Genel Yayın Yönetmenimiz Hakkı Özdal, gazetemizin 2 Mart günü çıkan sayısında okurlarımızı “Evrensel’le dayanışma”ya çağırdı.

Dışarıdan bakanlar herhalde “Evrensel de çok dayanışma çağrısı yapıyor” diye düşünebilirler. Ama genel yayın yönetmenimizin de ifade ettiği gibi Evrensel 29 yıldan beri; gazetenin toplatılmasından kapatılmasına, muhabirlerinin habere ulaşmasının engellenmesinden, yazarlarının, yöneticilerinin, muhabirlerinin mahkemelere sürüklenmesine, para ve hapis cezalarıyla susturulmak istenmesine, üç kez kapatılmasına ve nihayet son yıllarda devletin Basın İlan Kurumu (BİK) tarafından hak hukuk tanımaz gerekçelerle “ilan hakkı” kaldırılarak mali bakımdan da kuşatmaya alınmasına kadar akla gelen gelmeyen her yolla engellenmeye çalışılmıştır, çalışılmaktadır.

Bu yüzden Evrensel, kuruluşundan beri kendisine yönelik idari, siyasi, yargısal vb. engellemelere karşı olduğu gibi mali bakımdan çökertilme hamlelerine karşı da muhabiri, yazarı, dağıtıcısı da olan okurlarına ve elbette ki Evrensel dostlarına dayanarak, sözcüğün gerçek anlamıyla mücadele ederek, taviz vermeden yolunda yürümektedir.

Evrensel’in arkasında holdinglerin milyarları, son yıllarda yandaş medya havuzunun oluşturulmasında da açıkça gördüğümüz gibi devletin olanakları yoktur. Tersine Evrensel, arkasına devletin bütün imkanlarını da alan bu sömürü ve zulüm düzenini, “Kusurları olsa bile, olabilecek düzenlerin en iyisi olduğu”na halkı inandırmak için oluşturdukları yalan ordusu karışışında gerçekleri savunmaktadır.

Burada Evrensel’in iki dayanağı vardır:

1-) Ortaya çıkma zamanı gelmiş gerçeğin ortaya çıkmaktaki inadı,

2-) Evrensel’in okurlarının aynı zamanda onun muhabiri, yazarı, dağıtıcısı olarak ortaya koyduğu gerçeklerin işçi sınıfı ve emekçiler arasında yaygınlaştırılması için kesintisiz bir çalışma içinde olmalarıdır.

Bu açıdan bakıldığında, aslında Evrensel’in okurları sürekli olarak, onu yaygınlaştırmak, ortaya koyduğu gerçekleri emekçiler arasında tartıştırmak, her gün yeni okurlar kazanmak, işçiler ve emekçiler arasındaki tepkileri haber yaparak yaygınlaştırmak durumundadırlar.

Gazetenin “dayanışma” çağrıları, kampanyalar, mücadelenin gelişme seyri içinde ortaya çıkan yeni “imkan” ve “ihtiyaçlar”a dikkat çekerek çalışmanın motive edilmesi içindir.

Nitekim genel yayın yönetmeniz de dayanışma çağrısında, “…Bugün yeni bir kampanyayla çıkıyoruz okurlarımızın karşısına. Önümüze çıkarılan zorlukları güçlenerek aşmak için dayanışma çağrısında bulunuyoruz. Biz yeni bir yayın planı ve yeni yazarlarla gücümüzü artırıyoruz. Sesini duyurmaya çalıştığımız tüm kesimlerden dayanışmayı, bu mücadeleyi sahiplenmelerini… sesimizi daha çok mecrada ve daha yaygın duyurmak için her zaman olduğu gibi okurlarımızın, yazarlarımızın, tüm emekçilerin desteğine güveniyoruz” diyor.

Genel yayın yönetmenimizin söylediklerinden anlıyoruz ki gazetemizin merkezi; yeni yazarlarla gazetenin kadrosunu zenginleştirirken aynı zamanda daha çalışılmış haber, röportaj, dosya vb. ile gazetenin okunurluğunu artıracak girişimler yapmayı da amaçlamaktadır. Ki bu girişimlerin sonuçları son günlerde gazeteye yansımaya da başlamıştır.

Gazetemizin bu girişiminden biz okurlara düşen ise sadece “Gazetemiz daha okunur oluyor, daha ilgi çekici hale geliyor” güzellemesi yapmanın ötesine geçerek bu çağrıdan kendimize görevler çıkarmaktır.

Çünkü burada her birimize;

Basılı gazete ve “e-gazete”nin abone sayısını artırmak ve pratikte bu sorumluluğu kesintisiz hale getirmek için gerekli adımları atmak,İş yerlerinden, emekçi semtlerinden, mücadelenin olduğu her alandan gazeteye gönderilen haber, röportaj ve mektupların sayısını mümkün olduğu kadar artırmak,Gazetenin aynı zamanda işçilerin, emekçilerin, gençlerin, kadınların, çevre hareketinin… mücadelenin sorunlarını ve çözümlerini tartıştıkları bir platform olarak değerlendirilmesinde yeni kalıcı adımlar atmak gibi sorumluluklar düşmektedir.

Gerçekle yalan arasındaki mücadelenin ön cephesinde yer alan işçi gazetesi olarak Evrensel, sermaye medyasının ördüğü yalan perdesini yırtacak keskin bir kılıçtır.

