçinde Gazze olan sorular bile yasaklanırken NATO’ya ve AB’ye selam ne anlama geliyor? - İhsan Çaralan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İçinde Gazze olan sorular bile yasaklanırken NATO’ya ve AB’ye selam ne anlama geliyor?

27 24
16.03.2024

İsrail, Gazze’ye yönelik saldırılarında Uluslararası Adalet Divanı tarafından soykırımla suçlanıyormuş, hastane, okul, sivil kişilere ait evlermiş, giriştiği katliamlar halkları tarafından protesto ediliyormuş, bayrammış, ramazanmış… gibi tepkileri umursamadan Filistinlileri katletmeyi sürdürüyor.

8 Ekim’de Filistinlilere yönelik başlattığı savaşta İsrail ordusu büyük çoğunluğu kadınlar ve çocuklar olmak üzere 32 binden fazla Filistinliyi katletti.

İsrail giderek artan “ateşkes” çağrılarını, yaygınlaşan protestoları umursamıyor ama İsrail halkı başta olmak üzere dünya hakları İsrail’in Filistinlilere yönelik soykırıma varan cinayetlerini umursamazlık etmiyor. Özellikle Batılı ülkelerin halkları, İsrail’in katliamlarına suç ortaklığı yapan kendi hükümetlerini de protesto ediyorlar.

11 Mart günü yapılan Oscar Ödülleri törenine de İsrail’in katliamlarına yönelik protesto damgasını vurdu.

Törene katılan pek çok ünlü oyuncu Filistin halkına destek çağrısı yaparak kırmızı halıya yakalarına Filistin bayrağı takarak çıktı. Sanatçıların bu tutumu salondan da büyük alkış alırken salonun dışında da Los Angeleslılar İsrail’i ve ABD’nin İsrail’i destekleyerek katliama ortak olmasını protesto ediyordu.

Protestocu oyunculardan biri de “Poor Things” filmindeki performansıyla öne çıkan Ramy Youssef oldu. Ödül töreni öncesinde verdiği röportajda konuşan Youssef, “Gazze’de acil ve kalıcı ateşkes çağrısında bulunuyoruz. Filistin halkı için barış ve kalıcı adalet için çağrıda bulunuyoruz. Bu savaşın bir parçası olmayalım” diyerek törendeki tepkilerin sözcüsü oldu.

Oscar Ödüllerinin dağıtılmasından kısa süre sonra basın kuruluşlarının Ankara temsilcileri ve parlamento muhabirleri ile iftarda bir araya gelen TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, yaptığı konuşmada, “En son Oscar ödül töreninde bile insanlığın vicdanı açıkça dile geldi. Yakalarına Filistin rozetleri takanlara, orada ödül töreninde insanlık adına konuşup gerçekten Filistin’in mazlum halkına sahip çıkanlara teşekkür ediyorum…” dedi.

Hem TBMM Başkanı hem de AKP’de Erdoğan’dan sonra gösterilecek kişi olan Kurtulmuş, Oscar Ödülleri törenine katılanlara teşekkür ediyor ama;
• Erdoğan’ın Sakarya’daki seçim........

© Evrensel


Get it on Google Play