Bu kılıcı, kendi deneyimlerimizle de zenginleştirerek ustaca kullandığımız ölçüde, düzen güçleri ne yaparsa yapsın Evrensel yenilmeyecektir!

Marx ve Engels’in en bilinen eserleri olan Komünist Manifesto, “Sınıfların ortaya çıkmasından beri toplum tarihi, sınıf mücadelelerinin tarihidir” cümlesiyle başlar.

Bu temel saptamayı popülerleştirerek tarihin bazen “ilericilikle gericilik” bazen “devrimle karşı devrim” bazen “sömürenlerle sömürülenler “… arasındaki mücadelenin tarihi olduğunu söylüyoruz. Böyle söylerken bir indirgeme yapılsa da yanlış bir şey söylemiş olmuyoruz. Ki bunlara, “Tarih yalanla gerçek arasındaki mücadelenin tarihidir” ifadesini de eklersek yine yanlış bir şey söylememiş oluruz.

Çünkü sınıfların ortaya çıkmasından beri; köleci toplumda bir avuç köle sahibi milyonlarca emekçi (köle) üstünde, feodal toplumda bir avuç soylu milyonlarca serf (toprak kölesi), kapitalist toplumda da bir avuç sermaye sahibi milyonlarca işçi (ücretli köle) üstünde egemenliklerine meşruiyet sağlamak için gelenek, görenek, din, felsefe, olduğu kadar bilimin geçeklerini ters çevirerek kullanmışlardır. Yani, sistemin gerçekte tamamen egemenlerin lehine işlediğinin görülmemesi için insanların aklına yalanlardan oluşan bir perde çekmişlerdir.

Tarih sahnesine çıkmasından beri işçi sınıfı, sömürü ve zulüm düzenlerinin en ileri gideni olan kapitalizmin üstüne örtülen yalandan dokunmuş perdeyi yırtmak için gazeteyi kullanmıştır.

Evrensel, 1995’te yayın hayatına başlamasından beri, dünya ve ülkemiz işçi sınıfının yayımcılığının olağanüstü zenginliğinin mirasçısı olarak, sayısız renkteki burjuva medyası karşısında, halkın gözlerinin önüne (beyinlerine demek daha doğru) çekilen yalan perdesini yırtmak için işçi sınıfının keskin kılıcı olarak mücadele etmektedir.

QOSHE - İşçi gazetesi, sınıflar mücadelesinin en ön cephesindedir - İhsan Çaralan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İşçi gazetesi, sınıflar mücadelesinin en ön cephesindedir

25 76
13.03.2024

Genel Yayın Yönetmenimiz Hakkı Özdal, gazetemizin 2 Mart günü çıkan sayısında okurlarımızı “Evrensel’le dayanışma”ya çağırdı.

Dışarıdan bakanlar herhalde “Evrensel de çok dayanışma çağrısı yapıyor” diye düşünebilirler. Ama genel yayın yönetmenimizin de ifade ettiği gibi Evrensel 29 yıldan beri; gazetenin toplatılmasından kapatılmasına, muhabirlerinin habere ulaşmasının engellenmesinden, yazarlarının, yöneticilerinin, muhabirlerinin mahkemelere sürüklenmesine, para ve hapis cezalarıyla susturulmak istenmesine, üç kez kapatılmasına ve nihayet son yıllarda devletin Basın İlan Kurumu (BİK) tarafından hak hukuk tanımaz gerekçelerle “ilan hakkı” kaldırılarak mali bakımdan da kuşatmaya alınmasına kadar akla gelen gelmeyen her yolla engellenmeye çalışılmıştır, çalışılmaktadır.

Bu yüzden Evrensel, kuruluşundan beri kendisine yönelik idari, siyasi, yargısal vb. engellemelere karşı olduğu gibi mali bakımdan çökertilme hamlelerine karşı da muhabiri, yazarı, dağıtıcısı da olan okurlarına ve elbette ki Evrensel dostlarına dayanarak, sözcüğün gerçek anlamıyla mücadele ederek, taviz vermeden yolunda yürümektedir.

Evrensel’in arkasında holdinglerin milyarları, son yıllarda yandaş medya havuzunun oluşturulmasında da açıkça gördüğümüz gibi devletin olanakları yoktur. Tersine Evrensel, arkasına devletin bütün imkanlarını da alan bu sömürü ve zulüm düzenini, “Kusurları olsa bile, olabilecek düzenlerin en iyisi olduğu”na halkı inandırmak için oluşturdukları yalan ordusu karışışında gerçekleri savunmaktadır.

Burada Evrensel’in iki dayanağı vardır:

1-) Ortaya çıkma zamanı gelmiş gerçeğin ortaya çıkmaktaki inadı,

2-) Evrensel’in okurlarının aynı zamanda onun muhabiri, yazarı, dağıtıcısı olarak ortaya koyduğu gerçeklerin işçi sınıfı ve emekçiler arasında yaygınlaştırılması için kesintisiz bir çalışma içinde olmalarıdır.

Bu açıdan bakıldığında, aslında Evrensel’in okurları sürekli olarak, onu yaygınlaştırmak, ortaya koyduğu........

© Evrensel


Get it on Google Play